Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 14'te sabit tutmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, "Faiz düşecek, kurlar artacak, ihracat yapacaktık. Cari açığı kapatacaktık. Öyleyse geçen gün Merkez Bankası faizini neden düşürmedin? O zaman düşür; dolar zıplasın, ihracat artsın zenginleşelim. Öyle söylüyordun ekonomi tezin böyleydi. Bunun bir yalan olduğunu hepimiz gördük. Erdoğan'ın tezi de ekonomik modeli de çöktü. Sonunda kala kala Birleşik Arap Emirlikleri swap anlaşmasına, hatır çekine kaldık" dedi.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, partisinin Memleket Buluşmaları programı kapsamında Yozgat'a geldi.
Konuşmasına Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonomi tezlerini eleştirerek başlayan İnce, “Erdoğan'ın bir tezi vardı; faiz sebep, enflasyon sonuç. Benzin 14, mazot 14, dolar 14, faiz 14. Ben ekonomistim diyordu. Faiz düşünce, enflasyon düşecekti. Düştü mü? Düşmedi. Merkez Bankası politika faizinin 14 olduğuna bakmayın. Gidin bankalara faizi görürsünüz. Çiftçinin borcunu isterken, öğrencinin kredi borcunu isterken nas aklına gelmiyor. Merkez Bankası aklına gelse de bir işe yaramıyor” dedi.
İnce, “Faiz düşecek, kurlar artacak, ihracat yapacaktık. Cari açığı kapatacaktık. Öyleyse geçen gün Merkez Bankası faizini neden düşürmedin? O zaman düşür; dolar zıplasın, ihracat artsın zenginleşelim. Öyle söylüyordun ekonomi tezin böyleydi. Bunun bir yalan olduğunu hepimiz gördük. Erdoğan'ın tezi de ekonomik modeli de çöktü. Sonunda kala kala Birleşik Arap Emirlikleri swap anlaşmasına, hatır çekine kaldık. Türkiye'de yaşanan yoksulluk, bu derin kriz, ekonomik buhran dış güçlerin eseri değil; akılsızlığın, beceriksiz yönetimin eseridir. Yani sorumlu olarak cihan harbini, 1999'daki depremi, 2001 krizini göstermesi ise işin cabasıdır” diye konuştu.
İnce iktidara yönelik eleştirilerine şu şekilde devam etti:
"Bir yandan Türkiye'de ekonomik kriz, derin bir yoksulluk yaşanırken; öbür tarafta eli açık, cömert bir Cumhurbaşkanı var. Somali'nin IMF borcunu ödüyor. Afganistan'a 700 ton gıda yardımı gönderiyor. İyilik treniymiş. Türkiye büyük devlettir. Tabii ki yardım eder ama milletimiz aç, milletimiz yoksul. Bu iyilik treni ne yazık ki Yozgat'a hiç uğramıyor. Cehalet fakirlik, bilim zenginliktir.
Bir aşı firması Biontech; Almanya ekonomisine yüzde 20 katkı sağlıyor. Yani dijital teknolojiyi, tasarımı, markalaşmayı, nitelikli eğitimi, kuantumu, uzay madenciliğini, teknolojiyi, bilimi, tarımda verimliliği, üretimi konuşmazsak, ancak cin çıkarmayı, yoksulluğu konuşuruz."
“Beceriksiz, 20 yılın sonunda Türkiye'yi duvara toslatan bir iktidar var. Ama umut olamayan da bir muhalefet var” diyen İnce, muhalefete ise şu sözlerle yüklendi:
"Muhalefet de önümüzdeki günlerde milletimize bir reçete sunacak ama henüz masadaki oturma düzenini çözemediler. Önce kim konuşacak? Masanın kenarına, köşesine, ortasına kim oturacak bunu çözemediler. Allah'tan yeni kurulmuş bir parti, ekonomi programı hazırlamış da. Şimdi oturup altı parti bunu tartışacakmış. 100 yıllık parti ne işe yarar doğrusu anlamış değilim.
Onun hazırladığı ekonomik programın içinde de emin olun üretim yok, çiftçinin desteklenmesi yok, gelecek yok, bilim, hukuk, liyakat yok. Ne var? Ben daha iyi borç bulurum politikası.
Türkiye'ye sundukları ekonomik reçete de ben daha iyi borç bulurum. Yazık günah. Onun için biz Memleket Partisi olarak; Ne Cumhur ne Millet tek yol Memleket diyoruz. Tek başımıza iktidar olmak için yollara düştük, bunu başaracağız!"
Seçimlerin iktidarın başarısızlığı üzerinden kazanılamayacağının altını çizen İnce, “Seçimler iktidar başarısız olduğu için değil, muhalefetin daha iyisini yapacağı anlaşıldığı zaman kazanılır. “Bu iktidar başarısız, onun için seçim kazanırız.” Bu mantık doğru bir mantık değil. İktidar başarısız olduğu için değil, muhalefet daha iyisini yapar mı anlattığı zaman seçim kazanılır. Biz o yüzden daha iyisini anlatmaya çalışıyoruz. Ekonomiyi batıran Erdoğan'dır. 20 yılın sonunda geldiğimiz nokta budur” dedi.
Türkiye'nin içinde bulunduğu duruma ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Muharrem İnce şunları söyledi:
"Gençler umudunu yitirmiş, yurtdışı hayalleri kurmaktadır. Doktorlarımız, hemşirelerimiz, pilotlarımız memleketi terk etmektedir. Sınavdan 95 alan çocuklar; vicdansızca, ahlaksızca mülakatta elenmektedir. Öğrencilerimiz öğretmensiz, öğretmenlerimiz işsizdir.
Bebek bezinin tanesi 4 TL olmuştur. Evde tuvalete girerken; elektriği, suyu, tuvalet kağıdı kullanırsak evde tuvalete girmek 1 TL olmuştur. Hayat pahalılığı can yakmaktadır. Market açarak pahalılığı düşüreceğine inan bir cumhurbaşkanı vardır.
Mektup yazarak pahalılığı azaltacağına inanan bir muhalefet vardır. Medya susmuş, üniversite lise olmuştur.
Bütün ürünler tarlada ucuz rafta pahalıdır. Parti, devletin önünde geçmiş, adalet çökmüştür. Tüm başarısızlıklar dış güçler masalına bağlanmaktadır."
Amacının Türkiye'yi hedeflere ulaştırmak olduğunu vurgulayan İnce, “Başlayacağımız yeri söylüyoruz. Biz atın üstüne binip rodeo yapmayacağız. Atın üzerinde kalmak gibi bir derdimiz yok. Bizim amacımız hedefine ulaştırmak. Mutluluğa, neşeye, huzura ulaşmak. Türkiye'nin huzura ihtiyacı var biz huzuru temsil ediyoruz. Önce yargıdan başlayacağız. Bağımsız bir yargı, etkin, hızlı. Yargıyı düzelttikten sonra yerli ve yabancı sermayeye güven vereceğiz. Bu ülkeye yatırım yapılır dedirteceğiz. Devlete olan güveni yeniden tesis edeceğiz. Merkez Bankası'na, TÜİK'e güvenecek insanlarımız. Liyakati kuracağız. Bizden olsun çamurdan olsun mantığıyla değil” diye konuştu.
Türkiye'nin 300 namuslu, iş bilen insanla yönetileceğini vurgulayan İnce, “Emin olun Türkiye 300 kişiyle yönetilir. EPKD'ya, BDDK'ya, Maliyeye, büyükelçilere, valilere 300 namuslu iş bilen insana ihtiyaç var. Bunların bir kısmı hazır. Bir kısmı halen devlet memuru açıklayamıyoruz. Bir kısmı ise onları iş başına getireceğimizi bile bilmiyor. Zamanı gelince gelecekler. Pazartesi günü kadromuzun ilk bölümünü Ankara'da açıklayacağız” dedi.
Memleket Partisi'nin iktidarında kurulacak yönetim anlayışını dile getiren İnce, “Şeffaf bir yönetim kuracağız. Hesap veren ve hesap soran bir yönetim. Üretim ekonomisini önemseyeceğiz. Param var, dışarıdan alırım değil. Buğdayını dışardan alan, kuru fasulyesini, Ayçiçek yağını dışardan alan bir Türkiye olamaz. Çiftçimizi destekleyeceğiz. Pancarın maliyeti ton başına 900 lira, 800 lira para verirsen çiftçiye bu ekme demektir! Ekme, seni Amerikan firmalarının GDO'lu mısırından üretilecek şurubu sana dayayacağım demektir. Bu hainliktir. Bunu çözeceğiz. Akıl ve bilimi öne çıkaracağız. İklim değişikliğini, kuraklığı mutlaka konuşacağız. Dijital teknolojiyi konuşacağız. Bağımsız bir Merkez Bankası kuracağız” şeklinde konuştu.
Tasarrufu önemseyeceklerinin altını çizen İnce, “Tasarrufu önemseyeceğiz. Cumhurbaşkanının 13 uçağı olmaz. 12'sini satacağız. 150 bin makam aracı olmaz, en az 50 binini hemen satacağız. Lüks makam araçlarının tümünü satacağız. Yazılım merkezleri kuracağız. Konuşan bir üniversite olacak. Cumhurbaşkanı rektör atamaz, atamamalı. Azanı, muhtarını, belediye meclis üyeni, belediye başkanını, milletvekilini, cumhurbaşkanını seçiyorsun; üniversitedeki hocalar rektörünü seçemiyor. Böyle bir üniversite olmaz. Üniversite bileşenleri rektörünü seçecek. Cumhurbaşkanı da sadece onaylayacak. Nitelikli eğitimi, özgür basını mutlaka kuracağız” ifadelerini kullandı.