Mühimmat toprak altında saklanır mı?

Mühimmat toprak altında saklanır mı?

Tempo24’ün sorularını yanıtlayan eski bir özel harekâtçı, “Özellikle el bombalarının en büyük düşmanı nemdir. Çünkü küflenir” diyor.

 Cemal Subaşı / Tempo24

Eski Özel Harekât Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin ile Yarbay Mustafa Dönmez’e ait olduğu ileri sürülen toprak altında mühimmat ve çeşitli silahların bulunması tartışma yarattı.

 

İddialara göre, Ankara’nın Gölbaşı ilçesi ile Sincan-Yenikent’te yapılan kazılarda bulunan silah, el bombası, aydınlatma fişeği ve mermiler bu her iki ismin evinde bulunan krokilerden yola çıkılarak tespit edildi.

 

İbrahim Şahin’in evinden çıkan krokiden elde edilen silah ve bombalar, toprağın altında, 2004 tarihli gazetelere sarı halde bulundu. Acaba bu silahlar yaklaşık 5 yıldır toprağın altında mıydı? Yoksa 5 yıl önce değil de, daha sonraki süreçte, 2004 tarihli gazetelere bilerek mi sarılmıştı? Daha da önemli soru şu: Silah, mermi, el bombası… Nemli bir ortamda, ki toprağın altı nemlidir, bu silahlar bozulmadan saklanabilir mi?

 

El bombaları küflenir

 

Bu soruları yönelttiğimiz eski bir özel harekâtçı ilginç yanıtlar verdi: “Ordunun depolarında bile silahlar 5 yıl süreyle saklanmaz. Bulunduğu bölgenin şartlarına (Nem oranına) göre değişmekle birlikte, ortalama 1, 1.5 yılda bir depolardaki mühimmat elden geçirilir. Bozulmak üzere olanlar askere kullandırılır. Bozulanlar imha edilir. Özellikle el bombalarının en büyük düşmanı nemdir. Yaklaşık 6 aydan sonra nemden dolayı el bombaları küflenmeye başlar. Bu nedenle kullanılmaz hale gelir.”

 

Tozlanmamış bile, pırıl pırıl

 

Belli ki aynı sorular eski komutan yeni siyasi Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı Osman Pamukoğlu’nun da kafasını kurcalıyordu. Nitekim katıldığı bir televizyon programında, toprağın altından çıkarılan silahların temizliğine dikkat çekti: “Ne kadar naylonun içine sarılsa, yumurta kolilerinin içine yerleştirilse de bir süre sonra o silah ve mühimmat tozlanır. Ama Ergenekon operasyonu çerçevesinde toprağın altından çıkarılanlar pırıl pırıl. İlginç.”