Gazeteci-yazar Murat Yetkin, 1936'da Resmî Gazete'de yer alan Möntrö Boğazlar Sözleşmesi'nin kabulu ile ilgili maddeyi paylaşarak, "Bu belgenin Cumhurbaşkanlığı arşivlerinde de, Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesinde de bulunuyor olması lazım.Çünkü yazan kişi önceki Cumhurbaşkanlarından Fahri Korutürk" ifadelerini kullandı.
Yetkin bugün yayımlanan yazısında eski Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ün Möntrö'nün önemini vurguladığı "Yerli bir Karadeniz ve Akdeniz devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin coğrafyası ve potansiyeli ile dünya siyasetinde, birbirine muarız [karşıt] olan kuvvetler karşısında dünya barışını korumak açısından ne denli hayati bir sorumluluğu olduğunu meydana çıkarmaktadır" sözlerine yer verdi.
Yetkin'in yazısının ilgili bölümü şöyle:
"Bu belgenin Cumhurbaşkanlığı arşivlerinde de, Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesinde de bulunuyor olması lazım.
Çünkü yazan kişi önceki Cumhurbaşkanlarından Fahri Korutürk…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Kanal İstanbul’un gerekliliğini anlatmak için önce Atatürk döneminde 1936’da imzalanan Montreux (Montrö) Boğazlar Sözleşmesinin Türkiye’ye geçiş parası kazandırmadığını, zaten ne kazandırıp ne kaybettirdiğinin belli olmadığını söylemişti. Ancak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’dan, Erdoğan’ın seçim ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli’ye, oradan önceki Genelkurmay başkanlarından İlker Başbuğ’a dek uyarmayan kalmayınca “Kanal İstanbul’un Montrö ile ilgisi yok” deyip çıkmıştı işin içinden. Zaten o arada önceki cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 2008’de ABD’nin Karadeniz’e belirlenen büyüklüğün üstünde gemi çıkarma isteğinin Montrö uyarınca geri çevrildiğini açıklamış, Rusya Büyükelçisi Aleksei Erkhov da “Kanal İstanbul, Montrö’yü bozmadıkça Türkiye’nin meselesi” diye tutumunu belli etmişti. Oysa Korutürk, sanki yıllar öncesinden bugünleri görmüş gibi “Montrö Sözleşmesi” diye yazmış, “Yerli bir Karadeniz ve Akdeniz devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin coğrafyası ve potansiyeli ile dünya siyasetinde, birbirine muarız [karşıt] olan kuvvetler karşısında dünya barışını korumak açısından ne denli hayati bir sorumluluğu olduğunu meydana çıkarmaktadır.” Sonra da “Türk Boğazları ile 1936 Montreux Sözleşmesinin tarafları arasında daha dengeli bir yenisini sağlamanın kolay olmayacağını” vurgulamış."
Murat Yetkin'in yazısının tamamına buradan ulaşabilirsiniz