Dikili’ye bağlı Çandarlı'da "Geri Kabul Merkezi" yapılması planlandığına dair iddialar gündeme geldi. Ancak merkezin mültecilerin en çok tercih ettiği kaçış noktalarından biri ve ayrıca turistik bir ilçe olan Dikili’ye yapılma planları ilçede tepkiye neden oldu. İzmir Valisi Mustafa Toprak ise iddiaları yalanladı.
Hürriyet'ten Banu Şen'in haberine göre, NATO gemileri Ege sularında göreve başladı. Ancak Ege’de hava durumunun da yazı aratmaması nedeniyle geçişler hız kesmedi. Şubat’ta Türkiye kıyılarından Yunanistan’a geçen mülteci sayısı 55 bin 222’ye ulaştı. Böylece 2016’nın ilk iki ayında Yunanistan’a deniz yoluyla ulaşan mülteci sayısı 122 bin 637 oldu. Gözler Türkiye ile AB’nin yaptığı anlaşma sonrası Avrupa’dan göçmenleri Türkiye’ye geri gönderme sürecinin nasıl işleyeceği üzerindeyken Hürriyet, “Geri Kabul Merkezi” yapılması planlanan yerle ilgili ipucuna ulaştı. Adres Dikili’ye bağlı Çandarlı. Ancak merkezin mültecilerin en çok tercih ettiği kaçış noktalarından biri ve ayrıca turistik bir ilçe olan Dikili’ye yapılma planları ilçede tepkiye neden oldu. İzmir Valisi Mustafa Toprak ise iddiaları yalanladı.
İsmini açıklamak istemeyen yetkililer Dikili’ye bağlı Çandarlı Demirtaş köyündeki dev ormanlık alanın Orman ve Su İşleri Bakanlığı’ndan İç İşleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’ne gizli tahsisle devredildiğini onayladı. Bölgenin geri kabul edilen göçmenleri Midilli’den giriş yapar yapmaz en yakın mesafe olduğu için düşünüldüğü belirtildi.
Dikili ilçesine mülteci geri kabul merkezi yapılacağı iddialarına Dikili’den de tepki geldi. Dikili Belediye Başkanı CHP’li Mustafa Tosun, böyle bir girişimin düşüncesini bile reddettiklerini ifade etti.
Tosun olası bir mülteci geri kabul kampı kurulması sonrasında ilçenin geleceğine, turizm değerlerine ve huzuruna dair olumsuzlukların yaşanabileceğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Son iki yılın verilerini incelediğimizde kentimiz güneşiyle, deniziyle ve kumsallarıyla olduğu kadar doğasıyla, tarihiyle, kültürel yapısıyla yılın her ayında turizm potansiyeli yüksek bir kenttir. Maalesef son dönemde Midilli Adası’na yasa dışı geçişlerde yaşanan mülteci ölümlerinden dolayı ilçemiz çok zor süreçler yaşanmıştı. Şimdi de böyle kampın yapılma fikri bile ilçemiz için büyük bir kaosa meydan verecektir. Eğer iddialar doğru ise bu kampın Dikili’ye yapılması plansızlıktır. Geleceği görmemezliktir, kentimize, bölgemize ve bizlerin emeklerine ihanettir. Çünkü bugüne kadar ülkemizde kamp yapılan bölgelerdeki güvenlikle ilgili sorunlar, salgın hastalıklar ve denetimsizlikler ortadayken ayrıca mültecilerle ilgili yapılan her projenin sonunda acıların yaşanmışken, adı sevgiyle özdeşleşen ve huzurun kenti olan Dikili’de böyle bir kampın yapılması akla, fikre ve insanlığa aykırıdır. Bunun adı düpedüz Dikili’ye ihanettir, Dikili’yi en az 30 yıl geriye götürmektedir. Bir yandan Çandarlı’ya Avrupa’nın sayılı limanını yapıyorum diyeceksin, bir yandan burada ilçenin huzur ve sükûnunu bozacak çağ dışı bir icraata yelken açacaksın. Olmaz, olamaz, bu maceradan en kısa zamanda geri dönülmeli. Dikili halkı asla böyle bir olumsuzluğu, kötülüğü, ihaneti hak etmiyor.”
Öte yandan İzmir Valisi Mustafa Toprak, kentte bir kampın kurulmasının söz konusu olmadığını söyledi. Toprak, “Bunu kesin bir dille söylüyorum. İzmir'de başından beri bir kamp kurulması söz konusu değil. Bunun için de ne bir tahsis var, ne de plan bulunuyor" dedi.
Ege’de yürütülecek operasyonlarla ilgili varılan mutabakatın ardından NATO Daimi Deniz Görev Grubu 48 saat içinde Ege Denizi'ne vardı. Geçen hafta başlayan faaliyetler kapsamında NATO Daimi Deniz Görev Grubu; keşif, izleme ve gözetleme faaliyetlerinde bulunuyor. Gemiler Yunan ve Türk yetkililere ve sahil güvenlikbirimlerine bilgi sağlıyor. Aynı zamanda AB sınır ajansı Frontex'le doğrudan bir bağ da kuruluyor. Ege Denizi'nde görev yapan NATO komutanları, Yunanistan ve Türkiye ile koordinasyon içinde operasyonel olacakları alanları kendileri belirleyecek. NATO gemileri, Yunanistan ve Türkiye'nin kara sularında konuşlanabilecek. Yunan ve Türk güçleri ise, birbirlerinin kara suları ve hava sahasında operasyonel olmayacak. NATO'nun görevinin botları geri çevirmek olmayacak. Türkiye'den hareket eden kişilerin kurtarılması durumunda bunlar Türkiye'ye götürülecek.
Ancak Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre NATO gemilerinin göreve başlaması bile mülteci akınını durdurmamış görünüyor.