Muharrem İnce'den Erdoğan'a: Ben gariban oluyorum da, sen o maaşla nasıl zengin oldun?

Muharrem İnce'den Erdoğan'a:  Ben gariban oluyorum da,  sen o maaşla nasıl zengin oldun?

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Edirne’deki seçim mitingin, adı cumhurbaşkanı adayları arasında anılan CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve eski Başbakan Yardımcısı, AKP kurucularından Abdüllatif Şener'le birlikte başlattı. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP'nin adayına yönelik eleştirilerine cevap veren İnce, "Ekonomi diyordu, İlhan Kesici ekonomi biliyor; başarı diyordu, Yılmaz Büyükerşen başlı başına bir başarı hikayesi; tarafsız olacaktı, namuslu olacaktı, Abdüllatif Şener de burada" dedi. İnce, daha sonra da kendisini işaret ederek, "Bir de tuttuğunu koparan bir halk adamı olacaktı, o da burada" ifadelerini kullandı. 

İnce ve Erdoğan, AKP Genel Merkezi'nde bir araya gelecek

İyi Parti, Saadet Partisi ve HDP'nin cumhurbaşkanı adaylarıyla görüşen İnce, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la da bu akşam 21:00'de AKP Genel Merkezi'nde bir araya geleceklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine yönelik kullandığı 'gariban' sözünü de eleştiren İnce, aynı dönemde Meclis'e girdiklerini ve başbakan-cumhurbaşkanı-milletvekili maaşlarının birbirlerinden çok da farklı olmadıklarını ifade ederek, "Ben gariban oluyorum da sen nasıl zengin oldun o maaşla" diye sordu. İnce, "Ülkeyi yöneten zengin, öğretmen gariban oluyorsa; çiftçi, emekli gariban oluyorsa burada bir sıkıntı var. Ülkeyi yöneten zenginleşiyor, yaşayanlar garibanlaşıyorsa bir sıkıntı var. Ülkeyi yönetirken zenginleşmeyen hep gariban kalan bir cumhurbaşkanı lazım" dedi. 

Gençlere 19 Mayıs ve 29 Ekim'de, 500'er lira karşılıksız burs vereceği yönündeki vaadini tekrar İnce, sınavlara giriş için alınan ücretlerin de kaldırılacağını duyurdu. CHP'nin adayı, "Eğer 80 milyonluk bir ülke kendi evlatlarını sokacağı sınavdan para alıyorsa bu utanılacak bir durumdur" diye konuştu. Öte yandan İnce, 'damga vergisi'nin kaldırılacağını da sözlerine ekledi. 

"Er meydanında palavra yok, er meydanında birinin elini bağlamak yok"

İnce’nin konuşmasının öne çıkan bölümleri şöyle:

-Hepiniz canlı yayın yapacaksınız, herkes izleyecek.

-Soruyor Erdoğan, CHP'nin diyor genel başkan adayı kim? Diyor ki, ekonomi biliyor. İlhan Kesici ekonomi biliyorsa siz TAMAM deyin, tamam mı? İlhan Abi de burada, kocaman bir alkış alabilir miyiz? Ekonomi biliyor mu, biliyor. Başarı hikayesi diyordu. Yılmaz Büyükerşen başlı başına bir başarı hikayesi. O da burada mı, burada. Tarafsız olacaktı, namuslu olacaktı. Abdüllatif Şener burada mı o da burada!  Bir de tuttuğunu koparan bir halk adamı olacaktı, o da burada (Kendisini işaret ederek). Tamamlandı mı? 

-Er meydanında palavra yok, er meydanında birinin elini bağlamak yok. Televizyonları, uçakları, örtülü ödeneği eline al; çıkın karşıma. Ben öyle yapmadım, gittim makamlarına başarılar diledim. 

-Şimdi, az önce cevap geldi. Sayın Erdoğan'la bu akşam 21:00'de kabul edeceklermiş. Şimdi de ona gidip başarılar dileyeceğim. Benim derdim Türkiye, benim derdim uzlaşmak. Beraber yaşamak. Sen ben yok; ayrı gayrı yok. 

"İlk köprüyü Demirel, ikinciyi Özal, üçüncüyü Erdoğan yaptı, dördüncüyü de gelir İnce yapar"

-Bizim çılgın projemiz var diyor. Nedir o, Kanal İstanbul. Ya bundan 40-50 sene önce ilk köprüyü Demirel, ikinciyi Özal, üçüncüyü Erdoğan yaptı, dördüncüyü de gelir İnce yapar. Ne olacak.

-Camileri, sendikaları, gıdaları, okulları, medyayı böldüler.  Şehitleri böldüler şehitleri. Cudi'de şehit olursan başka para, Afrin'de şehit olursan başka para. Şimdi de üniversiteleri bölüyorlar, ama o üniversiteleri böldürmeyeceğim, böldürmeyeceğim, böldürmeyeceğim, böldürmeyeceğim.

-Fransız çıkmış kutsal kitabımıza dil uzatıyor. Senin ne haddine, sen kimsin! Önce içerde dirlik; sonra Fransa, Putin hepiniz geleceksiniz, hepinizle görüşeceğiz. Ben ilk önce 80 milyona bir, iri, diri olmasını göstereyim, sonra tıpkı Atatürk'ün döneminde olduğu gibi başı dik olacağız. 

-Tek olan hepimizindir. Cumhurbaşkanı tektir. Vatan tektir. CHP'lilerin vatanı ayrı, MHP'lilerin vatanı ayrı olur mu. Cumhurbaşkanı da tektir, hepimizindir. 

"Ülkeyi yöneten zengin, öğretmen gariban oluyorsa bir sıkıntı var"

-Ben gariban oluyorum da sen nasıl zengin oldun o maaşla! Ülkeyi yöneten zengin, öğretmen gariban oluyorsa; çiftçi, emekli gariban oluyorsa burada bir sıkıntı var. Ülkeyi yöneten zenginleşiyor, yaşayanlar garibanlaşıyorsa bir sıkıntı var. Ülkeyi yönetirken zenginleşmeyen hep gariban kalan bir cumhurbaşkanı lazım. 

-Size sözüm bir tane, Yalovalı Kamyoncu Şerif'in oğlu olarak size sözüm bir tane. Siz zenginleşmeden zenginleşmeyeceğim. Beraber zenginleşeceğiz, beraber huzur içinde yaşayacağız. 

-Dolar durdurulamıyor. Sayın Erdoğan diyor ki, beni indirmek istiyorlar. Benim derdim Türkiye Türkiye. Sen indiğinda dolar, euro, fiz, mazot parası, benzinin fiyatı inecekse in be kardeşim sen de. Sen 80 milyondan daha mı değerlisin. Dünya 5'ten büyüktür diyordun. Doğru söylüyorsun, arkandayım. Dünya 5'ten büyüktür ama Türkiye de senden büyüktür. 

-Benim yine aklımın almadığı bir şey var. Manifesto yayınladı. Manifesto, gelecek bildirgesidir. Ya sen 16 senedir iktidardasın. Sen gelecek bildirgesi yayınlayamazsın. Onu ben yayınlarım ben. Geleceğe dair ben söz söylerim.

"Münafık durumuna düşmeyin; partisine vermiyorsanız Erdoğan'a da oy vermeyin"

-Birileri beni kandırmayacak, ben de milletimi kandırmayacağım. İnce eleyip, sık dokuyacağız. Emin olun, ben konuştukça, yakında bunlar ince hastalığa yakalanırlar. 

-Ben Müslüman kardeşlerime sesleniyorum. Aman ha sakın münafık durumuna düşmeyin; partisine vermiyorsanız Erdoğan'a da oy vermeyin.

-Gençler, bu ülkeyi birlikte düze çıkaracağız. Bğırıp çağıran değil, yol gösteren cumhurbaşkanı. İnsan hakları, demokrasi, özgürlük; hukuk devleti diyen; kuantum diyen, uzay madenciliğini tartışan bir cumhurbaşkanı. Kendi uydusunu yapan bir ülkeyi tartışan cumhurbaşkanı. 

"Damga vergisini, sınav parasını kaldıracağız"

-Muharrem abiniz, öğretmen abiniz size cumhurbaşkanı olduğumda 19 Mayıs'ta gençlik, 29 Ekim'de cumhuriyet bursu vereceğim. Geri dönüşümsüz, 500 lira para vereceğiz. 25 Haziran sabahı, Türkiye'de yapılacak bütün sınavlardan hiçbirinden ücret alınmayacak. Eğer 80 milyonluk bir ülke kendi evlatlarını sokacağı sınavdan para alıyorsa bu utanılacak bir durumdur. Ücretliden damga vergisi var. Bir diğer ayıp. Dünyada birkaç ülkede kalmış. Zaten bilgisayarla yapıyorsun her şeyi; kaldıracağız bunları, modern, çağdaş bir ülke olacağız. 

-Soruyor, parayı nereden bulacaksın. E sarayın ışıklarını kısacağım. 6 ay süreyle halka açık olacak. Ben Çankaya Köşkü'ne gideceğim, Atatürk'ün mekanına. O saray da milletin parasıyla yapıldı, onu da bu ülkenin en akıllı evlatlarına vereceğim. 

-Gençlerin kıvrak zekasına bayılıyorum. Geçen gün Balıkesir'e gittim, eşim Balıkesirli. Şöyle yazmışlar: Sarayı hemen boşalt, Yalova'dan eniştem gelecek. Espiri var ama beğenmedim. Ama şunu beğendim: Sarayı hemen boşalt, 25'inde öğrenciler kayda gelecek. ;

"Muhafazakar kardeşlerim; başörtünü ister evinde, ister dışarıda, ister devlette tak"

-Biz, bir büyük yolculuğa çıkacağız. Korku şu, muhafazakarlara diyorlar ki; bak bizim dönemimizde bazı haklarınız oldu, bu seçilirse kaybedersiniz bu haklarınızı. Muhafazakar kardeşlerime sesleniyorum. İster evinde, ister dışarıda, ister devlette tak. Bu mesele milletin meselesi olmaktan çıkmıştır, istediğin yerde tak. Kendini kullandırma, benim böyle bir derdim yok. 

-Kadınlar, sizinle birlikte gerçekleştireceğiz bu sessiz devrimi. Kapı kapı gezmeye var mısınız? Tamam mı? 'Tamam' var ya; bu işi bitirecek bu tamam. Bu iş bitti. 

"Bizim şoför de Almanya'ya götürecekti, Orta Doğu batağına bıraktı"

-Otobüste bir şoför, bir sürü yolcu var. Otobüs şu anda şoförün istediği yere gidiyor. Maho Ağa var ya; Almanya'ya götürecek yolda bırakıyor. Bizim şoför de Almanya'ya götürecekti, Orta Doğu batağına bıraktı.

-Aklınıza oylarımızın başına YSK'da bir şey gelir mi sorusu geliyor. Türkiye'de en az 50 bin avukat, cübbelerinizi arabalarınızda bırakın. Arabanın içinde olsun. Çünkü 24 Haziran akşamı hepinizi YSK'nın önüne cübbelerinizle davet edebilirim. 

-Moralinizi bozmayın, canınızı sıkmayın. Bunlar ufak iş ufak. Önce toplumsal huzuru bulacağız, birbirine güvenen, hakaret etmeyen bir millet olacağız. Hedefleri olan gençler olacak. Ben fizik anlattım bu çocuklara ama benim akıllı çocuklarım Türkiye'yi terk ediyor. Yazıktır, günahtır. Umutlarını yitirmişler. Bunu kim çözer biliyor musunuz? Yüreğinde insan sevgisi olanlar çözer. 

"Kaddafi'ye kardeşim dedi, linç edildi; Esad'a kardeşim dedi, şimdi konuşmuyor..."

-2002'de Sayın Erdoğan milletvekili olamadı. Başbakan Abdullah Gül oldu. 2003'ün martında Erdoğan milletvekili olunca geldi, Sayın Gül dedi ki, "Buyrun genelbaşkanım koltuk sizindir" dedi. Evinin önüne helikopterle Genelkurmay Başkanı'nı gönderdi. Kaddafi'ye kardeşim dedi, linç edildi. Esad'a kardeşim dedi, şimdi konuşmuyor. Gül'e kardeşim dedi, konuşmuyor. Niye, kendisine karşı aday olacak diye. Ben Kılıçdaroğlu'na iki kez rakip oldum, ikisinde de kaybettim. N'olacak şimdi küsecek miyim? O ne dedi, adayımızsın dedi. 

-4 arkadaşımın adı geçiyordu, dördümüzden biri aday olacaktı. Bak bugün geldik buraya, dördümüz de buradayız. Erdoğan, Gül'le birlikte sahneye çıkabilir mi, çıkamaz. Neden, herkesi kırdı döktü çünkü. Biz şimdi beraber yaşamaya geliyoruz beraber. 

-Bu dönemde hiç merak etmeyin. Ergene'nin sularını mavi akıtacağız. Huzur içinde bir ülke olacak. 

-Bir çivi, bir nalı kurtarır. Bir nal, bir atı kurtarır. Bir at, bir yiğidi kurtarır. Bir yiğit memleketi kurtarır.