Gazeteci- yazar Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TRT canlı yayında ABD Başkanı Donald Trump'la ilgili yaptığı “Tabii aramızda latifeler oluyor, onlara girmeyelim” açıklamasını yorumladı.
Yetkin, "Sunucu Sermin Baysal Ata, elinde sırasıyla yazılı duran sorulardan -birkaç saat öncesindeki- ABD Başkanı Donald Trump ile telefon görüşmesini sorunca, Erdoğan pek keyiflendi. Bizdeki Koronavirüs rakamlarını söyleyince Trump 'Ooo' diye hayret etmiş. Libya’da alınan mesafeyi konuşmuşlar. Ekipte ne de olsa habercilikten yetişme tek isim olan Okan Müderrisoğlu’nun -muhtemelen dayanamayıp liste dışına çıkarak- sorduğu F-35/S-400 konusunu hiç konuşmamışlar. Ama ABD’deki ırkçılık karşıtı protestoların içinde yer alıp Trump tarafından terörist ilan edilen anti-faşist örgüt Antifa ile Suriye’de ABD’nin müttefiki PKK/YPG teröristleri arasındaki iş birliğini anlatmış. Trump da “Haberim yoktu, bana iletmediler, hemen bakayım” demiş. Bu görüşme sonrası artık Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler yeniden yazılacakmış. Harika! Ama Erdoğan bunları soluksuz anlatırken, daha başlarında şöyle bir es verip, “Tabii aramızda latifeler oluyor, onlara girmeyelim” dedi, zaten stüdyodakiler de sormamıştı. Ben sormak istiyorum. Şu anda kendi halkına uyguladığı şiddet ve ayrımcılık nedeniyle dünya halklarının tepkisini çeken Trump ile Erdoğan arasında ne gibi 'latifeler' yapıldığını gerçekten merak ediyorum." düşüncesini dile getirdi.
Yetkin, "Ama daha önce Erdoğan’ın bizlere özellikle duyurmak istediği belli olan bu 'latifeler' konusunu araya sıkıştırırken dudağının kenarında beliren o hafif gülümsemenin ne anlama geldiğini sormak istiyorum. O belli belirsiz gülümseme acaba 'Bakın koca ABD Başkanı ile artık kanka gibi olduk' anlamına mı geliyor? 'Nereden nereye?' anlamına mı geliyor, 'Kim derdi ki?' sevincini mi dışa vuruyor? Daha Ekim 2019’da kendisine 'kabadayılık yapma, aptal olma' küstahlığında mektup yazmış olan Trump’ın şimdi yola geldiğini mi anlatmak istiyor yoksa?" diye sordu.
Yetkin yazısında şunları kaydetti:
ABD’de George Floyd isimli siyahi bir kişinin polis memuru Derek Chauvin tarafından 25 Mayıs’ta gözaltına alınırken boğularak öldürülmesi üzerine patlayan protesto gösterilerinin şiddetle bastırılmaya çalışıldığı günlerde, Trump’ın sosyal medya yasakları kararnamesini imzaladığı gün, diplomat Namık Tan bir Tweet mesajı yayınladı. “Türkiye küçük Amerika olacak derken, Amerika büyük Türkiye oldu”. Türkiye’yi “Küçük Amerika” yapmak, Adnan Menderes’in Demokrat Parti iktidarının sloganıydı. Tan ise 2010-2014 yılı arasında Türkiye’nin Washington Büyükelçiliğini yapmıştı. Hükümet talimatıyla Fethullah Gülen Cemaatine yardım etmekte çekingen davrandığı gerekçesiyle geri çekilmiş, Dışişlerinden emekliliğini istemişti.
İşsizliğin Covid-19 sonrası gerçek boyutları henüz ortaya çıkmadı. Küçük işletmelerden ne kadarının ayakta kalacağı da henüz ortaya çıkmadı. Ekonominin ne kadar küçüleceği üzerine tahminler yüzde 3,5 ile 5 arasında değişiyor. Ama bizim bunları konuşmamız istenmiyor. Sırf bu ekonomi tablosu nedeniyle dahi gidilmesi intihar teşebbüsü yerine geçecek erken seçim senaryolarını konuşmamız isteniyor. Üç-dört isim dışında hiçbir önemi olmayan kabine değişikliği gevezelikleri etmemiz isteniyor. Son can simidi Ayasofya’yı konuşmamızdı, CHP “Açın bir an önce” deyince o da olmadı.Acaba sırada ne var? Erdoğan’la Trump’ın kimyaları tutuyor, baksanıza latifeler yapıyorlar birbirlerine. Artık bir oyalanma maddesi de Trump’tan bekleriz jest olarak.
Yazının devamı içintıklayın