İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in basın danışmanı ve Yeniçağ gazetesi yazarı Murat İde, hakkında yakalama kararı olduğunu ve Tatvan’da otelde kaldığı bir gün polislerin geldiğini, kapıyı çantasını hazırlayarak gitmeye hazır bir şekilde açtığını anlattı. Yasa değişikliği sebebiyle gitmesine gerek kalmadığını ancak bir ay içinde ilgili davada ifade vereceğine dair taahhütname imzaladığını söyleyen İde, “Peki mevzunun gerekçesi ne? Nedim Şener adlı canlının hakkımdaki şikâyeti” dedi.
Ankara dönüşü uçakta da isminin anons edildiğini belirten İde, İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan'ın kendisini "Almadan gitmem" diyerek beklediğini ifade ederken; Van’da İyi Parti konvoyunun yaşadığı kazadan dolayı Genel Başkan Meral Akşener’in de ağrıları olduğunu yazdı.
“İddia o ki, hakaret etmişim. Vallahi henüz iddia nedir bilmiyorum. Ama kendi hayatına ve insanları, sahip olduğuna ikna ettiği değerlere ihanet etmiş birine, benim hakaret etmem mümkün değil. Kendisi bunu zaten gayet hakkıyla yapıyor. Kendi hayatına hakaret ediyor. Benimki, olsa olsa durum tespitidir” ifadelerini kullandı.
İde söz konusu yazısında ayrıca şunları kaydetti:
“Mesela, ben Nedim'e, kripto fetöcü desem, hakaret olmaz ki. Cezaevine girerken döktüğü gözyaşlarının, ‘Ben de sizdendim. Güvenlik bürokrasinizle çok iş tuttuk. Beni niye içeri atıyorsunuz’ duygusundan kaynaklandığını düşünürsek, olsa olsa durum tespiti olur. Üstelik bu satırların yazarı, Nedim Şener'in yıldızını parlatan Uğur Dündar'ın kefaletine inanıp, İstiklal Caddesi'ndeki protesto yürüyüşüne katılmış bir gazetecidir. Nereden bilebilirdim ki, Uğur abinin yine yanlış kefalet koyduğunu.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.