Mutluluk hormonlarınızı iyi kullanıyor musunuz?

Mutluluk hormonlarınızı iyi kullanıyor musunuz?

Çoğumuz günlük hayat mücadelesi içinde hormonlarımızı pek düşünmeyiz. Onların var olduğunu biliriz. Ergenlikte, menapozda yaşadığımız değişikliklerin hormonlardan kaynaklandığının da farkındayız.

Regli kanaması olan biriysek, mutlaka hayatımızda en az bir kere "yine hormonların yükselmiş" "suçlaması" ile karşı karşıya kalmışızdır.

Çoğumuz en azından testosteron, östrojen hormonlarını ve insan bedenindeki etkilerini duymuşuzdur.

Gerçek şu ki aslında hepimiz hormonların etkisindeyiz ve ister pamuk gibi hissedelim ister huysuzluğumuzun doruklarında, bunun sorumlusu çoğunlukla ve büyük ölçüde hormonlarımız.

Hormonlar nedir, nereden kaynaklanırlar?

Basitçe ifade etmek gerekirse, hormonlar, hormonların salgılanıp kan dolaşımına katılmasını sağlayan Endokrin Sistemi'nden gelen küçük kimyasal mesajlar olarak düşünülebilir.

Bir nevi vücudumuzun kendi içindeki iletişim yolu diye de ifade edebiliriz.

Hipofiz, Tiroid, Adrenalin bezleri, yumurtalık ve testisler vücudumuzdaki bir çok daha az bilinen organla birlikte bu sistemin birer parçasıdır.

Bu sistemi inceleyen bilim dalı Endokrinoloji'nin hormonlar ve bunları salgılayan organlar, bezler konusunda hala bilmediği çok şey var.

Ben hep vücutlarımızla zihnimizin nasıl birlikte çalıştığıyla ilgilendim. Zaten terapist olmamın bir sebebi de buydu.

Fakat cinsiyet ve ilişkiler eğitimcisi kursumu tamamladığımdan bu yana, her zaman farkında olmasak bile, hormonların nasıl hemen her davranışımızı etkiliyor olması giderek daha çok ilgimi çeken bir konu.

Mesela, en yakınınızdaki insanlarla iletişim kurduğunuzda içinizi saran o sıcak tatmin edici duygular, aslında aile ilişkilerini güçlendiren davranışları teşvik eden ve ödüllendirmeye ayarlı oksitosin hormonu sayesinde yaşanıyor.

Örneğin koşuya çıktıktan sonra hissettiğimiz enerji yükselmesi ve tatmin duygusu. Bu da acı algısını düşürüp zevk duygusunu yükselten Endorfin hormonlarının çalıştığı anlamına geliyor.

Meditasyon, kendine bakım ve ilgi mutluluk hormonlarını harekete geçiriyor

Hormonları biz harekete geçirebilir miyiz?

Peki, hormonların kendiliğinden salgılanmasını beklemek yerine iyi hissetmemizi sağlayan şeyleri yaparak, biz bizzat onları harekete geçirmeyi deneyebilir, çalışırken ya da kendimize ayırdığımız saatlerde ya da başka insanlarla ilişkilerimizde daha sağlıklı alışkanlıklar geliştirebilir miyiz?

Bir örnek vereyim:

Aslında hiç istemiyor olsanız bile sevdiğiniz bir kişiyle tartıştıktan sonra, en az 20 saniye sürecek uzunca bir kucaklaşma en üst düzeyde Oksitosin ve mutluluk duygusunun sürekliliğini sağlayan Serotonin hormonlarının salgılanmasını sağlayarak, stresinizi azaltır, ve beyninize tekrar güvende olduğunuzu ve sevildiğinizi hatırlatır. Kırılmış gibi hissedilen bir ilişkinin onarılmasını sağlayan işte Oksitosin hormonunun verdiği sıcak, içinizi saran, güçlendiren duygudur.

O halde "Harika Dörtlü" diye niteleyebileceğimiz mutluluk ve sevgi hormonlarına kısaca bir bakalım.

Oksitosin

Oksitosin'e sık sık "sevgi bağı hormonu" da denir. Kendimizi güvende, sevdiğimiz, güvendiğimiz insanlarla birlikte hissettiğimizde salgılanan hormondur.

Doğumu dışarda bırakırsak, bu hormonun amacı insanlar arasındaki sevgi bağını güçlendirmek, öneğin anne ve babaların bebekleriyle sevgi bağının güçlenmesine katkıda bulunmaktır.

Bu hormonu harekete geçirecek davranışlardan bazıları:

  • Bir evcil hayvana sarılmak
  • Aile ve arkadaşlarla sıcak bir ortam içinde olmak
  • Onlara güzel şeyler söylemek
  • El ele tutuşmak
  • Mesajlaşmak
  • Sevdiklerimize yemek hazırlamak ve paylaşmak

Serotonin

Serotonin kelimesini bazılarımız depresyona karşı doktorlarca verilen ilaçların içediğinden tanıyor olabiliriz. SSRI kısa adıyla bilinen anti-depresan ilaçlar beyinde Serotonin salgısı düzeyini artırarak iyi hissetmemizi sağlarlar.

Serotonin hormonu, en çok dengeli ruh hali, düzenli bir uyku, endişenin azaltılması ve mutluluğun artırılması ile özdeşleştirilir.

Bu hormonu harekete geçirecek bazı şeyler:

  • Güneşli hava
  • Koşma, yüzme ya da bisiklete binme gibi aerobik egzersizler Serotonin salgısını yükseltmenin en iyi yoludur çünkü bu tür daha yorucu egzersizleri yaptığınızda vücut Triptofan adlı hormonu kana salgılar. Vücut daha sonra Triptofanı Serotonin'e dönüştürür.
  • Meditasyon
  • Doğa yürüyüşü
-Çikolata stres azaltıcı bir etki yapıyor

Dopamin

Bu ödüllendirici bir kimyasal salgıdır. Doğal olarak övgü alındığında, başarı kazanıldığında, olumlu sonuçlar elde edildiğinde ve bazı yiyecekler tüketildiğinde salgılanır.

Bu hormon, vücudumuzda daha fazla ödül arzusu verir. Bu da başarı ve yiyecekler söz konusu olduğunda özel bir önem kazanır.

Bu duyguyu yaşamak için yapabileceğiniz şeyler:

  • Sevdiğiniz yiyecekleri (makul ve dengeli miktarlarda) tüketmek
  • Günlük yaşam içinde küçük başarılar elde edip kutlamak
  • Kendine bakmak, ilgilenmek
  • Güzel müzikler dinlemek
  • Elinizdeki bir işi ya da projeyi bitirmek

Küçük ikramiyeler için, örneğin büyük bir işi küçük hedeflere bölebilir ve her bir küçük hedefe ulaştığınızda bir miktar Dopamin salgısıyla keyiflenebilirsiniz!

Endorfin

Endorfin doğal ağrı kesici işlevi gören bir hormondur ve beynin Morfin'e tepki veren kısımlarını etkileyerek işini yapar. Bu yolla acıyı, stresi azaltırken zevk verir. Bu hormon stres ya da acı çektiğimiz durumlarda koruyucu olarak salgılanabileceği gibi zorlu bir egzersiz yaparken ve bazı gıdalarla da salgılanabilir.

Bu hormonu doğal olarak harekete geçirmek istiyorsanız yapabileceğiniz bazı şeyler:

  • Egzersiz yapmak
  • Komedi programları izlemek ya da arkadaşlarla gülüp eğlenmek
  • Sütsüz çikolata yemek
  • Yaratıcı faaliyetlerde bulunmak
  • Lavanta, limon, biberiye ya da günlük gibi bitki özü yağlarını koklamak
  • Seks

İşte sağlıklı, dengeli, mutlu bir yaşam için, hormonlarınızı iyi kullanmanızı sağlayacak bir kaç basit tavsiye...