Nagehan Alçı: Bugünkü Türkiye'de AK Parti diye bir olgunun hâlâ olup olmadığından emin değilim; ama Erdoğan diye başlı başına bir olgu ve kurum var

Nagehan Alçı: Bugünkü Türkiye'de AK Parti diye bir olgunun hâlâ olup olmadığından emin değilim; ama Erdoğan diye başlı başına bir olgu ve kurum var

HaberTürk yazarı Negahan Alçı, "Bugünkü Türkiye'de AK Parti diye bir olgu hayli zayıflamış durumda hatta abartarak söyleyeyim, böyle bir olgunun hala olup olmadığından bile emin değilim ama Recep Tayyip Erdoğan diye başlı başına bir olgu ve kurum var" düşüncesini dile getirdi. 

Daha önce kullandığı "rejim" tanımıyla tartışma yaratan Nagehan Alçı, bugünkü yazısında, "Akılda kalsın diye sloganik biçimde diyorum ki bugün hükümet yok, rejim var. İktidar yok, rejim var. Bir devlet rejimi. Erdoğan bu rejimin başkanı ama rejim sadece Tayyip Bey demek değil. İşte bugün Türk aydınlarının önündeki temel mesele bu rejimi anlamak ve tanımlamaktır" dedi. 

"AK Parti'nin yeni bir rejim ürettiğini asla söylemiyorum" diyen Alçı,  "Bırakın yeni rejim üretmeyi AK Parti mensuplarının büyük çoğunluğunun mevcut rejimin ne olduğunu anlayamamak noktasında CHP'lilerden pek de farklı olduğunu düşünmüyorum" yorumunu yaptı. 

"Türkiye'yi anlamak için siyasi parti koridorlarında ne olup bittiğinden ziyade devlet ve rejim içindeki siyasi dengeleri bilmek ve anlamak gerekiyor" ifadelerini kullanan Alçı şöyle devam etti:

"Şöyle diyeyim: Bugünkü Türkiye'de AK Parti diye bir olgu hayli zayıflamış durumda hatta abartarak söyleyeyim, böyle bir olgunun hala olup olmadığından bile emin değilim ama Recep Tayyip Erdoğan diye başlı başına bir olgu ve kurum var.

Erdoğan hem devletin ve rejimin başkanı hem de kendi başına bir siyasal kurum. Yani elinde devlet gücü ve yetkisi olmasa bile yarın unutulup gidecek silinip bir kenara atılacak bir aktör değil. Ona göre hazırlıklarını yapmış bir lider.

Cumhurbaşkanı Erdoğan aynı zamanda devletin içindeki tüm ideolojik ve bürokratik dengeleri, güvenlik-istihbarat-savunma üçgeninde bir satranç oyuncusu gibi yönetmeye çalışan bir siyasetçi. İşte bu üçgenin hassasiyetleriyle Erdoğan'ın hassasiyetlerinin kesiştiği ve örtüştüğü yer bugünkü Türk siyasal rejimini tanımlıyor. Yargı da bu kesişim kümesinin bir parçası. Bugünkü yargıyı bu bağlamda anlamak gerekir."