MÜSLÜM GÜNDÜZ VE 2 GAZETECİYE TAKİPSİZLİK ANKARA (A.A)

-MÜSLÜM GÜNDÜZ VE 2 GAZETECİYE TAKİPSİZLİK ANKARA (A.A) - 09.03.2011 - Bir televizyon programında sarf ettiği sözler nedeniyle Müslüm Gündüz ile programı hazırlayan gazeteciler Mirgün Cabas ve Ruşen Çakır hakkında yürütülen soruşturmada, ''Kovuşturmaya yer olmadığına'' karar verildi. Şişli Cumhuriyet Savcısı Hasan Bölükbaşı tarafından verilen ''takipsizlik'' kararında, Demokratik Kitle Örgütleri Birliği Genel Başkanı Ali Berham Şahbudak tarafından, ''Yazı İşleri'' programının yapımcısı Ruşen Çakır ve sunucusu Mirgün Cabas ile Müslüm Gündüz hakkında suç duyurusunda bulunulduğu anımsatıldı. Çakır ve Cabas'ın program sırasında, suç ve suçluyu övme teşkil eden bir beyanda bulunmadıkları gibi suç teşkil eden herhangi bir söz ve beyanda da bulunmadıkları ifade edilen kararda, şunlar kaydedildi: ''5187 sayılı Basın Kanunu'nun 3. maddesinde düzenlenen basın özgürlüğü kapsamında basının bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarının bulunduğu, düşünceyi açıklama ve basın özgürlüğü, onu kullananlar açısından olduğu kadar gerçekleri öğrenmek özgürlüğüne sahip kişi ve kitleler açısından da temel hak niteliğinde olup temelini Anayasa'nın 28. ve devamı maddelerinden alan haber verme ve eleştirme haklarının basın yoluyla işlenen suçlarda hukuka uygunluk hallerini oluşturduğu, açıklama veya eleştiriye konu olan haberin güncel olduğu, açıklanmasında kamu ilgi ve yararının bulunduğu, bu hali ile atılı suçun unsurları bakımından oluşmadığı anlaşıldığından şüpheliler Ruşen Çakır ve Mirgün Cabas hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.'' Kararda, ''Programa konuk olarak katılan Müslüm Gündüz'ün, sövme kastıyla yani açıkça aşağılama ve küçültme amacıyla sarf ettiği bir söz bulunmadığı gibi bu içerikte sözlerin kullanılmadığı, beyanların açıklanış şekliyle konusu arasında düşünsel bir bağ bulunduğu, kullanılan sözlerde küçültücü ve hakaret veya tahrik içeren bir sözün bulunmadığı'' belirtildi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10/2. maddesinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince yapılan yorumunda, düşünce ve ifade özgürlüğünün sadece toplumda beğenilen, kabul gören, zararsız ve kayıtsızlık içeren bilgiler veya fikirler için değil, aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsız edici olanlar için de geçerli sayılması gerektiği, bunun demokratik bir toplumun olmazsa olmaz unsurlarından olan çok seslilik, tolerans ve hoşgörünün gereği olduğunun vurgulanmış olduğu anımsatılan kararda, yine aynı mahkemenin başka bir kararında, şiddet övülmediği, silahlı mücadeleye ve ayaklanmaya teşvik olmadığı müddetçe ifadelerin saldırgan nitelik taşıdığı gerekçesiyle müdahalenin hukuki olarak nitelendirilemeyeceğinin belirtildiği aktarıldı. Kararda, ''Anayasa'nın 25. maddesinde düzenlenen düşünce ve kanaat özgürlüğü de dikkate alınarak, düşünce açıklama niteliğinde ve eleştiri sınırları içerisinde kalan konuşma içeriklerinde atılı suçların unsurları oluşmadığı anlaşıldığından şüpheli Müslüm Gündüz hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi'' denildi. Şikayetçi Ali Berham Şahbudak ise söz konusu ''takipsizlik'' kararının kaldırılması istemiyle, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı ile Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına başvurdu.