'Victoria'nın fotoğraflarını sosyal medyada görmüyoruz. Gazetelerde gerçek adını okumuyoruz. Ama bütün Myanmar onu ve yaşadığı korkunç olayları konuşuyor.
Saldırı Myanmar'da 'Victoria olayı' olarak biliniyor.
16 Mayıs sabahı, başkent Naypyitav'da iki yaşında bir kız çocuğu her gün gittiği özel anaokuluna gitti. Ailesine ve polise göre, akşam evine dönerken tecavüze uğradı.
Yasalar gereği kimliği açıklanamıyor ama hak savunucuları ona 'Victoria' diyor.
Şimdi üç yaşında. Onun kendi yaşadıklarının, büyüyeceği ülkedeki çocukların korunması ve cinsel tacizlerine yönelik derin ve rahatsız edici birçok tartışmayı doğurduğundan şimdilik habersiz.
Davada bir tek şüpheli var. Ama yargı sürecinin başından bu yana sunulan kanıtlar yetersiz ve çelişkilerle dolu.
Annesinin vücudunda yaralar görmesi üzerine Victoria sağlık muayenesinden geçti. Hastanedeki tetkikler Victoria'nın tecavüze uğradığını gösteriyordu.
BBC Birmanca Servisine konuşan babası, Victoria'nın anaokulu dışında çekilen güvenlik kamerası kayıtlarına baktığında kendisine saldıran kişiyi parmağıyla gösterip "Ko Ko yaptı, okulda" dediğini iddia etti. 'Ko ko' Birmanyaca'da genç erkek anlamına geliyor.
Yetkililer, aldığı ilaçların etkisi nedeniyle Victoria ile ilk başta konuşamadıklarını ifade ediyor, babası ise kızının daha sonra sorgulandığını söylüyor.
Polis de hızla şüpheliyi yakaladı. Ya da en azından öyle söylendi.
30 Mayıs'ta, 28 yaşındaki okul servisi şoförü Aung Kyaw Myo veya bilinen adıyla Aung Gyi gözaltına alındı. Ama delil yetersizliğinden serbest bırakıldı.
Tecavüz iddiası sosyal medyaya yayılınca Facebook kullanıcıları adalet çağrıları yaptı. Olay kitlelerin de dikkatini çekmeye başlamıştı.
İki hafta sonra Sağlık ve Spor Bakanlığı üst düzey yetkilisi Win Ko Ko Thein, 'Victoria için Adalet' kampanyası başlatıp dava sürecindeki çelişkilere dikkat çekti.
Yetkili gözaltına alındı ve hakkında 'hakaret etme' suçlamasından yasal işlem başlatıldı. Ama kampanyası karşılık buldu ve ülkenin ünlü isimlerinden destek geldi.
Binlerce Facebook kullanıcısı profil fotoğraflarını değiştirip kampanyanın amblemini koydu. Arabaların camlarına kampanyaya destek için çıkartmalar yapıştırıldı.
Aung San Suu Kyi hükümeti sözcüsü 30 Haziran'da yaptığı açıklamada halktan çok sayıda mesaj geldiğini ve polise 'gerçekler ortaya çıkana kadar soruşturmaya devam etmesi talimatı verildiğini söyledi.
Ama halk arasında ise, yolsuzluğa bulaşan, yetersiz kalan kolluk kuvvetlerine karşı öfke büyüyor.
İnternette olayla ilgili birçok teori dolaştı. Olaya bulaştığı öne sürülen yeni isimler ortaya çıktı. Ama daha önce gözaltına alınıp serbest bırakılan tek şüpheli Aung Gyi'nin 3 Temmuz'da yeniden gözaltına alınmasıyla öfke yeni bir boyuta taşındı.
Birçokları yetkililerin üzerlerine düşen işi yaptıklarını göstermek için Aung Gyi'yi günah keçisi seçtiklerini düşündü.
O tarihlerde, beyazlar giyen yaklaşık 6 bin kişi ellerinde 'Adalet İstiyoruz' yazılı pankartlarla Yangon'daki Merkezi Soruşturma İdaresi'ne yürüdü. Dava şimdi bu kurumun elinde.
Ülke genelinde küçük çaplı gösteriler de düzenlendi.
Göstericiler yalnızca Victoria için adalet istemiyor aynı zamanda ülke genelinde artan cinsel tacizlere özellikle çocuklara yönelik tacizlere karşı mücadele edilmesi çağrısında bulunuyordu.
Hükümet verileri, son iki yılda Myanmar'da ihbar edilen tecavüz olaylarında %50 artış olduğunu gösteriyor. 2018'de 1.528 saldırı olduğu, bunların da üçte ikisine yakınının hedefinde çocuklar olduğu belirtiliyor.
Bazı yardım kuruluşları, olayları ihbar etme konusunda mağdurların kendini daha güvende hissetmelerinin de bu oranlara yansıyabileceğini söylüyor. Ama birçok aktiviste göre Victoria'nın hikâyesi hala mahrem bir durum olarak görülen aile içi şiddetin boyutlarını gözler önüne serdi.
Cinsel taciz mağdurlarının hissettiği utanç duygusu genelde sessiz kalmalarına neden oluyor.
Myanmar'da çocuklarla ilgili yeni bir yasa yürürlüğe girecek. Yasa, hiç kimse şikâyetçi olamasa da polise soruşturma açma hakkı tanıyor. Ama yetkililerin bu tip hassas bir soruşturmayı yürütecek yeteneğe ve uygunluğa sahip olup olmadığına dair soru işaretleri var.
Myanmar'da kırsal kesimde yaşayan bazı topluluklarda genellikle şikâyetler mahallenin ihtiyar heyetine gidiyor ve mağdur, tecavüzcüsüyle evlenmeye zorlanıyor. Erkeklere yönelik tecavüz ise bir cezai suç olarak bile görülmüyor.
Victoria olayında şüpheli tecavüzle suçlansa da birçokları tezgâh kurulduğuna ve suçlunun o olmadığına inanıyor.
Bu düşüncede olanlar, BBC Birmanca Servisi'nin ele geçirdiği görüntülerdeki şüphelinin anaokuluna girip Victoria'yı bulup ona saldıracak kadar vakti bile olmadığını söylüyor.
Hnin Nu ve diğer öğretmenler okulda tecavüz olayı yaşanmadığını söylüyorBBC'ye konuşan öğretmen Hnin Nu, dokuz defa polisler tarafından sorgulandığını anlattı. Suçu Aung Gyi'nin işlemediğinden emin olan Nu, "Onun yapmış olması imkânsız. Biz, bütün öğrenciler o sırada öğrencilerleydik. İmkânsız" diyor.
Bir diğer öğretmen Nilar Aye de, Victoria'nın o gün bir an bile gözünün önünden ayrılmadığını söylüyor. BBC'ye konuşan anaokulu yönetimi de okulda herhangi bir cinsel saldırı olduğu iddialarını reddetti.
Victoria'nın tecavüze uğradığı iddialarından sonra anaokulu birkaç günlüğüne kapatıldı ve Naypyitav'daki altı özel anaokulu da geçici süreliğine kapatıldı. Victoria'nın babası yönetimden herhangi bir özür ya da danışmanlık önerisi gelmediğini söylüyor.
Baba, soruşturmanın yürütülmesiyle ilgili doğrudan polisi eleştirmekten kaçınıyor ama diğer kapalı devre kamera sistemi görüntülerinin kaybolduğunu ve soruşturmanın 'yürümediğini' söylüyor.
Ailesi için son iki ayın kâbusa döndüğünü söyleyen baba, artık bu sürecin sona ermesini diliyor:
"Gerçeğin ortaya çıkmasını istiyorum. Ne kadar sürerse sürsün vazgeçmeyeceğim. Bir gence, masum bir çocuğa karşı işlenen bir suç bu."
"Bu olayın, gerçeklerle ve doğru kanıtlarla çözüleceğine dair umudum yok. Şimdiye kadar gördüklerim ve duyduklarım doğru değil."
Victoria olayının yarattığı etkiye bir örnek de ülkede daha önce tecavüz vakalarına bakmayan üst düzey tanınan bir avukat olan Khin Maung Zaw'ın şüpheli Aung Gyi'yi savunuyor olması.
Khin Maung Zaw, geçen sene Myanmar'da hapis cezasına çarptırılan iki Reuters gazetecisini de savunmuştu.
Aung Gyi'nin davasını uluslararası gözlemciler de takip ediyor. Hâkimlerin yolsuzluğa bulaştığı, rüşvet aldığı ve üst düzey polis ve askeri yetkililerden talimat aldığı bir sistemde adaletin yerini bulacağına dair soru işaretleri var.