Nabi Avcı: Çarşaflı öğretmen provokasyon olur

Nabi Avcı: Çarşaflı öğretmen provokasyon olur

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Milli Eğitim Müdürlüğü'nün Eskişehir Öğretmenevi'nde düzenlediği bayramlaşma töreninde “Bu yönetmelik düzenlemesinden sonra sabote etmek için bir takım mizansenler yapılacağı endişesini taşıyordum. Çarşaflı öğretmen gibi mizansen olur diye düşünüyordum. Ama öğretmenlerin sağduyusu bu tür provokasyonları da boşa çıkartır” dedi.

 

Dünyada öğretmenlere en çok itibar eden üçüncü ülkeyiz

 

Doğan Haber Ajansı'ndan Kemal Atlan, Hakan Türktan ve Saadet Kefal'in haberine göre, Bakan Nabi Avcı, yaptığı konuşmada Türkiye 'nin dünyada öğretmenlere itibar eden ülkeler arasında 3'üncü sırada olduğunu söyleyerek şunları kaydetti: "Bayram gününde eş ve çocuklarınızı, ailenizi bırakıp geldiğiniz için teşekkür ediyorum. Gelirken yolda bir haber okudum. Bu haberi bir bayram müjdesi gibi sizlerle paylaşmak istiyorum. İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre, bütün dünyada öğretmenlere en çok itibar eden ülkeler arasında Türkiye 3'üncü sırada. Çin birinci, Kore ikinci ve Türkiye üçüncü. Üçüncülük bizi kesmez. İnşallah hep birlikte, sizlerin de gayretiyle bu sıralamada birinci sıraya yükseliriz. Son yıllarda eğitimde çok büyük gelişmeler oldu. Daha yapacak çok işimiz var. İşler bitti diyemeyiz. Sizlerin de katkısı ile eğitimimizi okul öncesinden üniversite ve hatta doktoraya kadar bütün eğitim kademelerinde inşallah dünya standartlarında bir kalite tutturmak için elbirliği ile çalışıyoruz. Bu çabalarımızda sizlerin eleştirileri, önerileri çok önemli. Biz sormasak ta sizlerin uygulamalara ilişkin, düzenlemelere ilişkin sahada, okulda karşılaştığınız aksaklıklara ilişkin veya yapılması gerekenlere ilişkin önerilerinizi bekliyoruz."

Bayramlaşma törenine katılan bazı öğretmenler eğitimde yaşadıkları sıkıntıları ve görüşleri dile getirdiler. Muttalip Anaokulu öğretmeni Nuriye Asan, Bakan Avcı'ya, okul öncesi eğitimin mecbur tutulmaması nedeniyle öğrenci sayısında azalma olduğunu söyleyerek, "150 kişilik kapasitemiz bulunmasına rağmen okul öncesine 35 öğrenci katılmaktadır. Ben tek tek öğrenci velilerini dolaşarak okul öncesi eğitimin önemini anlattım. Ancak bu sayıya ulaşabildim. Yapılacak bir çalışma ile okul öncesi eğitimin faydaları daha fazla anlatılabilir" dedi.

Bakan Avcı da okulda eğitim verilebilecek kapasitesinin olmasının güzel olduğunu, ancak öğrenci olmamasının güzel olmadığını iade ederek "Demek ki bir tanıtım sorunu var. Onu hep birlikte aşmak için birlikte çalışmamız gerekir. Ama bazı yerlerde de tam tersi şikayetler gelmekte. Zorunluluk getirmememizin nedeni de bazı yerlerde alt yapının tamamlanmamış olmasıdır" diye konuştu.

 

Türbanlı öğretmen teşekkür etti

 

Eskişehir Aziz Mahmut Hüdayi İmam Hatip Ortaokulu görev yapan öğretmen Betül Uluuysal da kılık-kıyafet uygulamasından memnun kaldıklarını söyledi. Türbanlı olan Betül Uluuysal'ın sözleri salonda bulunanlar tarafından alkışlandı. Okullarda kılık-kıyafet uygulamasını getirirken bunun sabote edileceği yönünde bir endişelerinin olduğunu iade eden Bakan Avcı, "Bu yönetmelik düzenlemesinden sonra sabote etmek için bir takım mizansenler yapılacağı endişesini taşıyordum. Çarşaflı öğretmen gibi mizansen olur diye düşünüyordum. Ama öğretmenlerin sağduyusu bu tür provokasyonları da boşa çıkartır. Öğretmenlerimiz kendilerine neyin yakışacağını bildiklerini daha önce de söylemiştim. Hiç bir öğretmen arkadaşımız yanındaki arkadaşının kılık-kıyafetine bakarak onu rencide edecek girişimlerde bulunmaz" dedi.

 

Mendil cebine kalem koyun

 

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, ceketlerdeki mendil konulan ceplere kalem konulması uygulamasını başlattıklarını, bu uygulama ile mendil ceplerinde kalem olanların eğitimci olduklarının anlaşılacağını söyledi. Avcı şöyle konuştu:

“Eskiden eğitimcilerimiz mendil ceplerinde kalem taşırlardı. Hatta müdürler bir tane kırmızı, bir tane de mavi kalem taşırlardı. Kırmızı kalem çıkacak diye de korkardık. Çünkü o daha çok ciddi konuları not etmek için kullanılırdı. Ben öyle bir uygulama başlatmaya çalıştım. Merkez camiamızda olduğunca yaygınlaştırmaya başladık. Şimdi arkadaşlarımızla bayramlaşırken bir taraftan da gözüm mendil ceplerindeydi. Ancak bu uygulama Eskişehir'e henüz gelmemiş. ‘Kalem verdiniz de koymadık mı’ diyebilirsiniz. O da doğru. Bir dahaki gelişimizde onu da takviye ederiz. Öğretmen arkadaşlarımızdan bu geleneğin tekrar sürdürülmesini istiyorum. Öğretmenlerimizin toplumsal saygınlığı bakımından da bu kimliklerini ortaya çıkaracak bu tip sembolik şeylerde önemli. Bir dahaki bayramda öğretmen arkadaşlarımızın mendil cebinde kalem görmeyi ümit ediyoruz. Şu anda silgili kalem dağıtıyorum. Silgili kalem dağıtmamızın esprisi de şu: doğruları yazalım, yanlış yaptığımız zaman da silgisiyle silelim. Çünkü insanlık hali hepimiz yanlış yaparız. Onun için silgili kalem her iki şeye yarar. Hem doğruları yazmaya hem de yanlışları silmeye.”