Taraf gazetesi yazarı Murat Belge, 1915 tehcirinin 99. Yıldönümünde Başbakanlık tarafından yayımlanan taziye mesajı ile ilgili olarak “Böyle bir taziye mesajının yayımlanması Türkiye için iyi oldu. Özellikle de Türkiye’nin içinde yol açabileceği gelişmeler açısından iyi oldu. “Genosid deme!” “Kıyım da deme!” “Aslında Ermeniler bizi öldürdü!” derken, malûm tersine tırmandırma süreci devam edip gidiyordu. Siyasî mesajları yukarıdan almaya böylesine alışık bir toplumda taziyenin “Başbakan”dan gelmesi insanları daha rahatlatacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
Daha önceki Başbakanların böyle bir mesaj yayımlamadığını vurgulayan Belge mesaj ile ilgili olarak “Nereden baksak, taziye olumludur, medeni bir Türkiye’ye doğru bir adımdır.” ifadesini kullandı.
Mesajın 99. Yıl dönümünde yayımlanmasını Türkiye’nin “24 Nisan’ın 100. Yılında dünyadan gelecek “tepkileri yumuşatmaya yönelik hazırlıkları” olarak nitelendiren Murat Belge’nin Taraf gazetesinde “Taziye” (26 Nisan 2014) başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Ermeni Kıyımı’nın yüzüncü değil ama doksan dokuzuncu yıldönümünde, Başbakan Erdoğan’ın Ermeniler’e bir “taziye” mesajı göndermesini, doğrusu, hiç beklemiyordum. Kıyım’ın şu kadarını yıldönümüne varmadan, Erdoğan’ın kendi dönüşümünün birinci yıldönümüne böyle bir şey yapmasını büsbütün beklemiyordum. Başbakan Erdoğan, kim ne derse desin, ilginç bir kişi. Bir kere, insanı şaşırtıyor. Şaşırmanın yönü değişebilir. Çok olumsuz da şaşırabilirsiniz; çok olumlu da şaşırabilirsiniz. Genellikle bir yönü tutturmuşsa genellikle o çizgi üstünden giderdi ve yaklaşık bir yıldan beri olumsuz şaşırtıyordu. Şimdi, şaşırtırken ters yönde şaşırttı.
“Ters yönde” diyorum, çünkü okuyunca “taziye”yi, “şimdi bu iyi mi oldu, kötü mü?” diye düşününce, iyi olduğu sonucuna varıyorum.
Bunu iyi açıklamak gerek, çünkü konu çok hassas. “İyi olduğu” ne demek? Şöyle biraz dikkatlice okuyunca, Başbakan Erdoğan’ın metninde pek fazla bir şey olmadığını görüyorsunuz. “Soykırım” gibi bir kavramı akla getirecek hiçbir şey elbette ki yok da, bunun daha “ılımlı”sı bir şeyler olmuş mu, “tehcir”den başka, orası da pek belli değil. Sorumluluk da ortalarda bir yerde sallanıyor. Bu metinle “Kabahat zaten Ermeniler’deydi” yönünde de ilerleyebilirsiniz.
Bir de “komisyon” kurma önerisinde bulunduklarını hatırlatıyor. Evet, AKP’nin önerisiydi ve açıklandığı zaman da eleştirmiştim. Bu saatte, “Komisyon kuralım da, ne olup bitmiş, araştıralım, öğrenelim,” demek, Ermeniler’e, alay ediliyor izlenimi verecek bir öneri. Dünya kadar “literatür” var bu konuda. Şimdi mi başlayacağız araştırma yapmaya?
Dolayısıyla Başbakan Erdoğan, özellikle Ermeniler’in durduğu yerden bakıldığında, bu “taziye mesajı”nda, dişe dokunur bir şey söylemiyor. Ama, sanırım, Ermeniler’i mutlu edecek bir şey söylemek gibi bir niyeti de yok. “Ermeniler’e taziye” ama sonuçta mesaj dünyaya.
Bir yıl sonra, yüzüncü yıldönümü. Malûm şey, yuvarlak sayıların büyüsü. Böyle “ellinci”, “yüzüncü” dedin mi, nedense kırk dokuzuncudan, doksan sekizinciden daha önemlidir. 2015’te bu olay bütün dünyada gündeme gelecek. Türkiye’nin de bunun yaratacağı yankıları yumuşatmaya yönelik hazırlıkları olduğunu işitiyoruz: Çanakkale’yi öne çıkarmak gibi. Bunlar tabii gene “iç tüketim” e yönelik tedbirler, neyse…
Bundan önce “insanca” bir jest yapmanın yararını düşünmüş olmalı, Başbakan. Dünyadaki yalnızlığımızı biraz dengelemeyi düşünmüş olmalı. Böyle bir etki yaratmaya yeter mi? Sanmıyorum. Ama bunun olmuş olması, olmamasından daha iyi.
Başbakan Erdoğan’ı “hemcins”leriyle karşılaştırmak gerek, diye düşünüyorum kendimi bildim bileli elliyi aşkın 24 Nisan geçirdik. Bu süre içinde başbakan olanların sayısı elliyi bulmaz ama on beşten aşağı da değildir. Bunların herhangi birinden 1915’te hayatını kaybetmiş Ermeniler’e taziye diye bir şey duymadık. Her birinin başbakanlık yaptığı sırada koşulların farklı olduğunu söyleyebilirsiniz. Ama, bana göre, ne kadar farklı olursa olsun, bütün o koşullarda bir taziyede bulunulabilirdi. Bulunulması iyi olurdu. Hangi dönemde olursa olsun, böyle bir şey yapılabilseydi, bugün olduğumuzdan çok daha iyi bir noktada bulunurduk.
İşte, Başbakan taziye mesajını yayımlamış, Ahmet Hakan program yapıyor. “Vay, buradan soykırımın kabulüne gidilir,” diye bar bar bağıran, kimseyi konuşturmayan, gene bir CHP’li. “Solcu” parti ya, tabii böyle olacak. Siyaset sahnesini dolduran aktörlerin çoğunluğu böyle kişilerden meydana gelme.
Dolayısıyla, böyle bir taziye mesajının yayımlanması Türkiye için iyi oldu. Özellikle de Türkiye’nin içinde yol açabileceği gelişmeler açısından iyi oldu. “Genosid deme!” “Kıyım da deme!” “Aslında Ermeniler bizi öldürdü!” derken, malûm tersine tırmandırma süreci devam edip gidiyordu. Siyasî mesajları yukarıdan almaya böylesine alışık bir toplumda taziyenin “Başbakan”dan gelmesi insanları daha rahatlatacaktır.
Onun için de, nereden baksak, taziye olumludur, medeni bir Türkiye’ye doğru bir adımdır.
Bu sefer, ironik olmadan “tebrikler”!