15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişi hakkında açılan davada, dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'yı alıkoymaya çalıştığı belirtilen sanık eski albay Fatih Yarımbaş'ın çapraz sorgusu tamamlandı. Duruşmada avukat ile Yarımbaş arasında sert diyaloglar yaşandı.
Avukat Alaattin Varol'un, "Her halinizle FETÖ'cü olduğunuz ortada." demesine karşılık Yarımbaş, "Hangi halimle FETÖ'cüyüm ben? Bir tane delil getirin" dedi. Avukat Varol da "Aynen öylesin. Darbe gecesi yaptıklarınız nedir?" diye konuştu. Müşteki sıralarındaki izleyiciler, Avukat Varol'un sözlerini alkışlayarak destekledi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmada savunmasının ardından soruları yanıtlayan Yarımbaş, Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın sorusu üzerine, darbe girişiminden birkaç gün önce Aksakallı'nın talimatıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde görev yaparken Ankara'ya atandığını ve Orduevi'ne yerleştiğini söyledi. Darbe girişimi gecesi kullandığı telefon numarası sorulan Yarımbaş, KKTC'de kullandığı hattı Türkiye'de kullanamadığı için yeni bir hat aldığını ve numarasını hatırlamadığı bu hat üzerinden görüşmeler yaptığını savundu.
Sanık Yarımbaş, "Semih Terzi'nin cep telefonunda, 'Zekai'yi alamadılar. Fatih takipte' şeklinde mesaj var, buna ne diyeceksiniz?" sorusu üzerine, "Bu mesajın benimle bir ilgisi yok. O Fatih ben olmak zorunda değilim." dedi. "Aksakallı'yı alsanız nereye götürecektiniz?" sorusuna, "Ben de merak ediyorum" yanıtını veren Yarımbaş, "Televizyondan darbe olduğunu öğrenmediniz mi?" sorusuna, "Öğrenmedim. Sadece şehirdeki karışıklığı gördüm." diye cevap vermekle yetindi. Aksakallı'nın kaçırılma girişimine ilişkin diğer sanıkların ifadelerini kabul etmeyen Yarımbaş, şu savunmayı yaptı: "İfadelerde benim kaçıracağım ile ilgili bir cümle yok. Koruyacağınız şahsı emniyete alırsınız. Onun için araca davet edilmiştir komutan. Bizim için esas olan komutanın can güvenliğini sağlamaktır. Biz de bunu icra ettik. Koruma prensiplerine uygun şekilde yapılıyor. Oradan tekme atıp kaçmak söz konusu olamaz. Küfür, tekme... Aracın kapısı açıldığı için bu manevrayla benim personelim gidiyordu. Gelsin izah etsin, biz de kaçırdıysak bilelim. Komutanın ÖKK'da birkaç plakası vardır. Ben sivil aracını tanıyamam ki. Komutanı gördüğümde araç hareket halindeydi. Bana 'tehdit var' dendi. O kalabalıkta kim tehdit bilemiyorum. Koruma prensipleri böyle. Komutanı kalabalıktan tecrit etmeniz lazım öncelikle. Kalabalıktan çıkınca da komutanı durdurmamız lazım. Önüne kırıp durdurulması lazım. Takip etmeye çalışmadık. Önünüze bir araç geliyor, siz de arkada gidiyorsunuz, bu takip mi? Ben evini bilmiyor muyum? Darbeciysem niye gidip evinden almadım ki... Hiç zerre kadar takip düşünülmedi."
Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın, "Havada uçaklar, helikopterler... Darbe olduğunu anlamadın mı? Arabada radyoyu açmadın mı?" sorusu üzerine sanık Fatih Yarımbaş, "Şimdi 'açsaydım keşke' diyorum. Bendeki görev anlayışı gereği açmak aklıma gelmedi. Radyo dinleyen bir insan değilim zaten." diye konuştu. Sanık Yarımbaş, "ÖKK'yı aradınız. 'Giriş çıkış yasak burada, karışık gelmeyin' dediler. Bunun üzerine saat 02.00'de Akıncı Üssü'ne neden gittiniz?" sorusuna karşılık, "Tekrar birliğime gitmeye çalıştım ama çok karışık dediler, terör saldırısı olabileceğini söylediler. Ardından Genelkurmay Başkanının da Akıncı Üssüne geçtiği söylendi. ÖKK'da bir subayın harekat tarzı bellidir. Herkes kendi birliğine gitse darbe marbe olmazdı. Birliğine gidemiyorsan en yakın, uygun bulduğun birliğe gidersin." savunmasını yaptı. Darbe girişimi gecesi yaşananlar nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetleri'nin müşterek harekat yaptığını düşündüğünü dile getiren Yarımbaş'ın, "Öngörüyü yapanlar, darbe oluğunu anlayanlar var. Bunu nasıl yapmışlar anlamıyorum" şeklindeki sözleri üzerine, Mahkeme Başkanı Giray, "Bu işe karışanlar darbe olduğunu anlamıyor, sonra Genelkurmay Başkanı bir ihbarla anlasaydı diyorsunuz." dedi.
Yarımbaş, müşteki avukatlarının sorusu üzerine, Akıncı Hava Üssü'ne giderken yol boyunca kimseyle temaslarının olmadığını, radyo dinlemediklerini ve cep telefonundan internete bakmadıklarını iddia etti. Genelkurmay Başkanının derdest edildiğini de duymadığını ileri süren Yarımbaş, bunu duysaydı Akıncı üssüne gitmeyeceğini söyledi. Yarımbaş, Akıncı'ya tek başına alındığını ancak çıkışına izin verilmediğini savundu. Telefonunu üsteki ilk binada şarja taktığını ve telefonun orada kaldığını ileri süren Yarımbaş, o binaya dönmek istediğini ancak dönemediğini iddia etti.
Orgeneral Yaşar Güler'in avukatı Alaattin Varol'un sorusu üzerine Yarımbaş, istihbarat şube müdürlüğü yaptığı dönemde FETÖ üyesi olduğu için bulunduğu birimden atılan kimse olmadığını söyledi. Kara Kuvvetleri Personel Başkanı Şevki Gençtürk'ün, Fırat Alakuş ve Fatih Yarımbaş'ın FETÖ'cü olduğuna, dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'nın da Alakuş ve Yarımbaş'ın ÖKK'ya atanmasına karşı çıktığına ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine Yarımbaş, "Kınıyorum. Ben bu devlete gram zarar vermedim. Biri bana FETÖ'cü diyorsa, gelip izah edecek. Gelsin anlatsın." ifadelerini kullandı.
Avukat Varol'un, "Her halinizle FETÖ'cü olduğunuz ortada." demesine karşılık Yarımbaş, "Hangi halimle FETÖ'cüyüm ben? Bir tane delil getirin" dedi. Avukat Varol ise "Aynen öylesin. Darbe gecesi yaptıklarınız nedir?" diye konuştu. Müşteki sıralarındaki izleyiciler, Avukat Varol'un sözlerini alkışlayarak destekledi.
Darbe gecesi eski albay Osman Kılıç'ın darbeci general Semih Terzi'ye gönderdiği "Zekai'yi alamadılar. Fatih takipte." mesajının yeniden hatırlatılması üzerine Yarımbaş, buna cevap vermeyeceğini söyledi.
Yarımbaş, o gece, ÖKK'ya daha yakın birlikler varken neden en uzak noktadaki Akıncı Üssü'ne gittiği soru üzerine "Ben bunaldım." ifadesini kullandı. Avukat Varol ise "Başkanım, bakın hiç bunalmış hali var mı?" dedi. Varol, sanığın bakışları üzerine, "Bakışınla beni tehdit mi ediyorsun? Kralın gelse beni tehdit edemez." diye konuştu. Tartışma üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, "Sizin şahsi diyaloglarınızın mahkeme için bir anlamı yok. Karşılıklı konuşmayın." uyarısında bulundu. Yarımbaş, Başbakanlık avukatı İskender Minar'ın sorusuna karşılık, darbe öncesinde, 3-4 Temmuz'da da Ankara'ya geldiğini, çocuğunu yazdıracağı okula ve oturacakları eve baktığını savundu.
Sanık Fatih Yarımbaş, Aksakallı'nın bir personeli sebepsiz yere tekmelediğini daha önce görüp görmediği sorusuna ise cevap vermek istemedi. Akıncı üssüne giriş çıkışların 22.30'da yasaklandığı belirtilerek, gece 02.00'de nasıl üsse girdiği sorulan Yarımbaş, bu soruyu da yanıtsız bıraktı. TBMM avukatı Necdet Pakdil'in, neden Aksakallı'nın yanına gidip "Emirlerinizi bekliyorum" demediği sorusuna karşılık Yarımbaş, tehdidin içeride mi dışarıda mı olduğunu tespit edemediği için bu şekilde hareket ettiğini savundu. Yarımbaş, Aksakallı'yı telefonla aradığını ancak ulaşamadığını iddia etti. Pakdil'in "Öyleyse neden güvenlik tedbiri için evine gitmediniz?" sorusu üzerine Yarımbaş, "Ne desem şimdi? O anki psikolojim onu gerektirdi. Bugün böyle konuşuluyor ama o gün öyle değildi." ifadelerini kullandı. Sanığın çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından Yarımbaş'ın avukatı savunma yaptı. Duruşmaya öğle arası verildi.