Şarkıcı Mustafa Topaloğlu, “Türkiye’de çok şarkıya imza atmış, şarkıları hep slogan olmuş birisin. Ama hiçbir yere çağrılmıyor, hiçbir yere davet edilmiyorsun” diyerek sitem etti. Topaloğlu sözlerinin devamında da, “İtmişler bir kenara ‘uzaylı’ diye. Valla ‘Anlarlar’ diye diye bir 20 yılım rahat geçti. Yani en çok çağrılması, en çok davet edilmesi, en çok onurlandırılması gereken sanatçılardan biriyken ‘Uzaylısın’ diye kenara itilen bir adam oldum” dedi.
Hürriyet'te yer alan habere göre, geçen ay Alişan ve Demet Akalın’ın programından sonra kuliste kalp krizi geçiren Mustafa Topaloğlu, “İyiyim, çok iyiyim hamdolsun. Biz her şeye ‘hamdolsun’ demesini bilmiyoruz. Şimdi korona denilen bir hastalık yaşanıyor değil mi? Ya kabahat bende. Bir tane hap vardı. Çünkü benim kalbimde bir damara daha önce stent takılmıştı. Neyse, geçti gitti. Bu kadar olaydan sonra bir damar da zarar görsün artık” diye konuştu.
Topaloğlu, “Siz Türkiye’de zirveyi gördünüz. Şimdi geriye bakıp ‘Bir şeyleri farklı yapsaydım yerimi korurdum’ diyor musunuz?” sorusuna da şöyle yanıt verdi:
"Vallahi eğer geçmiş ders vermiş olsaydı bize, ben de bugün o dersleri analiz ederdim. Ama hayır, ders çıkarmıyoruz. Geçmişimizden bir ders çıkarıp da önümüze öyle bakmıyoruz. Günlük yaşıyoruz. Gelecekle ilgili ne plan ne de program... Bir tek diyorum ki keşke zamanında o kadar mütevazı olmasaydım. Ben ülkemde en çok albüm satan sanatçılardan biriyken asla bunu söylemedim. Ne televizyonda, ne röportajda söyleme gereği duydum.
Gerçekten iyilerin peşinde ve iyiyi anlatmakla görevli değillerdi yani. Hep birileri birilerinin adamı oldu. Hep bunu gördüm, bundan yakındım, ‘Oy Oy Emine’ dünya çapında rekor kırdı. Kendi ülkesinde bu kadar albüm satan başka sanatçı yok."
“En çok çağrılması, en çok davet edilmesi, en çok onurlandırılması gereken sanatçılardan biriyken ‘Uzaylısın’ diye kenara itilen bir adam oldum” diyerek sitem eden Topaloğlu, “Gerçekten “uzay ve uzaylı” muhabbetiyle vermek istediğiniz mesaj neydi?” sorusuna da şöyle yanıt verdi:
“İnsanların özgürlük sınırlarını genişletmek, uzayda yaşadıklarının bilincine vardırmak. Yani hepimiz uzayda yaşıyoruz aslında ama insanlar farkında değildi. Bu büyük bir ders... Bu büyük bir özgürlük anlayışı. Neresinden bakarsan bak, nerede olursan ol, özgürce düşünmek... Bunları söylüyorum diye bana ‘uçuk kaçık’ dediler, ‘deli bu’ dediler ya.
O günkü gazeteciler de bana geyik muhabbetiyle geliyordu hep. Geyiğe geyikle cevap veriyordum. Aslan gibi sorular sormuyorlardı ki aslan gibi cevap vereyim. Yok ‘UFO gördün mü?’, yok ‘Uzaylıları tanıyor musun?’ Nasıl cevap verilir bunlara? Ben insan ufkunu genişletmek istedim. İnsanlar dünyada yaşıyor tamam da dünya nerede? Uzay denilen boşlukta değil mi? Hepimiz uzayda yaşıyoruz. Kardeşim ufkunuzu, özgürlük alanlarınızı genişletin. Bunu algılayamadılar işte."