T24 - "Ergenekon" soruşturması kapsamında Poyrazköy'de yapılan kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin haklarında dava açılan 5'i tutuklu 17 sanığın yargılandığı davada savunma yapan emekli Deniz Binbaşı Levent Bektaş, ''Benim vasıflarımdaki bir kişinin dere kenarında bir yere bu tip bir mühimmatı gömdüğünün iddia edilmesi, bana, SAT komandolarına ve TSK'ya hakarettir. İhbar mektubunu yazanlar ile suç unsurlarını gömenler aynı kişiler, aynı merkez'' dedi. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde savunmasını yapan Bektaş, iddianamede öne sürülen suikast planlarıyla bir alakasının bulunmadığını kaydederek, Koç Müzesi'ndeki denizaltıda düzenleneceği iddia edilen bombalı eyleme ilişkin, ''Bu sağlıklı bir insanın düşünemeyeceği bir eylem'' diye konuştu. ''Kafes eylem planı da iddianamedeki deliller arasında yer alan DVD'ye sonradan yüklenmiştir'' diyen Bektaş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bütün planlamalar Ergenekon davasında olduğu gibi, plan aşamasında ortaya çıkartılıyor. Planlanan faaliyetlere yönelik ele geçirilen malzemeler hep ihbar mektuplarıyla bulunuyor. Bulunan mühimmatla suçlanan kişiler arasında hiçbir bağlantı yok. İhbar mektubunu yazanlarla suç unsurlarını gömenler aynı kişiler, aynı merkez. Dijital medyalara sonradan yapılan yüklemelerle suçlamalar yöneltiliyor.'' ''Mühimmatın 'biri gelsin beni burada bulsun' şeklinde gömüldüğünü'' öne süren Bektaş, görgü tanıklarının da ifadelerinde durumu böyle anlattıklarını ancak SAT komandosu vasıflarına sahip bir kişinin böyle bir gömme yapmasının imkansız olduğunu söyledi.Bir ihbar mektubunda ise mühimmatın gömüldüğü yerden kendilerinin kaçarken görüldüğünün anlatıldığını belirten Bektaş, söz konusu bölgedeki baz istasyonu kayıtları incelendiğinde orada olmadığının ortaya çıkacağını ifade etti. Birinci ihbar mektubunun ardından Mustafa Levent Göktaş ile yaptığı telefon görüşmelerinden dolayı hakkında soruşturma açıldığını belirten Bektaş, ''Mustafa Levent Göktaş, benim tanıdığım kahraman subaylardan biridir. Kendisine de bir araç satmıştım. Göktaş ile yaptığım görüşmelerim iftira komplosunun ilk ayağını oluşturmuştur. Daha sonra ise ihbar mektubu yazılarak bizler suçlandık. Beykoz'da gömme işlemini yapanlar bu ihbar mektubunu yazmışlardır. Poyrazköy'de gömülen mühimmat ise 23 Şubat ve 16 Nisanda kolluk güçlerine gelen 2 ihbar mektubu arasında gömülmüştür'' şeklinde konuştu. Amatörce gömme iddiasıDünyanın en zor kurslarından ikisini bitirdiğini ifade eden Bektaş, ''Benim vasıflarımdaki bir kişinin dere kenarında bir yere bu tip bir mühimmatı gömdüğünün iddia edilmesi, bana, SAT komandolarına ve TSK'ya hakarettir. Böyle amatörce bir gömme işlemini SAT ihtisaslı hiçbir kimse yapmaz. Bu sadece suç unsuru oluşturmak için yapılan bir gömme işlemidir'' dedi. Keçilik mevkisinin çok geniş bir alan olmasına rağmen söz konusu mühimmatın Bedrettin Dalan'a ait arazide gömülü bulunduğunu ifade eden Bektaş, ''Böylece Dalan'ın da soruşturmaya dahil edilerek bir taşla iki kuş vurulduğunu'' savundu. Bektaş, ''Bu, SAT grup komutanlığı ve Bedrettin Dalan'a yapılan bir komplodur. Dalan, bu işle ilişkilendirilmeye çalışılmıştır'' dedi. SAT'ta hain çıkabilme ihtimaliMühimmatın bulunduğu bölgeye sivil kişilerin de girdiğini, bazı kişilerce ABD Başkonsolosluğu'ndan bir araçtan inen kişilerin ve Rus uyruklu kişilerin de orada görüldüğünün iddia edildiğini söyleyen Bektaş, ''Gömülerin bulunduğu bölgeye siviller tarafından erişim sağlanabilmektedir. Yine de sivillerin oraya tek başlarına girmeleri zordur. O nedenle yıllarca yuvamız olan ve yıllarımızı verdiğimiz SAT birliğinde, SAT Grup Komutanlığında bir SAT personeli tarafından yardım olmaksızın oraya mühimmat gömülebileceğini düşünemem. Bu benim şahsi kanaatimdir. Beni en çok üzen SAT'ta böyle bir hainin çıkabilme ihtimalidir'' diye konuştu. Bektaş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Hayatım boyunca görmediğim insanların hayatına kast edecek, sözde kafes planı denilen haince bir plan, DVD'ye konulmuştur. Buraya bakıldığında normal askeri bir hiyerarşik yapının söz konusu olmadığı görülecektir. Hiçbir amiral, yarbay ve binbaşıdan emir almaz. Böyle bir uygulama olamaz. Bir plan varsa bile en üst seviyedeki komutan tarafından imzalanmalıdır. Buradaki düzen ise tam tersidir.'' Kafes Eylem Planı ''Kafes Eylem Planı''na gayrimüslim vatandaşların en çok yaşadığı bölgelerden olan Akdeniz bölgesinin dahil edilmemesinin dikkat çekici olduğunu belirten Bektaş, şöyle devam etti:''Niye sadece Agos gazetesi abonelerine dikkat çekilmiştir planda? Bir yönlendirme olduğu açıktır. İnsanları yönlendirmeye çalışan bir kurgu var. Agos gazetesi ile hayatım boyunca ilgim olmadı. Adını da ilk kez merhum Hrant Dink'in öldürülmesi sonrası duydum. Agos gazetesi abonelerini niye bize karşı taraf haline getiriyorlar?'' Levent Bektaş, savunmasını yaparken barkovizyondan mühimmatın bulunduğu alanı ve SAT birliklerinin bulunduğu bölgeleri kuş bakışı fotoğraflar kullanarak gösterdi.