Nagehan Alçı: 6-7 yıl öncesine kadar rahatlıkla çok daha ileri şeyler dillendirilebilen bir ülkede asılı kaldım

Nagehan Alçı: 6-7 yıl öncesine kadar rahatlıkla çok daha ileri şeyler dillendirilebilen bir ülkede asılı kaldım

HaberTürk yazarı Nagehan Alçı, "Rahatsız edici ve hatta yanlış da olsa bir iddiayı dile getirmenin suç kabul edilmesi de bu değişimin bir parçası belki. Herkes her şeyi kanıksamış görünüyor. İşin tuhafı her şeyden şikayet edenlerin gösterdiği uyum. İşte beni asıl endişelendiren o." düşüncesini dile getirdi. Alçı, "6-7 yıl öncesine kadar rahatlıkla çok daha ileri şeyler dillendirilebilen bir ülkede asılı kaldım" değerlendirmesini yaptı. 

Alçı yazısında, "Halbuki ifade özgürlüğü bırakın irkiltici ve rahatsız edici soruları sormayı, fikirleri de seslendirebilme özgürlüğü değil midir? Belki de ben çok muhafazakarım. 6-7 yıl öncesine kadar rahatlıkla çok daha ileri şeyler dillendirilebilen bir ülkede asılı kaldım. Ama o ülke içinde tüm siyasi aktörlerin olduğu bir milli mutabakatla lağvedildi." ifadesini kullandı. 

Televizyon ve radyonun en uzun soluklu efsane sesi Halit Kıvanç ve gazeteci, haberleri, portre yazıları ve söyleşileriyle Türkiye'nin önde gelen gazetecilerinden olan, çok sayıda roman ve öyküleri de yayımlanan Ahmet Tulgar'ın yaşamını yitirmesine köşesinde yer veren Alçı şunları kaydetti:

"Halit Kıvanç’ın ondan 16 yıl sonra gelen ölüm haberini alınca dedemi bir kez daha kaybetmiş gibi hissettim. Sanki o hala ulaşabileceğimi düşündüğüm çocukluğum ufuk çizgisinin ardına kaçtı. Akşamları eve yeni gelen renkli televizyonu izlediğimiz oturma odasının zihnimdeki görüntüsü muğlaklaştı.

Çocukluğa olan özlem ve Halit Kıvanç’ın çağrıştırdığı kuvvetli dejavu hissi mi yoksa son dönemlerde sıklıkla kapıldığım geçmişin ve tüm güzel şeylerin kayıp gittiği duygusu mu bilmem…

Ama bu ölüm haberinin beni sürüklediği -Cesaria Evora’nın müthiş şarkısındaki o çok sevdiğim tabir ‘Sodade’- boşluk Ahmet Tulgar’ın ölüm haberiyle birleşince kendimi bu halimle 19 yıl öncesinde buldum."