HaberTürk yazarı Nagehan Alçı, İslamcı çizgideki kimi yayın organlarının Boğaziçi Üniversitesi’ne yönelik getirdiği, “CHP zihniyetinin üniversitesi” eleştirisine yanıt verdiği bugünkü köşesinde, “Bu yorumlar hakikaten komik. Aklıma 140journos’un ‘CeHaPe zihniyeti’ belgeseli geldi” dedi.
Alçı, “Bu ülkede akademik anlamda 'CeHaPe zihniyeti' denilince akla gelen Kemalizm-Atatürkçülük olgusuna dair eleştirilerin şahikası Boğaziçi’nin o özgür üniversite ortamında yapılmıştır” ifadelerini kullandı.
Alçı’nın yazısının bir bölümü şöyle:
Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aslı Tekinay’ın mevcut vekil rektör Prof. Dr. Naci İnci’ye enfes bir İstanbul Türkçesiyle yazdığı nazik mektubu okudunuz mu? Sevgili okurlarım şayet okumadıysanız lütfen üşenmeyin ve baştan sona okuyun. Buraya mektubun linkini koyuyorum. İçinde zerre yapaylık, nobranlık ve şov yapma güdüsü olmayan bu nezih mektupta Boğaziçi kültürü denilen olgunun vücut bulmuş halini göreceksiniz.
Maalesef bu ülke akademisyenlerinin çok büyük çoğunluğunda olmayan, hele ekrana çıkan bazı sözde profesörlerde hiç rastlanmayan olgunluk ve rafinelik Boğaziçi Üniversitesi’nde vardır. Kendisi de liyakat ve donanım anlamında tam bir Boğaziçi Profesörü olan Sayın Naci İnci Hoca da bu mektubu umarım dikkatle okumuştur. Can Candan gibi akademik birikimi yüksek, saha tecrübesi de kuvvetli değerli bir akademisyenin Boğaziçi’nden atılması çok yanlış bir karardı. İnci’nin bu yanlıştan dönecek olgunluğa sahip olduğuna inanıyorum. Bu arada son tartışmalarda İslamcı çizgideki kimi yayın organlarında Boğaziçi için “CHP zihniyetinin üniversitesi” gibi tabirler okudum. Bu yorumlar hakikaten komik. Aklıma 140journos’un “CeHaPe zihniyeti” belgeseli geldi.
CHP milletvekilleri elbette son olayda okulun yanında duruyorlar ama bu ülkede akademik anlamda “CeHaPe zihniyeti” denilince akla gelen Kemalizm-Atatürkçülük olgusuna dair eleştirilerin şahikası Boğaziçi’nin o özgür üniversite ortamında yapılmıştır. O sebeple literatürde hem sol-Kemalistlerin hem sağ-Kemalistlerin en çok tenkit ettiği ve rahatsız olduğu üniversitelerin başında Boğaziçi gelir.
Çünkü Boğaziçi bir dönemin tabusu başörtüsü yasağını YÖK dayatmalarına rağmen hiçbir zaman uygulamamış özgürlükçü-demokrat bir kurumdur.
Öte yandan Melih Bulu’nun görevden alınmasından bu yana sırra kadem bastığını söyleyen Alçı, “Nerede olduğunu, ne yaptığını bilen yok ama hakkında rivayet çok” dedi. “Devlet tarafından korunduğundan, yeni bir görev verileceğine kadar iddialar muhtelif” diyen Alçı devamında şunları kaydetti:
“Ben size işin aslını söyleyeyim… Bulu’nun morali tahmin edildiği üzere çok bozukmuş, Türkiye’den ayrılmayı düşünüyormuş. Türkiye dışında bir üniversiteye gitmek için temaslarda bulunuyormuş. Büyük olasılıkla kökenlerinin dayandığı Makedonya’ya gidecek ve bir Makedon üniversitesinde ders verecekmiş. Yani Bulu’ya devlet tarafından verilen yeni bir görev söz konusu değil."
Yazının tamamını okumak için tıklayın.
Alçı'nın yazısında bahsettiği Prof. Dr. Aslı Tekinay'ın vekil rektör Prof. Dr. Naci İnci’ye yazdığı mektubunu okumak için tıklayın.