Habertürk yazarı, tarihçi Murat Bardakçı, 15 Temmuz sonrası ilan edilen olağanüstü hâl (OHAL) kapsamında çıkartılan kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) ilgili geçmiş dönemi hatırlattı. "Kararname bizde tâââ ilk anayasalarımızdan itibaren vârolmuş bir uygulamadır ve değişik çeşitleri mevcuttur. Ankara’ya 1937’de hükümet kararnamesi ile ‘dansöz’ getirmiştik" diyen Bardakçı, "İçişleri Bakanlığı 16 Şubat 1937’de Başbakanlık’a bir yazı göndermiş, Paris Operası’nın 'Nansen Pasaportu' taşıyan ve aslen Rus olan “baş dansözü” Valeria Ponatchevnaia Ellanskaia’nın Ankara Palas’ta bir ay müddetle program yapabilmesi için hükümet kararnamesi çıkartılmasını istemiş" diye yazdı.
Bardakçı'nın yazısı şöyle:
Cumhuriyet tarihimizin bilinmeyen bir belgesi: Ankara’ya 1937’de hükümet kararnamesi ile ‘dansöz’ getirmiştik!
Anayasa’da yapılan değişiklikler Meclis’te kavga ve gürültüler arasında madde madde kabul ediliyor; yürütme ve kararname çıkartma yetkisi de Cumhurbaşkanı’na verilecek.
“Kararname” bizde tâââ ilk anayasalarımızdan itibaren vârolmuş bir uygulamadır ve değişik çeşitleri mevcuttur. Meselâ, kanunların mecbur kıldığı durumlarda hükümetin bütün üyeleri tarafından imzalanıp cumhurbaşkanının onayladığı kararnameler çıkartılır; önemli tayinler başbakan ve ilgili bakan tarafından hazırlanıp cumhurbaşkanının tasdik ettiği “üçlü kararname” ile yapılır yahut bugünkü gibi olağanüstü durum ilân edildiği dönemlerde Meclis’ten alınan yetki ile belli bir dönem için “kanun hükmünde kararnameler” neşredilir.
Bugün bu sayfada şimdi Devlet Arşivlerinde muhafaza edilen ve araştırmacılara açık olan, Cumhuriyet tarihimizin pek bilinmeyen son derece ilginç ve nâdir bir kararnamesi ile daha sonra buna ilâveten çıkartılmış iki ayrı kararnameyi yayınlıyorum. 17 Şubat 1937’de hazırlanan asıl kararnamede dönemin başbakanı İsmet İnönü ile bütün bakanların imzaları bulunuyor. Sonraki aylarda yayınlanan diğer iki kararname de aynı şekilde hazırlanmış.
Kararname, Cumhuriyet’in ilk senelerinde Ankara’da faaliyete geçen, hem protokol davetlerinin mekânı, hem de yine o günlerin bir çeşit kültür merkezi ve oteli olan, bugün “Devlet Konukevi” dediğimiz Ankara Palas’ta düzenlenen müzikli ve danslı programlar için Fransa’dan bir “Rus dansöz” getirilmesi maksadıyla hazırlanmış.
İçişleri Bakanlığı 16 Şubat 1937’de Başbakanlık’a bir yazı göndermiş, Paris Operası’nın “Nansen Pasaportu” taşıyan ve aslen Rus olan “baş dansözü” Valeria Ponatchevnaia Ellanskaia’nın Ankara Palas’ta bir ay müddetle program yapabilmesi için hükümet kararnamesi çıkartılmasını istemiş, Bakanlar Kurulu konuyu hemen ertesi gün ele almış, gereken kararname hazırlanmış ve “Reisicumhur” Kemal Atatürk tarafından da imzalanarak yürürlüğe girmesinin ardından “baş dansöz” Valeria memleketimize gelmiş!
Kararnamede bahsi geçen “Nansen Pasaportu”nun ne olduğunu kısaca yazayım: Norveçli diplomat ve kâşif Fridtjof Nansen’in vatansızlar, özellikle de Rus mülteciler için uygulamaya koyduğu bugünkü Birleşmiş Milletler Teşkilâtı’nın o zamanki benzeri olan Milletler Cemiyeti’nin vatansız kalmış olan mültecilere 1922’den itibaren verdiği pasaportun ismidir. Sadece Rus yahut Avrupalı mülteciler değil, Birinci Dünya Harbi’nin ardından memleketi terketmek zorunda kalan Türkler, meselâ 150’likler ve sürgündeki hanedan mensupları tarafından da kullanılmıştır.
İsmet İnönü’nün başkanlığındaki hükümetin hazırladığı ve Reisicumhur’un onayladığı kararnamede İnönü ile beraber İktisat Bakanı Celâl Bayar’ın, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’nın, Adalet Bakanı Şükrü Saracoğlu’nun, Millî Savunma Bakanı Kâzım Özalp’ın, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın, Maliye Bakanı Fuat Ağralı’nın, Millî Eğitim Bakanı Saffet Arıkan’ın, Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya’nın, Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam’ın, Gümrük Bakanı Rânâ Tarhan’ın ve Tarım Bakanı Reşat Muhlis Erkmen’in imzaları bulunuyor.
İsmet İnönü Hükümeti’nin “baş dansöz” Valeria Ponatchevnaia Ellanskaia’nın Türkiye’ye gelebilmesi için 17 Şubat 1937’de çıkarttığı ilk kararname.
HER SEFERİNDE ‘YENİ NUMARA’
Bu kararname ile Türkiye’ye gelen Paris Operası’nın Nansen pasaportlu “baş dansöz” Valeria, Ankara Palas’ta hemen programa başlamış, Ankara’da çıkan ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin yayın organı olan Ulus Gazetesi’nde de Valeria’nın reklâmları yayınlanmış. Meselâ, gazetenin 23 ve 24 Mart 1937 tarihli nüshalarında Irene Dunne, Allan Jones ve Paul Robeson isimli yabancı sanatçıların Ankara Palas’ta “Şovbot” yani “Gösteri Gemisi” demek olan “Show Boat” isimli bir program düzenledikleri, dünya haberlerinin yeraldığı bir filmin gösterildiği, her Cuma ve Pazartesi günleri de saat 18.45’te Valeria Ellanskaia’nın “numaralar yaptığı”, üstelik her defasında “yeni numaralar” yapacağı duyuruluyor.
Ama, Valeria’nın Türkiye’ye gelebilmesini sağlayan Bakanlar Kurulu kararı ile Ulus Gazetesi’nde çıkan ilân arasında önemli bir fark görülüyor: Valeria Ellanskaia kararnamede “Paris Operası’nın baş dansözü”, ilânda ise Paris’in geçmişi tâââ 18. yüzyılın sonlarına uzanan en meşhur eğlence, dans ve varyete programlarının merkezlerinden “Casino de Paris’nin yıldızlarından biri” olarak görülüyor!
Rus dansözün Türkiye’de kalış süresinin Ankara’da başlayacak olan “kömür sergisi” münasebeti ile bir ay uzatılması hakkında 20 Nisan 1937’de çıkartılan Bakanlar Kurulu kararı.
İZNİ İKİ DEFA UZATILDI
Valeria Ellanskaia’nın Ankara Palas’taki programı hayli ilgi çekmiş ve beğenilmiş olmalı ki, Türkiye’de kalış müddeti yine Bakanlar Kurulu kararnameleri ile iki defa birer aylığına uzatılmış...
İlk uzatma yine İçişleri Bakanlığı’nın talebi ile 20 Nisan 1937’de yapılmış ve Ankara’da açılacak “kömür sergisi”, “Beyaz Rus” Valeria Ponatchevnaia Ellanskaia’nın kalmasına gerekçe olarak gösterilmiş. 14 Mayıs 1937’de aynı şekilde yine İçişleri Bakanlığı’nın isteği üzerine bir başka kararname çıkartılmış ve Valeria’ya bir ay daha kalma izni verilmiş!
Hükümeti böyle üç ayrı kararname çıkartacak derecede meşgul eden “baş dansöz” Valeria Ellanskaia’nın Türkiye’den ne zaman ayrıldığını ve hayatının sonraki safhalarını bilmiyorum. Valeria hakkında sözkonusu kararnameler haricinde bulabildiğim tek belge, Casino de Paris’de sahneye çıktığı 1930’lu senelere ait olan ve fotoğrafını yine bu sayfada gördüğünüz afiş...
Sosyal hayat ile eğlence tarihimizin son derece ilginç örneklerini teşkil eden bu üç kararnamenin değişik şekilde yorumlanmaları ihtimaline karşı peşinen söylemem gerekiyor:
Geçmişi bugünün ölçüleri ile değerlendirmeye kalkacak olursak, yanlış neticelere varırız. Eski devirler hakkında sağlıklı yorumlar yapıp doğru sonuçlara ulaşılabilmemiz için, hadiseleri o günlerin şartlarını gözönüne alarak ele almamız şarttır.
14 Mayıs 1937’de çıkartılan bu Bakanlar Kurulu kararı, Valeria’nın Türkiye’de kalış müddetini bir ay daha uzatıyor.
Yayınladığım bu “baş dansöz” kararnamelerinin de aynı şekilde değerlendirilmeleri gerekir: Senelerce sürmüş bir bağımsızlık mücadelesinin ardından ilân edilen Cumhuriyet’in ilk senelerinde yeni bir toplum inşasına çalışılıp bu toplumun “çağdaş” olduğuna inanılan ve müzikten eğlenceye, giyimden davranışa ve dilden yazıya kadar herşeyi ile farklı yepyeni bir kültür ile donatılması çabalarının şiddetle hüküm sürdüğü bir devire ait oldukları gözönüne alınarak...
Arşivlerimizde rapor, emir ve kararname gibi bugün ilk okunduklarında hayrete sebep olabilecek daha dünya kadar belge de vardır ve bu belgeler incelenirken bir başka hususun da hiç- bir şekilde gözardı edilmemesi gerekir: Bu evraka konu olan hadiselerin “bizim” tarihimiz olduğu; düşüncemize ters gelmeleri halinde bile suçlamaya, hakarete ve nefrete sapmadan sâkin şekilde, o günlerin şartları çerçevesinde değerlendirilmelerinin gerektiği...