Musa Anter'e ağıt: Babam son yolculuğun böyle yalnız mı olmalıydı?

Musa Anter'e ağıt: Babam son yolculuğun böyle yalnız mı olmalıydı?

Kürt aydın ve yazar Musa Anter, 21 yıl önce bugün öldürüldü. JİTEM adına çalıştığı ileri sürülen Abdülkadir Aygan, “en büyük eylemimiz Musa Anter cinayetiydi” demişti. 24 Ocak 1993’te aracına bomba konularak öldürülen gazeteci Uğur Mumcu da Musa Anter için, “Kendi davasının inançlı, dirençli ve yürekli bir savaşçısıydı. Aziz Nesin’in kendi yaşamını anlatırken yazdığı gibi Musa Anter de ‘gözyaşlarından kahkahalar süzen’ kişilikte bir insandı” diye anlatmıştı. Musa Anter'in 2005 yılında ilk kez yayınlanan cenaze fotoğrafının altında "Hepimize babalık yaptığı için bizimle ilgilenmedi" diyen kızı Rahşan Anter'in notu var: Babam son yolculuğun böyle yalnız mı olmalıydı?

Musa Anter, kültür şenliklerine katılmak üzere gittiği Diyarbakır’da uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi.

 

Yeğeni Orhan Miroğlu cinayeti anlatıyor

 

Anter’e düzenlenen saldırı sırada yanında bulunan, yeğeni Orhan Miroğlu, o gün yaşananları şöyle anlatmıştı:

“Anter’in kaldığı Büyük Otel’e gittim. Oraya Anter’in bir misafiri geldi. Kendisini Dıjwar olarak tanıtmıştı. Birlikte ticari taksiye binip görüşmenin yapılacağı yere gidecektik. Anter ile gelen kişi taksinin arka koltuğuna oturdu. Ben bu sırada ‘Nereye gideceğiz?’ diye sordum. O kişi ‘Silvan yolundaki peşmerge konutlarına’ dedi. O bölgeye gittik. Aracı durdurduk. Rampa olan yoldan yukarıya doğru yürümeye başladık. Anter görüşeceği kişileri göremeyince sinirlendi. Bana ‘Biz dönelim.’ dedi. Sonra yine devam ettik. Bizi otelden alan şahıs önümüzde yürüyordu. Aniden geriye dönerek ikimize ateş etmeye başladı. Yüzüstü düştüm. Kalkıp kaçmak isterken yanıma geldi bir el de sırtıma ateş etti. Musa Anter ağabey de benim gibi yüzüstü düşmüştü. O sırada bir komiser geldi, beni hastaneye yetiştirdi. Gerisini hatırlamıyorum.”

 

Aygan: Musa Anter'i biz öldürdük                                            

 

JİTEM adına çalıştığı ileri sürülen Abdülkadir Aygan, Musa Anter cinayeti için “en büyük eylemimizdi” demişti.

2005 yılında yazdığı kitapla Musa Anter cinayetini anlatan Aygan, PKK’dan kaçarak 5 yıl cezaevinde geçirdiği süre sonunda, Cem Ersever'in girişimiyle JİTEM içinde çalışmalarda bulunduğunu açıklamıştı.

 

‘Ben tuttum, Yeşil vurdu’

 

20 Ocak 1992'de Halkın Emek Partisi (HEP) Muş Malazgirt İlçe Başkanı Harbi Arman'ın bir duruşma için Diyarbakır'a geldiğini belirten Aygan, Arman'ı “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım'ın talimatıyla kaçırıp öldürmeleriyle ilgili şu iddiada bulundu:

“Mahmut Yıldırım'ın bu şahsı istemesi üzerine, Harbi Arman'a, 'Bir ifade için bizimle geleceksin' dedik. Bir araca bindirdik. Gözlerini atkısıyla bağladık. 'Askeri birliğe götüreceğiz' bahanesiyle kent dışında bir köprünün altına getirdik. Uzman çavuş da Kalaşinkof ile tarayacaktı. Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, 'Dur onunla değil' dedi. Ben tuttum Yeşil tabancasıyla vurdu. Köprü altına gözleri bağlı öyle bıraktık.”

 

‘En büyük eylem Musa Anter cinayetiydi’

 

Abdülkadir Aygan olayı şöyle anlattı:

“Hamit, Musa Anter'in kaldığı otele gönderilerek, 'Hogir sizi bir evde bekliyor' diyerek otelden çıkarttı. Ben ve Hogir, Seyrantepe'de bekliyordum. Yeşil ve Mustafa Deniz, bizden biraz ileride bekliyordu. Hamit Musa Anter'i getirecekti, Hogir de öldürecekti. Ancak, bir süre sonra siren sesleri gelince aracımıza binerek JİTEM'e gittik. Bir süre sonra Hamit gelince, 'İş tamam' dedi. 'Neden yanımıza getirmedin' deyince, 'benden şüphelenince yolda indirdim 'öldürdüm' diye cevapladı.”

     

Uğur Mumcu’nun kaleminden Musa Anter

 

Ankara’da evinin önündeki aracına bomba konularak öldürülen gazeteci Uğur Mumcu da Musa Anter’i anlatmıştı.

Mumcu’nun Anter’i anlattığı yazısı şöyle:

“Musa Anter ile de geçen Mayıs ayında bir açık oturum için çağrıldığım ‘Yeni Ülke’ gazetesinin Ankara bürosunda tanışmıştık. Tanışınca da hemen Türkçülük, Kürtçülük üzerine karşılıklı şakalar yapmıştık. Musa Anter ‘Gel Uğur arkadaş, Yalçın Hoca ile beraber resim çektirip düşman çatlatalım’ demiş ‘Yeni Ülke’ muhabiri, Musa Anter, Yalçın Küçük ve benim birlikte fotoğrafımızı çekmişti.

Anılarını ve yazılarını hep okurdum. Kendi davasının inançlı, dirençli ve yürekli bir savaşçısıydı. Aziz Nesin’in kendi yaşamını anlatırken yazdığı gibi Musa Anter de ‘gözyaşlarından kahkahalar süzen’ kişilikte bir insandı.

Davasına katılır ya da katılmazsınız, savunduğu görüşlere karşı olursunuz ya da olmazsınız. Ne fark eder? Hangi ideoloji, hangi görüşü savunursanız savununuz, Musa Anter gibi insanlara saygı duymalısınız.

Musa Anter, örneklerini son yıllarda sık sık gördüğümüz türden, devre göre kişilik ve görüş değiştiren ideoloji tüccarlarından değildi. Anter, yaşamını kendi davasına adamış bir Kürt aydınıydı.

Böyle bir insana kim kurşun sıkar? Kim kıyar 75 yaşını aşan bir yaşlı delikanlıya? Türkiye’yi bir kan gölüne sürüklemek ve Türk’ü Kürt’e, Kürt’ü Türk’e, Alevi’yi Sünni’ye, Sünni’yi Alevi’ye düşman etmek isteyenler…

Hain ve alçakça kurşunlar, başta Güneydoğu olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde can alıyor. Halkları birbirine kırdıracak kanlı ve uğursuz bir plan adım adım uygulanıyor. Hükümet de bütün bu olayları, kapalı tribün izleyicisi gibi izliyor.”

 

Fotoğrafın hikayesi

 

\Musa Anter'in Esmer dergisinin Eylül 2005 sayısında ilk kez yayınlanan son fotoğrafı. 
 
Fotoğrafta 3 adam, fonda pencereleri, kapıları olmayan boş evlerin olduğu taşlık bir alanda öldürülmüş bir aydının tabutunu taşıyorlar. 
 
Fotoğrafın altında "Hepimize babalık yaptığı için bizimle ilgilenmedi" diyen kızı Rahşan Anter'in notu var: Babam son yolculuğun böyle yalnız mı olmalıydı?