Anavatan'da başarısız olduğunu ve yenildiğini itiraf eden Erkan Mumcu, artık aktif siyasetten çekiliyor. Bugün yapılacak 6. Olağanüstü Kongre'de aday olmayan ANAP Genel Başkanı Mumcu, yine de yaptıkları için pişman olmadığını söylüyor.2007 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçiminde vicdanının sesini dinlediğini belirten Mumcu, tarihin kendisini haklı çıkaracağına inanıyor. Meclis'teki kritik oylamayı hatırlatan Mumcu, "O gün Meclis'e girip dostu güldürmek ve düşmanı ağlatmak vardı. Çevremdeki herkes girmem gerektiğini söylüyordu. Kamuoyu araştırmaları da bu yöndeydi. Bir politisyen olarak ben de girmem gerektiğini biliyordum. Fakat vicdanımı dinlediğimde 'Bu adamlara beytül mal emanet edilemez' dedim ve girmedim" diyor. Muhafazakâr kesimin kendisini ihanet etmiş olarak gördüğünü, bunun da kendisinde gönül yorgunluğuna yol açtığını belirten Mumcu, "Kenara çekiliyorum. Çünkü halk kendini temsil edenleri görmek ister" değerlendirmesinde bulunuyor. Mumcu, siyaseti bırakma kararında toplumla ayrı düşmesinin etkili olduğunun altını çiziyor: "Sorunları aynı gözle görmüyoruz, çözümlerimiz ortak değil. Geriye iki seçim kalıyor; ya kendi akledişimi değiştireceğim -ki bu ihanet olur- ya da temsil etme iddiamdan vazgeçeceğim." Toplumun, 'kendini temsil ettiğine inandığı insanları seçtiği' tespitini yaparken 22 Temmuz seçimlerinde AK Parti'ye oy veren yüzde 47'nin tutumunu övüyor: "Daha önce Menderes'in, Demirel'in, Özal'ın arkasında niye durdularsa AK Parti'nin arkasında o nedenle durdular." Bu kesimi, "acısını, çilesini, duygusunu önemsediğim, ciğerden duygudaş olduğum insanlar" diye tarif ediyor. Mumcu, şöyle devam ediyor: "Onlarla böyle bir iletişimsizlik içinde olmak beni yaralıyor. Belki de gönül yorgunluğu dediğim şey bu."