Star Medya Grup Başkanı Mustafa Karaalioğlu, gazetenin genel yayın yönetmeniyken Başbakan Tayyip Erdoğan ile arasında geçtiği öne sürülen ses kaydı hakkında ilk kez konuştu. Karaalioğlu, Başbakan’ın AKP’yi eleştiren dönemin Star gazetesi yazarları Hidayet Şefkatli Tuksal ile Mehmet Altan’ın kovulmasını istediği kayıt için “montaj” dedi. “O konuşmaların aslı astarı yok. Kesilmiş, montajlanmış, Başbakan medyaya baskı yapıyor imajı oluşturulmak isteniyor” diyen Karaalioğlu, Başbakan’ın Mehmet Altan’ın atılmasını istemediğini söyledi. “Beni Başbakan aramıştır. Başka siyasiler de aramıştır. Bize taleplerde bulunurlar” ifadesini kullanan Mustafa Karaalioğlu, yönetici olarak işlerinin “o talepleri değerlendirmek” olduğunu savundu. Karaalioğlu, Başbakan’ın Hidayet Şefkatli Tuksal’ın da atılmasını istemediğini ileri sürdü.
Karaalioğlu, Başbakan Erdoğan'ın kendisini Altan ve Tuksal'ın kovulması için aradığı iddia edilen telefon görüşmeleri hakkında 24 TV'de Murat Çiçek ile Melih Altınok'un sunduğu programda konuştu. Karaalioğlu’nun açıklamalarının bir kısmı şöyle:
"O konuşmaların aslı astarı yok. Kesilmiş, montajlanmış, Başbakan medyaya baskı yapıyor imajı oluşturulmak isteniyor. Beni Başbakan aramıştır. Başka siyasiler de aramıştır. Bize taleplerde bulunurlar. Bizim işimiz o talepleri değerlendirmektir.
Başbakan’ımızın Mehmet Altan ile ilgili şikâyetleri de oldu. Övgüleri de oldu bugüne kadar. Altan'ın da Sayın Başbakan’ım yazdığı liderdir Erdoğan. Benim ilgileneceğim demem de ‘hocam bu nedir’ diye konuşmaktır.
Ne Başbakan benden istedi atılmasını, ne de ben Başbakan istedi diye attım. Mehmet Altan bir sene sonra ayrılmak zorunda kaldı. Hoca benim tarafımdan gönderilmeyi gururuna yediremiyor nedense, ama ben gönderdim. Bazı yazarların kaprisleri var. Hoca'da şöyle bir şey oldu. Gazete aleyhine konuşuyor, yazıyor, demeç veriyor. En son PKK'nın sitesinde yaptı. Atmadım, düzelt bunu yanlış anlaşılma var dedim. İnanamadı kendisini atabileceğime herhalde. Aracılar vardı çünkü isim vermeyeyim. Yapmadı, yapmadığı için işine son verdik.
Gelelim Hasan Cemal'e… Atılmasını Başbakan istemedi. Yüzde 100 biliyorum. Nedense Başbakan attırdı payesi istiyorlar. Benim tanıklıklarım var. Utanmadan, mesleki ahlak, etik dinlemeden nasıl oluyor da bir gazetecinin kanunsuz dinlenen bir konuşmayı veri kabul edebiliyorlar. Ki kendileri de dinlendi. Bu nasıl bir öfkedir. Türkiye'de demokrasinin hak ettiği yeri bulmasını isteyen bütün insanlara karşı bir öfke var. Varsın beni dinlesin de bunları da dinlesin diyorlar sanki. Kendisi ile bir ilişkimiz var ama bunu birkaç kez ihlal ettiği için söylüyorum bunu.
Hidayet Hanım kendisi bıraktı. Dürüst bir ahlak örneği gösterdi. Hasan Cemal'i, Hasan Cemal gibi davrananların tutumunu affetmeyeceğim. Bu meslek gündelik konuların malzemesi olmasına layık değil. İlkesellik kalmadı.
Mehmet Altan gönderildikten sonra tepki gösteren sadece AK Partililer oldu. Hiçbir yayın yönetmeni o şartlarda babasının oğlu olsa o yazarı tutmazdı. Buna kimse izin vermezdi. Bütün meslektaşlarım bana hak vermişti. İsim vermeyeyim. Niye gönderiyorsun diye AK Partili bakanlar bile aradı. Başbakan muhalifi bir yazar, AK Parti muhalifi bir yazar değildi. Başbakan kendisi sevgisini de nefretini de söyler."