Muğla'nın Ula ilçesinde, 29 yaşındaki Hilmi Turan’ın 250 metre yükseklikten düşerek hayatını kaybettiği taş ocağının izinsiz faaliyet yürüttüğü ortaya çıktı. Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Gökova Meclisi ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Muğla İl Örgütü, taş ocağı önünde basın açıklaması yaparak yaşam alanlarını tehdit eden taş ocaklarının faaliyetlerinin durdurulmasını istedi.
Olay, Ula’ya bağlı Gökova Mahallesi'ndeki maden ocağında 8 Aralık’ta meydana geldi. Kepçe operatörü Hilmi Turan taş ocağında çalışırken kullandığı kepçenin üzerinde bulunduğu toprak kaydı. Turan, kepçeyle birlikte yaklaşık 250 metre yükseklikten aşağı yuvarlandı. İhbar üzerine olay yerine AFAD, UMKE, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaklaşık 3 saatlik çalışmanın ardından Hilmi Turan'ın cesedine ulaşılabildi.
TIKLAYIN | Muğla'da iş cinayeti: 250 metre yükseklikten yuvarlanan kepçe operatörü yaşamını yitirdi
Hilmi Turan’ın hayatını kaybettiği kaza sonrasında, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün 1 Eylül 2022 tarihinde söz konusu taş ocağının faaliyetini durdurma kararı aldığı ortaya çıktı. Jandarma ekiplerince yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen işletme sahibi M. A., çıkarıldığını hakimlikçe 'taksirle öldürme' suçundan tutuklandı. İşletme daimi nezaretçisi S.D. ise adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nün kararında, “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında 4086 sayılı Yasa’nın 20. ve Yönetmeliğin 23. maddeleri kapsamında, ‘zeytinlik sahalar içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede, zeytinyağı fabrikası hariç, zeytinlerin gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan; toz, duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez” hükmü kapsamında söz konusu faaliyetin uygun görülmediği belirtilmiştir” denildi. Kararda ayrıca, şirket tarafından proje tanıtım dosyasında yer alan “Proje sahası içerisinde yapılacak maden çıkarma ve işleme faaliyetleri ile ilgili olarak Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden gerekli izinler alınacaktır” taahhüdüne uyulmadığı ve Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden uygun görüş ve izin alınmadığının tespit edildiği belirtildi.
MUÇEP Gökova Meclisi, bugün taş ocağı önünde basın açıklaması yaparak yaşananın kaza değil cinayet olduğu ve konunun takipçisi olacaklarını belirtti. MUÇEP Sözcüsü Candan Süsoy, şunları söyledi:
“Bizler, Gökova ahalisi olarak, taşocaklarının yıllardır bölgemizde neden olduğu ekolojik yıkıma karşı mücadele ediyoruz. Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin sınırında yürütülen bu faaliyetler ormanlarımızı, zeytinliklerimizi, tarım alanlarımızı tahrip ediyor. Gece gündüz demeden patlatılan dinamitlerin gürültüsü, üzerimize yağan tozlar, yaşam kalitemizi yok ediyor, su kaynaklarımızı kirletiyor. Yerleşim yerlerinden geçen malzeme yüklü kamyonların oluşturduğu yoğun trafik, yaşamlarımızı tehdit ediyor. Zeytin koruma yasasına göre 3 km’den fazla yaklaşmaması gereken maden ocakları, zeytinliklerimizle iç içe faaliyetlerini yürütüyorlar. Devletin kurumları, yasalara aykırı bu faaliyetlere göz yumarak bu doğa tahribatına adeta izin veriyorlar, yaşanan doğa yıkımının ortağı oluyorlar.
Yaşamlarımızı ve yaşam alanlarımızı tehdit eden bu faaliyetlere karşı mücadele ederken 8 Aralık 2022 tarihinde, Astek Madencilik’in izinsiz yürüttüğü faaliyet sırasında kepçe operatörü Hilmi Turan isimli arkadaşımızın yaşamını yitirdiği haberi ile kahrolduk. Astek Madencilik, 1 Eylül tarihinde Muğla Valiliği tarafından kendisine faaliyetini durdurması için tebligat yapılmış olmasına karşın yasal uyarıyı hiçe sayarak izinsiz faaliyetine devam etmiş ve bu iş cinayetine neden olmuştur. Ülkemizin birçok yerinde madencilik faaliyetlerinde benzer şekilde iş cinayetlerinde yitirdiğimiz canlarımızı bir kez daha saygı ile anarken bu cinayetlerin işin fıtratında olduğuna yönelik açıklamalarla adeta normalleştirilmeye çalışılmasına da isyan ediyoruz. Gözü daha fazla kârdan başka bir şey görmeyen sermaye sahiplerinin doğayı ve insan hayatını sömürmesinin sonucu olarak yaşam alanlarımızı ve yaşamlarımızı kaybediyoruz.
Yetkili kurumlara sesleniyoruz; şirketlerin rant hırslarını doyurmak için daha fazla verecek canımız yok. Yaşanan bu iş cinayeti tüm yönleri ile ortaya çıkarılarak sorumluları gereken cezaya çarptırılsınlar. Gökova bölgesinde yaşam alanlarımızı ve yaşamlarımızı tehdit eden tüm taş ocağı faaliyetleri derhal durdurulsun. Ormanlarımızın, zeytinliklerimizin, tarım alanlarımızın ve su kaynaklarımızın korunması için bölge halkının katılımı ile bir yönetim planı oluşturulsun. Gökova Meclisi olarak, yaşamını yitiren Hilmi Turan’ın yakınlarına başsağlığı diliyoruz ve bu iş cinayetinin sorumluları gereken cezayı alıncaya kadar takipçisi olacağımızı bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz.”
TİP Menteşe İlçe Başkanı İstem Akkoyunlu ise şöyle konuştu:
“Tek bir gün daha geçmiyor ki patronların kâr hırsı için bir işçi arkadaşımızı daha kurban vermeyelim. 4 gün önce burada, Astek Madencilik’in taş ocağında, üstelik izinsiz yürüttüğü faaliyet sırasında bir canımızı daha, bir emekçi kardeşimizi daha kaybettik. İş makinesi operatörü olarak çalışan emekçi kardeşimiz Hilmi Turan yaşamını yitirdi. Neredeyse planlanmış bir iş cinayetiyle karşı karşıyayız ve ne yazık ki bu acı kaybımızın ne ilk ne de son kaybımız olmadığını biliyoruz. Geçtiğimiz ekim ayında 158, 2022 yılının ilk 10 ayında ise bin 521 emekçi arkadaşımız, oluşturulmayan işçi güvenliği ve alınmayan önlemlerden dolayı yaşamını yitirdi. Başta Hilmi Turan’ın ailesi olmak üzere, mesai arkadaşlarına da başsağlığı diliyoruz. İzinsiz faaliyet yürüterek emekçilerin hayatına kasteden, doğayı talan eden Astek Madencilik’in karşısında; işçilerin, emekçilerin, yaşamın yanında olduğumuzu bildiriyoruz.”
Hilmi Turan’ın eniştesi Sonay Günüç de “Hilmi kardeşim, burada bu şartlarda çalışırken iş kazasında cinayet olarak vefat etti. Buradaki sorumluların ve burada faaliyet gösteren işletmenin kapalı olduğu halde iş kazasına sebep olanların, dinamit patlatanların, bunlara kimlerin izin verdiğini, burada kimlerin sorumlu olduğunu öğrenmek için avukatımızla tüm kurumlara başvurumuzu yaptık. Biz, bu cinayetin peşini bırakmayacağız. Bizim içimiz yanıyor. Amacımız, başkalarının da bu şekilde cinayete kurban gitmesini önlemek. En azından başkaları da bu şekilde vefat etmesin, amacımız bu" diye konuştu. (ANKA)