CHP Genel Başkan adayı Muharrem İnce, "Ben genel başkan olduğumuzda CHP’nin ışıkları sabaha kadar yanacak. Onun içni buradayım. 15 yaşındaki Berkin’imin anasını meydanlarda yuhalatan o adamı oradan indirmek için buradayım" dedi.
İnce, "Çocuklarımızı istenmediği okullara yerleştirenleri engellemek içni buradayım. Dolar Euro sevdasına düşmüş bir Başbakanı, Atatürk ve İnönü’ye 'iki ayyaş' diyen o adamı indirmek için buradayım. Cumhurbaşkanını yüce divana göndermek için buradayım" diye konuştu.
İnce, konuşmasında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirerek, "Kılıçdaroğlu parti içi demokrasi diye geldi, tek adamlığa gidiyor" dedi.
CHP Genel Başkanı adayı Muharrem İnce 18. Olağanüstü Kurultay’da konuştu.
İnce, kurultayda mevcut Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP Başkanı olmak için yarışacak.
Muharrem İnce'nin konuşmasının satırbaşları şöyle:
Umut bir başlangıçtır. Umut bir inandırmaktır. Umut yaşama biçim vermektir. Umut varsa zorluk yoktur. Umut varsa yapılması gereken işler vardır. Bizim içim bahane yoktur. Bizim için imkansızlıktır yoktur. Zorluk yoktur, engel yoktur. Yürüyeceğiz hep beraber. Umuda koşanlarla yürüyeceğiz. Ülkemiz insanına en güzelini vermek için varız. Düğümleri çözmek için varız. Karanlığı, esareti bitirmek için buradayız.
Benim iddiam, ben genel başkan olduğumda CHP’nin genel merkezinin ışıkları sabah kadar yanacak onun için buradayım. Seçim akşamları genel merkezlerin önünü cenaze evine değil, bayram yerine döndürmek için buradayım. Berkin’in anasını yuhalatan adamı oradan indirmek için oradayım. Çocuklarımızı istemedikleri okullara kaydedilmemesi için buradayım. Özgürlük diyenleri gazlatmamak için buradayım.
Bir başbakanın Atatürk’e ve İsmet İnönü’ne “İki ayyaş” dedirtmemek için buradayım. Komşularımızı sıfırlatmamak, gençlerimizi örgütlere kaptırmamak için buradayım. Evindeki paraları sıfırlayan, hırsızlığı kapatmak için yargıyı kendine bağlayan cumhurbaşkanını Yüce Divan'a göndermek için buradayım. Gençlerimize özgürlük şarkıları söyletmek için buradayım. Özgürlük demek için, ekmek demek için buradayım. Diyarbakır’dan Rize’ye kardeşlik türküsü söyleyeceğiz. Halayı omuz omuza çekeceğiz. Önce devrimciliğimi önce solculuğumuza hatırlayacağız. Ben yola çıkarken büyük isimlerle çıkmadım. Büyük isimlerle ilgilenmiyorum. Bana büyük davaya inanmış isimler lazım. Örgütümüze güveneceğiz.
Artık bu partide başkanın ne zaman istifa edeceğini tüzük yazacak, başkan partiyi birinci partiyi yapamazsan gidersin yazacak. Bu sayın Kılıçdaroğlu için de geçerli olacak benim için de geçerli olacak. İlk iki seçimde seçilemeyen gider! Artık millet CHP’nin genel başkanı ne zaman gidecek diye beklemeyecek. Hiçbir genel başkan iktidar yapamazsan gidersin tüzüğü karşısında, anlamsız bir oy kaybından söz edemeyecek. Artık CHP rakiplerinin karışma ihtimalinden Arınç ve Erdoğan’ın kavgasından medet uman bir parti olmayacak.
Sağ ve sol açılımını tartışmalıyız. Sağa yatkın kişiyi seçelim, oylar çantada keklik. Bu sağcıyı öne sürdüm hadi şimdi oltaya diyoruz. Bu mantığı doğru bulmuyorum. Bu milletin sol değerleriyle daha mutlu olacağına inanıyoruz. 90 yıllık parti, kendi başkentinden bir aday bulamıyorsa yazıklar olsun!
Ben şimdi CHP’nin parti meclisine girersem beni CHP’li sanarlar diyeni aday yapıyorsak hepimize yazıklar olsun! Partiye yeni isimler kazandırmaya evet ama değerlerimizden uzaklaşmaya hayır!
Biz nasıl oy alacağız? Nasıl sağdan oy alacağız? Bireyi önemseyerek, bireye saygı duyarak, haklarını özgürce kullanmasını yaratarak… Ecevit yüzde 42’yi nasıl aldıysa biz de öyle alabiliriz. CHP ırmağa benzer. CHP’nin bu kaynağı kuvayi milliye ruhudur.
Sonradan kaynağa katılan beni sorgulayamaz, haddi değil. Sonradan katılan dereler ruh vermek için gelir. Merkez sağdan gelen arkadaşlarıma sesleniyorum. Laiklik konusunda, yaşam biçimi konusunda hiçbir farkımız olmayan arkadaşlarımıza sesleniyorum. Hiç kaynağımız bir, kökümüz bir… Sorun partisine katkısı olmamış, başaramamış kişileri CHP’nin kurtarıcı olarak görmesidir, başarısızlık bu yüzdendir. Şımarıklık yapıyor değilim ama her yerden oy alabiliriz. Seçimler iptal olduğunda Yalova’da herkes oradaydı. Sağcılaşmadan sağdan oy aldık!
Son yaşadığımız seçim cumhurbaşkanlığı seçimi. Bu seçimde içimde yara olan bir olay anlatacağım. TV’den öğrendim cumhurbaşkanı adayımızı.
Meclis üyeler bilmiyor, vekiller bilmiyor sadece genel başkanımız biliyor. Meclis üyelerine anket yapıldı. Size anket yapıldı kimi cumhurbaşkanı görmek istersiniz diye. Biriniz Ekmeleddin İhsanoğlu yazdınız mı? O zaman o anketi neden yaptınız? Ayrıca dik durmak önemli. Dik olsanız da listede olacağınız da tartışmalı. Kılıçdaroğlu 'risk aldım' dedi. Ekmeleddin İhsanoğlu ismini gördüğümde bu yüzde yüz başarısızlık dedim.
Tayyip Erdoğan gibi birinin karşısına miting yapamayan birinin kazanmasını nasıl düşünürsün. Bu risk almak değil, bu öngörüszlük, bu siyaseti bilmemektir. Olan oldu, aday yapıldı. Şimdi dedim yine kurtarabiliriz. Yöntem değişikliği önerdim.
Dedim ki, MHP ile çatı kurmayalım, MHP ayrı çatı çıkarsın. Birden fazla aday çıkaralım dedim. Sakalım olmadığı için dinletemedim. İsim önermedim matematik önerdim.
Önerim kabul gmrseydi Erdoğan bugün cumhurbaşkanı olamayacaktır. Atatürk düşmanı bir adam. Bu adam orayı bile yıkıyor, oranın bile kurallarını değiştiriyor. Hazmedemiyorum bu seçimi hazmedemiyorm.
Kılıçdaroğlu’nun kişi olarak çok severim, kendisiyle kişisel hiçbir sorunum yoktur. Namuslu bir adam olduğundan hiç şüphem yok. Uyguladığı yanlış politikalarla cumhurbaşkanlığı hediye etmiştir. Ben buna isyan ediyorum.
Disiplin diyor şimdi Genel Başkan. Disiplinsizliği yapan Kılıçdaroğlu’dur.
Bir gazetede vardı. Kılıçdaroğlu, “Elimi masaya vuracağım” demiş. Sayın Kılıçdaroğlu, siparişle masaya yumruk vurursanız sadece eliniz acır, kimse korkmaz. Siz demediniz mi bu partide korku duvarlarını yıkmaya geliyorum diye.
İlk başkan seçildiğinizde 40 bin kişiye seslendiniz. Yazık değil mi düğün salonunda kurultay yapıyoruz. Salonlar doluymuş. Bütün salonları aradım boşmuş.
İşler kötüye gidiyor. Parti başarısızlığa doğru gidiyor. Parti üyeleri sizin iktidar olacağınıza inanırsa disiplin kendiliğinden olur zaten. Sopayla disiplin olmaz. Disiplin başarıya odaklanmayla olur. Seçimde seçmenlerimiz tıpış tıpış değil koşa koşa oylarını kullanmaya gitmeli. Basın bizi desteklemiyor, paramız yok bunlar bahanemizdir. Başarıya inanan bir CHP’dir benim amacım. Benim amacım umudun CHP’si, başarının CHP’sini yaratmaktır.
İsmet Paşa’ya bir gün laf atıyorlar: Tek adam, diktatör diyorlar. Ben tek adamlıktan demokrasiye geldim, siz demokrasiden tek adamlığa gitmek istiyorsunuz diyor. Sayın Kılıçdaroğlu tek adamlığa gidiyor aramızdaki fark bu. Türkiye’de bir zalim diktatörleşiyor. Bu zalim diktatörleşiyorsa direniş haktır!
Balkonlardan konuşan o faşist lideri susturmak için buradayım. 2015 seçimlerim bir kader seçimi olacaktır. Köprüden önce son çıkıştır bu seçim. CHP yüzde 24 oy alırsa, Erdoğan başkan olacak. Ondan sonra CHP’ye kimin başkan olacağının hiçbir önemi olmayacak.
Eğer sokakta bakkal, terzi, marketini, kuaförünüz size diyorsa Kılıçdaroğlu başbakan olacak tamam ama demiyorsa bir umudun yanına gelin! Halkın umudu Kılıçdaroğlu ise inanın sizin kadar ben de sevinirim ama sokak böyle demiyor. 2010’da böyle diyordu ama artık demiyor
Çetin Altan yazsaydı bunu şöyle yazardı: Türk’e Türk propagandasına gerek yok bana burada “Başbakan Kılıçdaroğlu” diye bağırmanıza gerek yok. Sokakta bağırıyor mı ona bakın. Bana ne propagandası yapıyorsunuz. Bana AKP’liler laf atınca şaşırmıyorum da. Siz kardeşlerim bana laf atınca mı şaşıracağım. Hepiniz benim kardeşlerimsiniz. Bu hava seyre gelmez yoldaşlar.
Daha özgür, daha mutlu bir Türkiye için 2023’e Türkiye’yi biz hazırlayacağız. AB’yi biz tamamlayacağız.
Biz bu yolculukta önce kendi iç sorunlarımızı çözeceğiz. 'Affedersiniz bana Ermeni dediler' diyen çağ dışı bir kafa bu sorunları çözemez. Alevi ve Kürt sorununu sol birikimle çözeceğiz. Benim genel başkanlığımda Aleviliğini tanımını devlet yapamayacak, sadece saygı duyacak. Ekonomi önceliğimiz olacaktır. Önce ekmek diyeceğiz.
Bu toplumun sorunlarını beraber çözeceğiz. Bu büyük yürüyüşü başlattık. Son durak başbakanlık. AVM yapmak mı eğitime destek vermek mi önemli. Üretmek ve paylaşmak birbirinin tamamlayıcısıdır.
Her girdiği seçimi kazanan o adam var ya Recep Tayyip Erdoğan. Bir gün prompter bozuldu cam bozuldu donakaldı. Eyy CHP diyor. Allah benzetmesin! Malazgirt’ten örnek veriyor. Bu da adam dedim palavracı. Bu ne anlatıyor dedim. Cahil bir adam. O zamanlarda top yok ki dedim. Bunun okuma yazması yok. Kılıçdaroğlu böyle bir adamı yenemediğiniz için isyan ediyorum. Böyle bir adamı yenemediğiniz için haykırıyorum ben. Dedem de şehittir benim dedi. Böyle bir belge yok. Bir cahile seçim üzerine seçim kaybediyoruz.