Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, hükümetin seçimi kazanamayacağını anlayınca 50+1 konusunu gündeme getirdiğini söyledi.
"Türkiye'nin yargısı düzelmeden Türkiye'nin ekonomisi düzelmez" diyen İnce, "Şekere bugün yüzde 25 zammı marketler yapmadı. Erdoğan yaptı. Marketleri suçlamanın bir anlamı yok. Eğer köprüler dolar üzerinden olursa, yollar geçiş garantili olursa. Geçilmeyen köprünün fiyatı artarsa ürünlerin de fiyatı artar” diye konuştu.
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, partisinin Denizli teşkilatına sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. İnce, Muğla dönüşü ziyaretinden birkaç saat önce haberdar ettiği Denizli teşkilatının hareket kabiliyetini görmek istediğini söyledi. Parti binasında basın toplantısı yapan İnce gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yüzde 50+1 konusunun yeniden tartışmaya açıldığına dikkat çeken İnce, “Erdoğan ve AKP taraftarları bu sistemi getirirken sistemin omurgası olarak 50+1'i göstermişlerdi. Şimdi alamayacaklarını görünce bunu tartışmaya açıyorlar. Bunun farkındayım. Seçimler 5 yıldan 4 yıla indirildi. Sonra tekrar 5 yıla çıkarıldı.
Türkiye deneme tahtası değildir. Erdoğan'ın talepleri doğrultusunda Türkiye'nin Anayasası şekillenemez. Onun kişisel isteklerine göre düzenlenen bir Türkiye olamaz. Önce bu kafadan vazgeçmeli. Hep Anayasa'yı Erdoğan'a uydurmaya çalışıyoruz. Erdoğan Anayasa'ya uyarda daha sağlıklı olur. Önce bunda bir anlaşmalıyız” ifadelerini kullandı.
Selahattin Demirtaş'ın sol partilerin ittifak yapması yönündeki çağrısının hatırlatılması üzerine bu konuda da görüşlerini paylaşan İnce, “Seçim ortada yokken ittifakları konuşmayı doğru bulmuyorum. İttifak olmaz demiyorum ama seçime yakın, üç ay kala ittifaklar olabilir. Ama ortada seçim yokken ittifaklarla yola yürümeyi siyasi partilerin kendi tabanlarına haksızlık olarak görüyorum. Bir iddiasızlık olarak görüyorum. Biz Memleket Partisi olarak 50+1 almak için, tek başımıza iktidar olmak için var gücümüzle çalışacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘Ekonominin kitabını yazdım' sözlerine de yanıt veren İnce, “Yola çıkarken Dolar 10,16'ydı. Şimdi 3 dakika önce baktım 10,23. Yani 7 kuruş artmış. Muğla'dan buraya gelene kadar. Dolar 10 liranın üzerinde. Şekere yüzde 25 zam gelmiş. Mazot pahalı. Çiftçi deposunu dolduramıyor. Çiftçi gübre alamıyor. Doğalgaz uçmuş gitmiş. Sanayide yüzde 48 zam gelmiş.
Elektrik fiyatları uçmuş. Böyle bir ortamda Erdoğan, ekonominin kitabını yazdım diyor. Keşke kitap yazacağına kitap okusaydı. Özet okumak yerine kitap okusaydı, bilime, hukuka, liyakate inansaydı. Tek adamlık özentisinden vazgeçseydi memleket bu hale gelmezdi. Kitabı yazmış ama okumaya zamanı kalmamış” ifadelerini kullandı.
İnce sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böyle bir ortamda Türkiye'nin ekonomisini düzeltmek için kısa vadede yapılması gerekenler, uzun vadede yapılması gerekenler var. Kısa vadede KDV derhal 18'den 15'e düşürülmeli. Temel gıdalardaki KDV sıfırlanmalı. ÖTV yeniden ayarlanmalı ve vatandaşlık maaşı gündeme gelmeli. Yani bu ülkede yaşayan yurttaşlar savaş olduğunda nasıl mecburi olarak savaşa getiriliyorsa, askere gidiyorsa, vergi veriyorsa zor durumlarda da devletin görevini yerine getirmesi lazım. Vatandaşlık maaşını derhal başlatmalıyız.”
Asgari ücretten vergi alınmaması gerektiğini söyleyen İnce, “Kayıp bir gençlik var bu durumda. Yani interneti olmayan, bilgisayar alamayan, telefon alamayan öğrenciler için Özel İletişim Vergisinden vazgeçilmeli. Asgari ücretten vergi alınmamalı.
Gençlere bilgisayar, tablet, telefon alımı için destek olunmalı. Tarımdaki dolaylı vergiler derhal kaldırılmalı. TOBB gibi kasalarında nakit olanlar derhal bu nakitleri üyelerine aktarmalı. Bunları yaparsak bir miktar ortamı rahatlatmış oluruz. Ama bunlar günlük çözümler” diye konuştu.
Üreticilerin düşünülmesi gerektiğini belirten İnce; “Uzun vadeli çözümler istiyorsak sanayiciyi düşüneceksin. Öngörülen bir Türkiye lazım. Önünü göremiyor sanayici. AR-GE'ye kaynak aktaramıyor. Enerji maliyetleri çok pahalı. Dolayısıyla bunlar vatandaşa yansıyor. Uzun vadede bunları çözebilmek için Türkiye'nin bağımsız bir yargıya ihtiyacı var. Tarafsız, etkin bir yargıya.
Şeffaf bir Kamu İhale Kanununa ihtiyacı var. 300 kere değişen bir Kamu İhale Kanununa değil. Adam gibi dürüst bir kanun. Beyin göçünü mutlaka durdurmalıyız. Türkiye bir mülteci cenneti olamaz. Bizim bir muhalefet partisi olarak çözüm önerilerimiz bunlardır. Türkiye'nin yargısı düzelmeden Türkiye'nin ekonomisi düzelmez. Şekere bugün yüzde 25 zammı marketler yapmadı. Erdoğan yaptı. Marketleri suçlamanın bir anlamı yok. Eğer köprüler dolar üzerinden olursa, yollar geçiş garantili olursa. Geçilmeyen köprünün fiyatı artarsa ürünlerin de fiyatı artar” diye konuştu.
Altın fiyatlarındaki yükselişe de dikkati çeken İnce; “Gram altın Erdoğan'ın icadıdır. Önceden; AKP iktidarlarından önce çeyrek altını yabancılara takardık. Uzaklara. Şimdi çeyrek altını yeğenlere takıyoruz. Hepimiz. Çeyrek altın bilezik yerine geçti artık.
Yeğenlerine bilezik takardın, uzak akrabalara da çeyrek altın takardın. Şimdi çeyrek altını yeğenlere takamıyoruz. Gram altın bunların icadı zaten. Bu kafayla giderse dolar 15 lira olur. Çeyrek altın, gram altın derken artık yakında 0,5 gram altına da geçeriz” ifadelerini kullandı.
İnce bir soru üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun helalleşme çağrısına da yanıt verdi. İnce bu konuda şu ifadeleri kullandı:
"Şimdi helalleşmek güzel bir şeydir. Dinsel bir terimdir, vicdani bir terimdir. İnsancıldır. Buna hiç itirazım yok.
Hesaplaşma siyasi bir terimdir. Hesaplaşmak da seçim meydanlarında olur. Aklanmak ise hukuki bir terimdir. Seçimi kazanınca aklanmış olmazsınız. Seçim meydanlarında hesaplaşırsınız, biriniz kaybedersiniz biriniz kazanırsınız ama kazanan aklanmış sayılmaz. Aklanma yargıda olur.
"Şimdi altını doldurmadı Sayın Kılıçdaroğlu… Benim merak ettiklerim var
Eğer helalleşmede bir Aleviler ile helalleşmek istiyorsa, haksızlık ettik bu insanlara bunlar vergi verdiler ama Cem Evlerine devlet yardım etmedi. Camilere etti. Alevilere haksızlık ettik helalleşelim diyorsa kabulüm. 12 Eylül zindanlarında, Metriste işkence gören solcularla helalleşmek gerekiyorsa bunu kastettiyse kabulüm. Mamak zindanlarında işkence gören ülkücülerle helalleşelim diyorsa buna da kabulüm. Bunlar oldu. Silivri zindanlarında eziyet gören, Balyoz'da kumpasta inim inim inleyen insanlara helalleşelim diyorsa buna da kabulüm."
"Ama keşke Yunan galip gelseydi diyenlerle helalleşmek istiyorsa ben yokum. Camileri ahır yaptı yalanını söyleyenlerle helalleşecekse orada da yokuz. 2. Dünya harbinde Alman orduları Trakya'ya yaklaşınca köyler boşaltıldı, camilere saman dolduruldu, samanların içine silah saklandı. Türkiye'yi savunmak için bütün bunlar yapıldı. Ama bunu bugün camilere saman dolduruldu derseniz yalan söylersiniz.
İşte pandemi de camileri kapattı Erdoğan. Birisi çıkıp şimdi dese ‘Erdoğan camilerimizi kapattın' onun gibi bir şey olur. Sahtekarlık olur, yalan olur. Geçmişimize hakaret olur. Bunu kastediyorsa burada da yokum.
Atatürk soykırım yaptı diyenlerle helalleşecekse orada da yokum. Eğer ‘23 Nisan'dan sonra ne geliyor, 1915 geliyor' diyenlerle helalleşecekse burada yokuz. O eziklik olur. Bu ülkede yıllarca sahte mağduriyetler yaratıldı. Bu sahte mağduriyetleri yapılmış gibi onlarla helalleşelim diyorsa orda da yokuz."
İnce, gazetecilerin ‘Siz de helallik istiyor musunuz?’ sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Mesela kendisini desteklemediği için aday yapılmayan parti dışına itilen arkadaşlarıyla helalleşecek mi?Başkalarını destekledikleri için aday yapılmayan, partiden atılan, partiden dışlanan onlarla da helalleşecek misin?
Bakın helalleşmeyi ortaya atan ben değilim. Ben şimdi diyorum ki altını doldurması lazım. Baştan saydıklarım ise helalleşelim. Bunlar doğrudur. Keşke Yunan galip gelseydi diyen adamın neyiyle helalleşeceğim. Önümüzdeki günlerde her halde açacaktır konuyu… Benim de görüşlerim bunlardır."
İnce emeklilikte yaşa takılanlara ilişkin de görüşlerini paylaşarak, “Elektrikte TRT payı kaldırıldı teşekkür ediyorum. Yetmez, sayaç okuma bedelleri de kaldırılmalıdır. Yetmez doğalgazdaki KDV de indirilmelidir. EYT'liler… Devlete karşı görevini yapmış, pirim öde demiş ödemiş. O görevini yapmış. Şimdi sıra devlette devlet de görevini yapmalı” diye konuştu.
Gazetecilerin ‘Hükümet EYT sorununu çözebilecek mi?' sorusuna ise; “İnşallah çok sıkışırlarsa, seçimde kaybedeceklerini görüyorlar. İnşallah çözmeyi deneyecekler. Yetmez 3600 de var. Polislere öğretmenlere sağlık görevlilerine 3600 sözünü verdik. Ben de verdim Erdoğan da verdi. Üç sene önce. Sözünü tutmasını bekliyorum” yanıtını verdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kadın cinayetlerinin önlenmesine ilişkin sözlerini de gündemine alan İnce şu ifadeleri kullandı:
"Bu idam tartışması fazla olmaya başladı bu toplumda. Kadın cinayetlerinden acayip rahatsız bir partiyiz. Kadına şiddet ve çocuk istismarını yüksek sesle kınamayan Memleket Partisi'ne üye olamaz. Fakat bu idam tartışmasını seçim meydanlarında oy için tartışmayı doğru bulmuyorum. Urgan atmayı. Getirsinler onaylarım demeyi. Mecliste çoğunlukları var.
Ne yaparlar… Ne yapabilirler… Taraf olduğumuz uluslar arası sözleşmeler var çünkü. Ne Erdoğan yapabilir, ne Bahçeli yapabilir. Ne de deneyecekler.
Sadece meydanlarda bunu konuşacaklar. Bundan ibaret. Yapamayacakları bir şeyi meydanlarda konuşmalarını samimiyetsiz buluyorum."