Mültecilere ülkelerine geri dönmeleri için para vermek etik mi?

Mültecilere ülkelerine geri dönmeleri için para vermek etik mi?

Daha iyi bir yaşam için dünyanın yarısını kat ettiyseniz, para için geldiğiniz yere geri döner misiniz?

Almanya, bu sorunun yanıtının 'evet' olmasını umuyor.

Berlin yönetimi uzun süredir, göçmenleri ve mültecileri mali teşviklerle ülkelerine geri döndürmeye çalışıyor ve 28 Şubat 2018'den sonra daha fazla para ödemeye hazırlar.

Kendi ülkelerine geri dönmeleri karşılığında temel masrafları için tek başına olan göçmenlere 1000 euro, ailelere ise 3 bin euroya kadar para önerilecek.

Başbakan Angela Merkel karşıtları karşıtları, bunun hükümetin rüşvet dağıtarak zor bir durumdan kurtulmaya çalıştığını söylüyor, destekçileriyse bu şekilde sadece evlerine geri dönmek isteyen mutsuz, tükenmiş göçmenlere yardım edileceği görüşünde.

Almanya bu yöntemi izleyen tek ülke değil. Peki, buna yola daha önce hangi ülkeler başvurdu ve ahlaki açıdan yanlış bir şey mi?

Düşünce kuruluşu Chatham House'dan Jeff Crisp'e göre, mülteciler için sözde "gönüllü geri dönüş" programları en az 20 yıldır uygulanıyor ve Avustralya'dan Kanada ve İngiltere'ye pekçok ülke bunu denedi.

Crisp "Geri dönmeleri için insanlara uygulanan baskı kesinlikle artıyor ve geri dönüş Avrupa'daki tüm bu mültecilerin durumunda anahtar olarak görülüyor. Özellikle Avrupa'daki hükümetler bu programları tercih ediyor, çünkü çok daha sorunsuz. İnsanların kelepçeli halde uçaklara binmeye zorlanmasına kıyasla işlerin kötü gitme ihtimali çok daha az" diyor.

Çok sayıda ülkenin geri dönüş karşılığı ödül programlarını yürüten Uluslararası Göç Örgütü'nün (IOM) rakamları 2016'da toplam 98.403 kişinin ülkelerine geri dönüşlerine yardımcı olduklarını gösteriyor. Bunların yarısından fazlası, 54.006 kişi Almanya'dan ayrılanlar.

Geri dönen toplam 98 bin kişinin 39 bini de toplam 32,7 milyon dolar para alarak ülkelerine döndü.

Peki, bir hükümet böylesi bir harcamayı seçmenlere nasıl pazarlayabilir?

Son 10 yılda yoğun göç alan İskandinav ülkelerindeki yetkililer, mültecilerin ülkeden gitmesine yardım etmenin, bu insanları göçmen merkezlerinde barındırmaktan daha ucuz olduğunu söylüyor.

İsveç şu anda geri dönen göçmenlere kişi başı 3,350 dolar, ailelere ise yaklaşık 9 bin dolar veriyor.

Geçen yılın bahar aylarında da Norveç mevcut ödül paketine başvuran ilk 500 kişi için 1200 dolar ek "ikramiye" koymuştu.

Norveç Göç Bakanı Sylvi Listhaug "Giderken biraz daha fazla para vererek daha fazla insanı gönüllü olarak ülkeden ayrılmaya ikna etmeliyiz" demişti.

Peki, bu gerçekten ahlaki bir yaklaşım mı?

IOM, mültecilerin evlerine geri dönüşüne yardım için "insani bir yöntem"izlediklerini söylese de, insan hakları örgütleri farklı düşünüyor.

Almanya'daki mülteci yanlısı Pro Asyl hükümeti "insanları en temel hakkından vazgeçmeye iknaya çalışmakla" suçladı.

Dr. Crisp de tüm katılımcıların muhtaç ve ev sahibi ülkelerde yasal yollardan çalışma hakları olmaması nedeniyle bu programların gerçekten "gönüllü" diye tanımlanıp tanımlamayacağını sorguluyor.

Crisp "IOM sayıları arttırmaya çok hevesli. Sanırım geri gönderdikleri göçmen başına para alıyorlar" diyor.

Hangi ülkelerin bu geri dönüş programlarının dışında tutulduğu da tartışmalı.

Suriye, Yemen ve Libyalı göçmenler programın dışında, çünkü IOM Almanya'dan bu ülkelere geri döndükleri takdirde göçmenlerin güvenliğini garanti edemeyeceğini düşünüyor.

Ancak program dahilindeki Afganistan'a geri dönenlerin de risk altında olabileceğini söylüyor.

IOM Almanya'nın Sözcüsü Sabine Lehmann, her bir göçmenin kendi ülkesine yeniden entegrasyonu için IOM'nin sahadaki ofisleri aracılığıyla uygulanan uzun vadeli planlar olduğunu belirtti.

Lehmann "Hepsi ülkeden ayrılmak zorunda değil. Pekçok iltica başvurusu reddedilenler. Ama çoğunluğu deği. Almanya da 10 yıldır ya da 30 yıldır yaşıyor olabilirsiniz. Belki eşiniz ölmüştür, geriye dönmek istiyorsunuzdur ama paranız yoktur. Böyle bir durumda programa katılabilirsiniz" diyor.

Lehmann ayırca gözetim merkezlerinde tutulan göçmenlerin dönüş için yardım programına başvuru hakları olmadığını, dolayısıyla kimsenin özgürlüğü için pazarlık yapmadığını vurguluyor.

Alman pilotların mülteci başvurusu reddedilenleri taşıyan 222 uçağı Afganistan'a götürmeyi reddetmesi, sınırdışı işlemlerinin ne kadar tartışmalı hale geldiğini gösteriyor.

2017'nin ilk yarısında Almanya'daki yeni iltica başvurularının sayısı neredeyse yarı yarıya düşüp, 90.389'a geriledi. Ancak başvurusu reddedilen binlerce kişi için hala insani bir çözüm gerekiyor.

Berlin açıkça, bu son programın uçurulamayan uçakların masrafı ve zorla sınırdışılara eşlik eden güvenlik görevlilerinin masrafına kıyasla daha masrafsız olacağını umuyor. Ayrıca, mahkemelerin çalışma sürelerinden de tasarruf ediliyor.

2017'de bir önceki yıla kıyasla iki kat daha fazla iltica başvurusu reddine itirazda bulunuluyor. Her iki itirazın biri mahkemeye geliyor ve itirazların dörtte biri kadarı başarılı oluyor.

Alman kamu yayıncısı NDR, mahkeme masraflarının Ocak-Kasım 2017 döneminde 19 milyon euro olduğunu söylüyor. Bu, 2016'daki rakamın 7,8 milyon euro daha fazlası.

Bu parayla son program dahilinde 19 bin kişinin gönüllü bir şekilde ülkeden ayrılması sağlanabiliyor.