CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, son dönemde siyaset sahnesinde yaşanan gelişmeleri değerlendirerek, “HDP kontenjanından hükümete katılanlar aslında HDP kökeninden gelen kişiler değildi. Bu tercihler HDP’nin içinde fay hatları yaratmaya yönelikti” dedi. Balbay, HDP kontenjanından hükümete katılan iki bakanın 26 gün dayanmasının sürpriz olmadığını söyledi.
Ergenekon davasında 34 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılan ve 9 Aralık 2013 tarihinde tahliye edilen Mustafa Balbay, “63. hükümet parlamentoda azınlıkta olan AKP’nin, 550 milletvekiline hitap ediyormuş gibi kurduğu sahte bir seçim hükümetidir, kandırmacadır” açıklamasında bulundu.
HDP'li Levent Tüzel’in “hükümete katılmama kararı almasıyla burada oluşan çatlak belki de AKP’nin ellerini ovuşturmasını sağladı” diyen Balbay, HDP kontenjanından hükümete katılan iki bakanın 26 gün dayanmasının sürpriz olmadığını belirtti.
“Anayasa’nın 114. maddesine göre seçim hükümetlerinin parlamentodaki partilerin grup yönetimlerine danışarak kurulması gerekiyor. Yani Başbakan olarak atanan kişi Meclis’te grubu bulunan partilerin yönetimlerine güçleri oranında hükümete üye vermelerini isteyecek ve hükümet kurulacak ama böyle olmadı. Davutoğlu kaçak Saray’dan aldığı talimatla parti yönetimlerini aşarak devşirme bir Bakanlar Kurulu oluşturdu. HDP kontenjanından hükümete katılanlar aslında HDP kökeninden gelen kişiler değildi. Bu tercihler HDP’nin içinde fay hatları yaratmaya yönelikti. Nitekim parlamentoya giren Emep Genel Başkanı Levent Tüzel’in hükümete katılmama kararı almasıyla burada oluşan çatlak belki de AKP’nin ellerini ovuşturmasını sağladı.”
Balbay HDP’li Bakanların yerine atanan isimleri de şöyle değerlendirdi:
“AB’den sorumlu Bakanlığa Prof. Beril Dedeoğlu atandı. Dedeoğlu AKP’nin tam ve yarı resmi yayın organlarının hemen tümünde yorumculuk yapmış bir kişi yani sözcüğün tam anlamıyla AKP ailesinin bir üyesi. Kalkınma bakanlığına getirilen kişi de yine bu bakanlığının Müsteşarlığını yapan Cüneyt Düzyol. Müsteşarların nasıl seçildiğini hepimiz biliyoruz, AKP yönetiminden onay almayan hiç kimse müsteşar olamıyor. Sayın Düzyol’un Müsteşarlık’tan Bakanlığa geçmesi şöyle yorumlanabilir; bu koltuğu bir HDP’liden alıp AKP’liye vermenin en düz yolu bu idi.”
Balbay, Tuğrul Türkeş’in partisinden ihraç edilerek, AKP’ye geçmesini hükümetin gerçek fotoğrafı olduğunu belirterek şu görüşleri savundu: “Tuğrul Türkeş MHP kontenjanından hükümete girdi. Kısa bir süre sonra MHP’den atıldı. Bağımsız olarak hükümetteki yerini aldı. 18 Eylül’de de AKP sıralarından Ankara milletvekili adayı oldu. Yani Türkeş, MHP kontenjanından girip, bağımsız görünüp, AKP’nin adayı olarak hükümette. Sadece bu durum bile AKP’nin hukuku hiçe saydığını, siyasi ahlaktan yoksun olduğunu gösteriyor.”
AKP’nin 258 milletvekili ile adeta 550 kişilik parlamentoya tümüyle hâkimmiş gibi hareket ettiğini vurgulayan Balbay, seçim hükümetinde bağımsız olması gereken üç bakanın da yine AKP’den daha önce Milletvekili adayı olduğunu belirtti ve AKP hükümetine ilişkin olarak şunları söyledi: “63. Hükümet güvercin kanatlı, şahin bakışlı, karga ötümlü, bir akbabadır”