Muhafazakârların cinsel eğitim zaferi

Muhafazakârların cinsel eğitim zaferi

Avrupa Birliği'nin (AB) temelde yasama görevi gören Avrupa Parlamentosu (AP), aşırı Katolik grupların ve parlamentodaki Hrıstiyan Demokrat ve muhafazakar grupların girişimiyle üreme ve cinsel haklar hakkında hazırlanan karar tasarısının gündemden düşürüldü. Tasarı, kürtajdan hakkından, LGBT haklarına kadar bir dizi öneriyi içeriyordu. Liberal Grup Başkanı Guy Verhofstadt da muhafazakarların “hak eşitliği ve kadınların özgürlüğü konusunu askıya aldıkları” görüşünü savundu.

Kayhan Karaca'nın Deutsche Welle Türkçe'de yer alan haberine göre, Avrupa Birliği içinde muhafazakar değerlere bağlı toplum görüşünden yana olanlar ile liberal değerlerin hakim olduğu toplumu savunanlar arasında cinsel eğitim konusunda yıllardır devam eden savaşta muhafazakarlar bu hafta Avrupa Parlamentosu  cephesinde önemli bir zafere imza attı.

Avrupa Parlamentosu Sosyal Demokrat Grup üyesi Portekizli parlamenter Edite Estrela tarafından “üreme ve cinsel haklar” hakkında hazırlanan bir karar tasarısı, aşırı Katolik grupların lobisi ve AP’deki Hrıstiyan Demokrat ve muhafazakar grupların girişimleriyle gündemden düşürüldü. Portekizli raportörün 88 maddelik karar tasarısı metni, genel kurulda 327 oya karşılık 334 oyla “Cinsel eğitim AB’nin değil, üye devletlerin işidir” ibaresinin yer aldığı tek maddelik bir karara dönüştürüldü. Oylamada 35 parlamenter de çekimser kaldı.

 

Raporun içeriği

 

Portekizli raportör Estrela’nın cinsel eğitim ve kürtaj konularındaki önerileri popülizm rüzgarlarının estiği Avrupa’da muhafazakarlara aşırı liberal geldi. Raporda, öncelikli olarak AB genelinde cinsel eğitimin şu anda olduğu gibi sadece orta dereceli değil, aynı zamanda ilkokullarda da –kız ve erkek çocukların beraber olduğu bir ortamda- zorunlu hale getirilmesi önerilmekteydi. Ancak rapora karşı çıkan muhafazakar çevreleri esas rahatsız eden unsur, cinsel eğitim derslerinde sadece cinselliğin değil, aynı zamanda “duygusal ilişkinin”, cinsel ayrımcılık ve önyargılarla mücadelenin, LGBT (lezbiyen, gay, biseksüel, transseksüel) haklarının, kürtaj hakkı önündeki tüm engellerin kaldırılmasının ve kadınların cinsellikleriyle ilgili karar verme haklarının da öğretilmesine yönelik öneriler oldu.

Portekizli raportör, tüm bunları önerirken, günümüzde cinsel eğitimin tüm AB ülkelerinde “zorunlu” olduğunu belirtmekle birlikte, içerik ve kalite olarak değiştiğini, bu alanda en kaliteli eğitimin Benelüks ve İskandinav ülkeleri ile Almanya ve Fransa’da verildiğini de not ediyordu. AB’nin Doğu Avrupa ve Akdeniz’deki üyelerinde ise cinsel eğitimin ya “eksik” ya da “neredeyse yok” olduğunun altını çizmekteydi. Kürtaj konusuna gelince; AB üyesi 20 ülkede kürtajın “yasal ve talep üzerine gerçekleştirildiğini”, 3 ülkede (İngiltere, Finlandiya, Kıbrıs) “kısıtlayıcı nedenlerin geniş çerçevede yorumlandığını”, 3 ülkede ise (İrlanda, Polonya, Lüksemburg) aynı kısıtlayıcı nedenlerin “dar çerçevede yorumlandığını” ve bu nedenle bu ülkelerde hemen hiç kürtaj uygulanmadığını kaydetmekteydi. Malta’nın kürtajı tamamen yasaklayan tek AB üyesi olduğu da bu kapsamda bir kez daha hatırlatılmaktaydı.

 

Muhafazakarlardan sert tepki

 

Tüm bu öneri ve veriler AP genel kurulunda muhafazakarların sert tepkisine neden oldu. Hrıstiyan Demokrat grubun büyük çoğunluğu, İngiliz muhafazakarlar ve bu iki grubun arkasına takılan AB karşıtları ile aşırı sağcılar, cinsel eğitimle ilgili liberal kararların çıkmaması için son yıllarda Avrupa genelinde yoğun lobi faaliyeti yürüten Katolik kilisesinin de desteğiyle az bir farkla karar metninin genel kuruldan geçmesine engel oldu.

Oylama öncesi AP kulislerinde edinilen bilgilere göre parlamento üyelerine karar tasarısı aleyhinde oy kullanmaları için son birkaç günde 80 binden fazla elektronik posta gönderilmişti. Hatta Alman Piskoposlar Konferansı Başkanı Başpiskopos Robert Zollitsch, karar metnine karşı lobi yapmak için 15 gün önce şahsen Brüksel’e gitmiş ve birçok AB yetkilisiyle görüşmüştü. Zollitsch, oylamadan bir gün önce yaptığı yazılı açıklamada, karar tasarısını “sorunlu” olarak tanımlayıp, “insan onuru, yaşam hakkı ve vicdan özgürlüğü gibi temel hakları marjinalleştirdiğini” savunmuştu. Alman Başpiskopos, kürtajın “sözde bir hak olarak yayılması” fikrini de eleştirmişti.

 

Kadın haklarına darbe

 

Oylama sonrası “sağcı grupların manipülasyon ve engellemelerini” eleştiren Sosyal Demokrat Grup Başkanı Avusturyalı parlamenter Hannes Swoboda, AP’nin geçmişte cinsel yaşam ve üremeyle ilgili hakları tanıdığını hatırlatıp, muhafazakarları “kadınlar için yıllar süren tartışmalar sonunda elde edilmiş hakları çöpe atmakla” suçladı. Liberal Grup Başkanı Guy Verhofstadt da muhafazakarların “hak eşitliği ve kadınların özgürlüğü konusunu askıya aldıkları” görüşünü savundu. Verhofstadt, gelecek yıl Avrupa Komisyonu’nun sağlık konuların sorumlu yeni üyesini seçerken bu konuyu da gündeme getireceklerini söyledi.

Raportör Edite Estrela ise “Muhafazakarlar gerçek yüzlerini gösterdiler” ifadeleriyle tepki gösterdi. Portekizli parlamenter, “Muhafazakarlar aşırı sağcılarla güçlerini birleştirerek AB’nin temel ilkeleri olan insanlık onuru, özgürlük, eşitlik ve ayrımcılıkla mücadeleye karşı yeni bir cephe açmış oldular” ifadelerini kullandı. Estrela, raporundaki önerilerin sadece AB üyesi ülkeler değil, AB adayı ülkeler için de geçerli olmasını istiyordu.