T24 - ABD yönetimi Guantanamo esirlerini gönderecek ülke ararken, Suudi Kralı ve Kuveytliler, ‘hepsinin ortadan kaldırılmasını’ önerdiği kaydedildi. WikiLeaks belgelerinde “Yılanın başını kesin” diyerek, İran’ın vurulması için ABD’ye baskı yapan Suudi Kralı Abdullah’ın, Guantanamo’daki Müslüman esirlere çip takılmasını önerdiği, hatta serbest bırakıldıktan sonra infaz edilebileceklerini ima ettiği ortaya çıktı. Kuveytliler’in ise esirlerin hepsinin öldürülmesini tavsiye ettikleri belirtildi. Vatan gazetesinde yayımlanan haber şöyle:Wikileaks skandalının ilk gününde dünya Ortadoğu’da Arap ülkelerinin İran hakkındaki gerçek düşüncelerini öğrendi. Kameraların karşısında İran lideri Ahmedinecad ile sarmaş dolaş pozlar veren Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri ülkelerinin liderlerinin ABD yönetimine İran’a bir askeri operasyon düzenlenmesi için baskı yaptığı, Suudi Kralı’nın İran için “yılan”, Mısır lideri Hüsnü Mübarek’in ise “şeytan” nitelemesini kullandığı ortaya çıktı. İran lideri Mahmud Ahmedinecad düzenlediği basın toplantısında, “Bölge ülkelerinin hepsi dostumuzdur. Bunlar Amerika’nın yalanları ve bilerek uydurduğu belgeler” diye açıklama yapmasından sonra bu kez de Arap ülkeleri liderlerinin ABD’nin El Kaide ve Taliban üyesi esirleri tuttuğu Küba’daki Guantanamo üssünde bulunan Müslüman mahkumlarla ilgili olarak akıl almaz tavsiyelerde bulunduğu belirlendi. Bir esir 3 milyon dolar New York Times’ın dün manşetten duyurduğu 2006-2009 tarihli belgelere göre Bush yönetimi 17 Çinli Müslüman tutuklu karşılığında Pasifik’in küçük ülkesi Kiribati’ye 3 milyon dolar teklif etti. Obama yönetimi ise Guantanamo’yu kapatma sözünü yerine getirebilmek için burada kalan esirleri gönderecek ülke ararken oldukça zorlandı. Slovenya Başbakanı, “Obama ile 20 dakikalık görüşme karşılığında” esir almayı kabul ediyor. Ancak görüşme gerçekleşmeyince, esir transferi de mümkün olmuyor. Maldivler yönetiminin ise tutukluları ABD’nin IMF yardımı konusundaki desteği karşılığında kabul edeceğini belirtiyor. Yemen Devlet Başkanı ise teröre bulaşan Yemen vatandaşları için kendi ülkelerinde bir rehabilitasyon programı oluşturulması konuşulurken, “ABD ne kadar verecek?” diyor. ‘Atların avukatları yok’ Tüyleri diken diken eden teklifler ise yine Arap liderlerden geliyor. Belgeye göre, Suudi Arabistan Kralı Abdullah Guantanamo Körfezi’nde bulunan terör tutuklularının ortadan kaybolup bir terör örgütüne katılacakları gibi korkular olmadan Yemen gibi bir ülkeye transferiyle ilgili sıradışı bir teklif yapıyor. Üst düzey Beyaz Saray danışmanlarından John O. Brennan’a ABD’nin tutukluların derilerinin altına bir çip yerleştirmesini ve böylece hareketlerini takip edilmesini teklif ediyor. Kral bunun zaman zaman atlara ve şahinlere de yapıldığını söyleyince, Brennan, “Atların iyi avukatları yok ama” diyor. Kral bu şekilde serbest bırakılacak olan militanların terör örgütlerine yeniden katılmaları durumunda çipten gelecek sinyallerle yerlerinin tespit edilip öldürülebileceğini ima ediyor. ‘Çürükse çürüktür’ Kuveyt İçişleri Bakanı ise çok daha açık konuşuyor. Şeyh Halid el Sabah, ülkesindeki Amerikan elçisiyle yaptığı görüşme sırasında Guantanamo’da Kuveytli terör zanlılarının da bulunduğunu hatırlatarak, “Biz bu kişilerin serbest bırakılıp yeniden buraya dönmelerini istemiyoruz. O yüzden bence yapılacak en iyi şey bunlardan kurtulmak” diyor. Bakan şöyle devam ediyor: Bizden daha iyi biliyorsunuz ki, bu insanlarla uğraşamayız. Pasaportlarını ellerinden alsam dava açıp geri alırlar. Biz Suudi Arabistan değiliz. Onları çölün ortasındaki kamplarda izole edemeyiz. Eğer bu insanlar çürükse, çürüktürler ve en iyi yol onlardan kurtulmaktır... Aynı bakan Umman’da küçük bir botla uyuşturucu kaçırırken boğulmaktan ABD Sahil Güvenlik güçleri tarafından kurtarılan Kuveytliler için, “Allah onları boğarak cezalandırmak istedi. Siz canlarını kurtardınız. Boğulmalarına izin vermeliydiniz” diyor. Kamptaki “Esirleri öldürün” dedi Bush yönetimi Guantanamo’ya gönderdiği 500’den fazla tutukluyu transfer etmişti. Obama yönetimi ise İrlanda, İspanya, Portekiz, Belçika ve diğer ülkelerin desteğiyle 240 olan sayıyı 174’e indirmişti.