24 Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, 2019’da gerçekleştirilmesi planlanan yerel seçimlerde İstanbul Belediye Başkan adayı olmak istediğini ancak bunun için önseçim yapılmasının şart olduğu açıkladı.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde nerelerde hatalı davrandığını yorumlayan İnce, “Gel bakalım Muharrem’le seçimi kaybettik. Çift başlı görüntü verdik. Çift başlı görüntü yaramadı” açıklamasında bulundu.
Muharrem İnce, Buket Aydın'ın CNN TÜRK ekranındaki yeni programı 40'a konuk oldu. Muharrem İnce’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"259 bin kişi yanlış yapamaz. Partinin İstanbul'daki üye sayısı. Onların önüne sandık konulmalıdır, başka hangi arkadaşlarımız bu konuda yarışmak istiyorsa partililer bunu belirlemelidir. Böyle bir şey olursa önce parti hareketlenmelidir, parti ayağa kalkar. Ben belirledim bu adayı der, bu ayağa kalkan parti başka partiye oy veren seçmeni de etkileyecektir. Geçmişte bunun örnekleri var; 89'da Sayın Nurettin Sözen tek başına sandığa gitti, tek adaydı ve seçimi kazandı. Böyle bir yapılanmayla seçimin kazanılabileceğini düşünüyorum, önce partinin ayağa kalkması lazım, böyle bir yarış olursa varım. Bunun haricinde bir yarışta yokum. 'Gel seni aday yapalım', ben yokum. Partinin tabanını esas alıyorum, ayağa kalmış bir Cumhuriyet Halk Partisi'nin Sinop'a da, Mersin'e de, Trabzon'a da, İzmir'e de İstanbul’dan bu rüzgârın gideceğini biliyorum, düşünüyorum. Küskün seçmenin barışacağını bu şekilde bir başarı hikâyesinin yazılacağını yani İstanbul seçiminin önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı Seçimi için bir prova olduğunu, buradan başlayarak Türkiye'yi ayağa kaldırabileceğimizi, ekonomiyi düzeltebileceğimizi, terörü sonlandırabileceğimizi, çocuklarımızın hayallerini gerçekleştirebileceğimizi, bunu yapabileceğimizi düşünüyorum. Aksi halde ben yokum, partimin kazanması için uğraşacağım o ayrı bir mesele."
İnce, ön seçimin neden kendisi bu kadar önemli olduğunu ise şöyle açıkladı:
"Aday olmak önemli değil. Önemli olan kazanmak, umutları yeşertmek, yeniden bir başarı hikâyesi yazmak. O meydanlara Cumhurbaşkanlığı seçiminde nasıl insanları umutlandırmıştık değil mi? Başaracağımıza ben de inanıyordum meydanlar da inanıyordu. Başaramamış olabiliriz, bir dahakine başarırız. Ama İstanbul'a alabilmek için bu 250 bin kişinin ayağa kalkmasına ihtiyaç var. Bu 250 bin kişi sahiplenmeli adayı, bunu ben belirledim, bunu genel başkan belirlemedi. Bunu MYK, Parti Meclisi belirlemedi, iki dudağın arasından çıkmadı bu isim, sandığa gittim birden fazla isim vardı. Sandığa gittim, oyumu kullandım. Onlar belirleyecek ve sahip çıkacaklar buna. Bu sahip çıkmayla başarı hikâyesi yazabileceğimize inanıyorum. Aksi halde sen adaysın dendiğinde bu iş olmaz. Bunun geçmiş örnekleri var; Ankara'da, İstanbul'da örnekleri var. Ben büyük kentlerde böyle bir hikâyesinin yazılabileceğine özellikle İstanbul'da bunun çok tutacağını düşünüyorum, parti tabanına güveniyorum, bu insanlar sokağa dökülecekler. 259 bin kişinin en az 200 bini sandığa gidecektir. Bu adayı ben belirledim, bu dayatma değil, bunun arkasında durmalıyım diyecektir. Seçim çalışmalarına aktif bir şekilde katılacaktır ve örgüt ayağa kalktığında başarı kendiliğinden gelecektir. Onun için şart olarak bunu koyuyorum. Belki de ben çıkmayacağım belki de bir başka arkadaşım çıkacak. O arkadaşımın da başarılı olabilmesi için bu gereklidir. Böyle bir yapılanma varsa varım, yoksa yokum."
Muharrem İnce, “CHP’nin size sahip çıkmadığını mı düşünüyorsunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi.
“Kabak tadı verdi. Bu gereksiz bir konu. Bu bilinçli yapılıyor. Sözlerimin arkasındayım. 10 farklı senaryo yazıldı, bunlardan biri doğru olsa 9’unu kim uydurdu. 41 yıl sonra yüzde 30 barajını ştık. Yüzde 40 da yaparız, yüzde 50 de yaparız. 51 günde 41 yılda yapılamayanı yaptık. Bir merkezden bunlar yapılıyor ama bunlar önemli değil. Mesele yeniden örgütlenmektir. Zafer hazırlanmaktır. Gerektiğinde geri çekileceksiniz. Yeniden hazırlanıp mücadele edeceğiz.”,
Cumhurbaşkanlığı adaylığı dönemindeki harcamalarını halkın bağışlarından karşıladığını belirten İnce, kendisine Cumhurbaşkanlığı seçimi döneminde insanların verdiği alyansları, zarf içinde paraları gösteren İnce, üçüncü sınıfa giden bir çocuğun da yarışmada kazandığı gram altını kendisine verdiğini söyledi.
İnce şöyle konuştu:
"30 lira, 'Annem bana verdi, ben sana gönderdim' diyen var, çok ilginçleri var. Alyans, genç bir kadından. Ben bunları saklıyorum, bunlar seçim dönemlerinde cebime sıkıştırılanlar, koruma polislerine verilenler, eşime gönderilenler, eve bırakılanlar, posta kutusuna bırakılanlar. Beni kim mi finanse ediyor, beni millet finanse ediyor. Hangi faniye, kaç tane siyasetçiye nasip olmuştur? Onlarca alyans var, 25 milyon lira para yatırdılar bana. Arkadaşlar harcadılar, uçak kiraladılar, onu yaptılar, bunu yaptılar. Bunlar benim cebime sıkıştırılanlar. Beni millet finanse ediyor, bankalarda kuyruklar oluştu. Millet parayı gönderdi, dedim ki 'Sizin paranızla uçak tutuyoruz, afişler yaptırdık, arabalar tuttuk'. Bunu milletin parasıyla yaptık. 65 lira göndermiş birisi. Bakın 65 lira ilginçtir biliyor musunuz, 50 lira ilginç değildir, 100 lira ilginç değildir, 200 lira ilginç değildir, 65 lira ilginçtir. 65 lira göndermişse parasının tümünü göndermiştir. 5 liralar var 65 liralar var. Bunları topluyorum, fotokopilerini kendime aldıktan sonra müze ortamında bunları önümüzdeki yıllarda görecekler.”
Muharrem İnce, CHP Genel Başkanlığı'nı istemesi ama bir yandan da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne aday olması konusunda "Muharrem İnce ne istiyor?" sorusunu şöyle yanıtladı:
"Bu iktidardan kurtulmak istiyorum. 94’ten bu yana İstanbul’u AK Parti yönetiyor. İstanbul’u alırsak, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin bir provası olur mu? Umutlar tazelenir mi? Evet olur. Ama bu 250 bin kişiyi harekete geçirmekle olur.
Ben CHP Genel Başkanlığı’na aday olmak istiyorum ama önümüzde seçim var mı yok. O yüzden İstanbul’u alırsak bu bir umut olur."