KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Hasan Erçakıca, Kıbrıs müzakerelerinde Türk tarafının 'yürütme' konusunda sunduğu önerilerin, 'Ne Annan planının ne de 1960 düzenlemelerinde öngörülen seçim sisteminin gerisinde olduğunu' söyledi.Sistemin özünün, 'Kıbrıslı Türk-Kıbrıslı Rum koalisyonu' olduğunu ifade eden Erçakıca, 'Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yönetimine talip olacak bütün Kıbrıslı Türk ve Rum partilerin kendilerine bir partner bulmak zorunda kalacağını' kaydetti.Haftalık brifinginde, 10 Eylülde yapılan görüşmede, 'yönetim ve güç paylaşımı' başlığı altında ele alınan 'yürütme' konusunda Türk tarafının sunduğu yeni önerilerle ilgili tartışmalara değinen Erçakıca, 'Başkanlık makamının Kıbrıslı Türk üyesinin Rum oylarıyla belirleneceği ve Kıbrıs'ta iki ayrı demokrasi olduğu gerçeğinin ortadan kaldırıldığı' iddialarının doğru olmadığını söyledi.'Marjinal unsurların seçilmesinin önüne geçmeliyiz'Hasan Erçakıca, 'Önerimiz her iki toplumdaki ve özellikle Kıbrıs Rum toplumundaki marjinal unsurların başkanlık üyesi görevine seçilmesinin önüne geçmektedir. Geçmiş tecrübeler ışığında yeni devletin yaşatılabilmesi için bunun önemli bir ihtiyaç olduğu aşikardır' diye konuştu.Erçakıca, gazetecilerin sorusu üzerine, 'Müzakere masasına götürülen her şeyin, çeşitli aşamalarda Türkiye ile istişare edildiğini' belirtti. 'Ortak liste hususunun ortaya çıkmış yeni bir unsur olmadığını' ifade eden Erçakıca, Annan planında da başkanlık konseyi üyelerinin ortak liste üzerinden seçilmesinin öngörüldüğünü hatırlattı.Erçakıca, 'Ortak liste, Kıbrıs Türk tarafının bu müzakere sürecinde, çalışma grubu aşaması dahil, ortaya koyduğu ilk öneride de mevcuttu. Bunun şimdi yeni önerimiz çerçevesinde ortaya konmuş yeni bir unsur gibi lanse edilmesi doğru değildir' dedi.'Başkanlık makamının Kıbrıslı Türk üyesinin Rum oylarıyla belirleneceği' iddiasının doğru olmadığını kaydeden Erçakıca, şöyle devam etti:'Öncelikli olarak, bir Kıbrıs Türk partisinin adayının başkanlık üyesi olarak seçilebilmesi için, o partinin Kıbrıs Türk halkından önemli bir destek alarak senatoda yeterli sandalye sayısına ulaşması gerekmektedir. Dolayısıyla kimin başkanlık üyesi olacağı konusunda belirleyici ana unsur, Kıbrıs Türk halkının kendi ayrı iradesiyle senato seçimlerinde ortaya çıkaracağı sonuç olacaktır. Bu nedenle Kıbrıs Türk halkının güçlü desteğini almamış bir partinin adayının başkanlık üyesi olarak seçilmesi mümkün değildir.' 'Yeni öneri iki eşit demokrasi gerçeğini ortaya koyuyor'Yeni önerinin Kıbrıs’ta iki ayrı demokrasi olduğu gerçeğini ortadan kaldırdığı iddiasının da doğru olmadığını belirten Erçakıca, 'Senato üyelerini belirlemek için yapılacak seçimlerin toplum bazında olacak olması ve senatoda Kıbrıslı Türk ve Rumların eşit sayıda temsil edilmesi sadece iki ayrı demokrasi değil, iki eşit demokrasi gerçeğini ortaya koymaktadır' dedi.Erçakıca, şunları söyledi:'Senatoya seçilen kişilerin bilahare ortak liste yoluyla koalisyon kurma çabası içerisine girmesi ortak bir devleti paylaşacak ve birlikte idare edecek olmamızın bir gereğidir. İki ayrı demokrasi olgusu, kurucu devletlerin yürütmelerinin seçiminde de geçerliliğini korumaya devam edecektir.”Önerinin Annan Planı'ndan farkıYeni önerinin Annan planının gerisinde olmadığını ifade eden Erçakıca, “Yeni önerimizde, Annan planından farklı olarak, başkan, başkan yardımcısı ve bakanlardan oluşan başkanlık konseyi yerine, başkan ve başkan yardımcısından oluşan başkanlık üyelerinin seçilmesi öneriliyor” dedi.Erçakıca, 'Annan planında, başkanlık konseyinin seçilebilmesi için, Kıbrıs Türk ve Rum senatörlerin ayrı ayrı en az yüzde 40 oyu aranırken, yeni önerimizde başkanlık üyelerinin seçilebilmesi için Kıbrıs Rum ve Türk senatörlerin ayrı ayrı en az yüzde 50’sinden fazlasının oyunun aranması gerekmektedir.' Önerinin 1960 düzenlemelerinde öngörülen seçim sisteminin de gerisinde olmadığına işaret eden Erçakıca, '1960’ta başkan ve başkan yardımcısı ayrı ayrı seçilmekte ve Kıbrıslı Türk aday her zaman başkan yardımcısı olarak görev almaktaydı. Yeni önerimizde ise senato tarafından ortak liste üzerinden seçilecek başkanlık üyeleri dönüşümlü olarak başkanlık görevini yürütecektir. Bir başka deyişle 1960’tan farklı olarak Kıbrıslı Türkler de yeni ortaklığın başkanlığı görevini üstleneceklerdir' diye konuştu.'Rum tarafının önerisi çok karmaşık'Erçakıca, bir soru üzerine, Rum tarafının, Kıbrıs Türk oylarının kısmen etkinliğini artırarak da olsa, ortak liste üzerinden ve halk tarafından başkan ve başkan yardımcısının seçilmesini öngördüğünü söyledi. Çok karmaşık olan Rum önerisinin siyasi eşitliği ortadan kaldırdığını kaydeden Erçakıca, Kıbrıs Türk ve Rum oylarının eşitlenmesi halinde dahi 'Federal Kıbrıs Cumhuriyeti'nin toplumsal ve siyasal geleceği bakımından büyük olumsuzluklar içerdiğini belirtti.Erçakıca, 'Bu oyları eşitlemek için 4 Rum’un oyunu 1 Türk oyuyla eşit saymak gerekiyor. Bunun demagojiye ne kadar açık olduğunu biliyoruz. Bunlar sakıncalı şeylerdir' dedi.'Kıbrıslı Türk-Kıbrıslı Rum koalisyonu olacak'Sistemin, Türk ve Rum siyasi partilerin koalisyonunu öngördüğünü kaydeden Erçakıca, “Yani bu bir anlamda Kıbrıslı Türk-Kıbrıslı Rum koalisyonu olacak. Bu, sistemin özüdür” dedi.Hasan Erçakıca, “Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yönetimine talip olacak bütün Kıbrıslı Türk ve Rum partiler, kendilerine bir partner bulmak zorunda kalacaktır” diye konuştu.Erçakıca, bu koalisyonun olabilmesi için geçiş dönemlerinin öngörülebileceğini söyledi.Hükümetteki Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) tepkisiyle ilgili bir soru üzerine de Erçakıca, UBP ile siyasi partilerle yapılan istişareler çerçevesinde görüş alışverişinde bulunduklarını, gelişmelerin hükümetle ayrıca değerlendirilebileceğini, ancak şu an planlanmış bir görüşme olmadığını kaydetti.Kısıtlamaların Aynı Anda KalkmasıCumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın, 'bütün kısıtlamalar aynı anda kalkacak' yönündeki sözleriyle ilgili soru üzerine de Erçakıca, 'Kapsamlı çözüme konsantre olunmasından yana olan Talat’ın Türkiye-AB ilişkileri politikasından dolayı ve Rumları çözüme teşvik için izolasyonların kaldırılmasına vurgu yaptığını' kaydetti.Erçakıca, 'Rum tarafı Türkiye’nin ambargosu olarak nitelendirdiği kısıtlamaların kaldırılmasını ve Türkiye limanlarının Kıbrıs Rum bandıralı gemi ve uçaklara açılmasını istiyorsa KKTC’ye uygulanan kısıtlamaların kaldırılmasını da kabul etmek zorundadır' dedi.