Değer Akal
Münih Güvenlik Konferansı'nda (MSC), küresel çapta gerileyen demokrasinin karşı karşıya bulunduğu tehditlerle mücadele konuşuldu.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ve Almanya Savunma Bakanı Christine Lambrecht'in katıldığı oturumda, liberal demokrasilerin direncinin nasıl güçlendirileceği ele alındı.
Oturumun moderatörlüğünü yapan Liberal Stratejiler Merkezi Başkanı Ivan Krastev, "Bir süre önce bir yerde okudum, gemiler etraflarını çevreleyen su nedeniyle değil, geminin içine sızan su nedeniyle batıyor” dedi, bu nedenle liberal demokrasilerin otoriter eğilimlere karşı direncinin içeriden güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Oturumda ilk konuşmayı yapan Almanya Savunma Bakanı Christine Lambrecht ise AB ve NATO'nun, özgürlük, demokrasi ve adalet gibi değerlerin korunmasındaki önemine vurgu yaparken, "Şiddet ve tiranlık karşısında bu değerler korunmalı, gerektiğinde de askeri yöntemlerle korunmalı" diye konuştu.
"Demokrasi bizi hem güçlü, hem güvenli kılıyor, demokrasi koruyor ama demokrasinin de kararlılık ve ciddiyetle korunması gerekiyor" değerlendirmesini aktaran Lambrecht, şu ifadeleri kaydetti:
"Demokratlar olarak, sadece kendimizi savunmaktan öte sorumluluklarımız var. Özgürlükler ve demokrasi için mücadele edenlere de yardım etmeliyiz. NATO üyesi olarak Almanya, her iki konuda da taahhütte bulunmuştur. Hem kendisini korumaya, hem başkalarına yardım etmeye…"
Almanya olarak adalet ve barışın ne kadar kırılgan olduğunu çok iyi bildiklerini vurgulayan Alman Savunma Bakanı Lambrecht, "Biz gerçek gücümüzün değerlerimizde yattığını biliyoruz ve bu değerlerimiz silahlardan daha güçlü" dedi.
Bu nedenle Alman ordusunu demokrasi ve değerler konusunda bilinçlendirmeye odaklandıklarını anlatan Christine Lambrecht, bu değerleri, aşırı sağcılar, komplo teorisyenleri, tarih konusunda bellek yitimi yaşayanlara karşı korumakta kararlı olduklarını belirterek, "Ordumuzun görevi demokrasiyi korumaktır" diye konuştu.
Yunanistan Başbakanı Mitsotakis ise konuşmasında demokrasilerin korunmasında, demokratik kurumların gücünün, gösterdikleri direncin, kilit öneme sahip olduğunun altını çizdi.
2010 yılındaki ekonomik krizden itibaren Yunanistan'da popülizm ile sınandıklarını, kurumların gösterdikleri direnç sayesinde bu süreci atlattıklarını anlatan Mitsotakis, "çok acı, çok zor bir dönemdi ama atlattık ve artık hem demokrasimiz hem kurumlarımızla daha güçlüyüz" dedi.
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ise konuşmasına kongreden 40 kişilik bir heyetle konferansa katıldıklarını söyleyerek başladı ve "Bu hem güvenliğe hem özgürlüğe ne denli bir önem atfettiğimizi sembolize ediyor" sözlerini kaydetti.
6 Ocak Kongre baskını sürecinde yaşananları hatırlatan Pelosi, yaşananları "demokrasiye ve ABD Anayasası'na saldırı" olarak nitelendirdi, demokrasiyi savunmak için mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti.
Demokrasinin güçlendirilmesi için halkın sisteme güven duymasının sağlanması gerektiğini, şeffaflığın büyük önem taşıdığını aktaran Pelosi, "Sistemimize güveni yeniden kazanmak istiyorsak yolsuzluğa son vermeliyiz… O kara paranın akışını durdurabilirsek, çok daha fazla kadının da güçlü bir konumda olabilmesini sağlayabiliriz ve demokrasi ile iyi yönetişim için bundan daha sağlıklı bir şey olamaz" diye konuştu.
Oturumda teknoloji devi Microsoft Başkanı Brad Smith de söz aldı. "Demokrasiyi iyi korumak istiyorsak, özgürlüğün ne kadar kırılgan olduğunun da bilincinde olmalıyız" görüşünü kaydeden Smith, ayrıca "Demokrasinin tehdit altında olduğu bir dönem yaşıyoruz. Ve teknoloji bu tehdidin büyümesine yol açıyor" dedi.
Dezenformasyon tehlikesinin önemine ve bunda kimi ulus devletlerinin oynadıkları role vurgu yapan Smith, demokrasiyi korumak için bu dezenformasyon çabalarına karşı güç birliği yapılması, mücadele edilmesi gerektiğini kaydetti.
"Tehdidi teknoloji büyütüyor ama bu teknolojiye karşı koymak için de yine teknolojiye ihtiyacımız var" değerlendirmesini aktaran Smith, bu sayede saldırıları, dezenformasyon çabalarını tespit edebildiklerini anlattı.
Brad Smith, geleneksel gazeteciliğin gerilemekte olduğu bir dönemde, demokrasinin kırılganlığından yararlanmaya çalışanların demokrasiyi hedef aldıklarını söylerken, yaptıkları analizler sonucunda dezenformasyon amaçlı içeriklere ilginin, gazetelerin yok olmakta olduğu bölgelerde çok yüksek olduğu bilgisini paylaştı.