Habertürk yazarı Nagehan Alçı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "5.000 ülkücü Kerkük'e gitmeye hazır" sözleriyle ilgili, ": MHP, sanki başından beri Irak'a girmek için yer arıyor; ülkücüler hangi sıfatla, nereye gidecek?" diye sordu.
Alçı, "Neye hazır bu ülkücüler? Silahlanıp askerlik yapmaya mı? Şayet oraya askeri olarak girme kararı alınırsa (ki bence bu fevkalade yanlış olur) gidecek olan Mehmetçik" diye yazdı.
Nagehan Alçı'nın Habertürk'teki yazısı ( 29 Eylül) şöyle:
Barzani’nin referandum sonuçları resmen açıklandı. Yüzde 92 oranında “Evet” bir sürpriz değil. Bu referanduma kendi kamuoyu baskısı nedeniyle gittiğini, içeride hem maddi olarak hem de siyaseten sıkışan bir Barzani’nin liderliğini korumak için böyle bir adım attığını günlerdir konuşuyor ve yazıyoruz.
Başından beri İsrail dışında tüm aktörlerin karşı çıktığı, özellikle o bölgeyi var eden Türkiye’nin itiraz ettiği bir şeyde ısrar etmek bence hataydı. Nitekim 3 gündür artan gerginlik zaten yeterince sıkıntılı olan bölgeyi daha da zor bir hale şimdiden soktu.
Türkiye kendi güvenlik kaygısıyla referandumda ısrar edilmesine karşı çıkmakta haklı. Bölge karışık, DEAŞ ile savaş sürüyor, Suriye paramparça, yeni bir kaos doğması ihtimali Ankara’yı elbette rahatsız ediyor.
Öte yandan MHP’nin söylemi bu kaygı üzerine kurulu değil. Başından beri sanki Irak’a girmek için yer arıyor. Devlet Bahçeli’nin “5 bin ülkücü Kerkük’e gitmek için hazır” açıklaması ne anlama geliyor? Neye hazır bu ülkücüler? Silahlanıp askerlik yapmaya mı? Şayet oraya askeri olarak girme kararı alınırsa (ki bence bu fevkalade yanlış olur) gidecek olan Mehmetçik. Ülkücüler hangi sıfatla, nereye gidecek?
Kerkük’te Türkmenlerle ilgili zor durum malum. Dün Türkmen Cephesi Lideri Erşat Salihi ile uzun uzun konuştum. Kendilerini tehdit altında hissediyorlar. Malum önceden yüzde yüzde 50’lerde olan Türkmen nüfus bugün yüzde 20-25’lerde. Kürt nüfusu ise kentin yüzde 50’sini oluşturuyor.
Zaman içinde göçlerle sayıları azalan Türkmenler tedirgin ve en büyük güvence olarak da Türkiye’nin varlığını görüyorlar. Orada kitlesel bir gerginlik olmaması için Türkiye teyakkuzda. Tek bir Türkmen’in kimliğinden dolayı hayatının tehlikeye girmesi, hatta horlanması bile kabul edilemez.
Ancak bunun için hemen silahlardan, ülkücü milislerden bahsetmek yerine eşit vatandaşlığı garantiye alan bir anlayıştan dem vurmak, Türkmenlerin yaşam ve adil temsil hakkı için diplomatik kanalları çalıştırmak çok daha doğru değil mi? Bu referandumla yarın bağımsızlık ilan edildiği ya da yeni bir devlet kurulduğu yok. Önemli olan herkesin hakkının gözetildiği bir düzene hem Barzani’yi hem de bağlı olduğu Bağdat hükümetini zorlamak.
**************
Bir kızı öldürdükten sonra iğrenç bir yüzsüzlükle “Çıkınca annesini de öldüreceğim” dediği, bir caninin karısının bacağını ağaç keser gibi kestiği, minicik Suriyeli çocukları dilendirmek için sakat edene kadar döven pisliklerin olduğu bir dünyada dün olağanüstü bir şey oldu. Çarptığı köpeği, kullandığı otobüsü durdurup içeri alan ve veterinere götüren bir insan çıktı.
Tek başına bu davranış, bunca gaddarlık içinde bize ilaç gibi gelmişken, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu şoför Eren Karadaş’ı belediyeye davet ederek bir maaş ikramiye verdi.
Hem Karadaş’a hem de Karaosmanoğlu’na insanın nasıl bir varlık olabileceğini hatırlattıkları için çok teşekkürler!
**************
BÖYLE ÖNLEM Mİ OLUR?
İSTANBUL Beylerbeyi’nden köprüye bağlanan noktada bazı uyanıklar bağlantı şeridi tıkanınca ışıklara kadar gidip gayri nizami dönüş yapıyorlardı. Bu, elbette önlenmesi gereken bir durum, bir trafik ihlali. Ancak buna mâni olmak için karşı yönden dönüş noktasının bulunduğu ışıklarda bir şeridin yarısına bariyer inşa ettiler!
Yani normal yolunda giden bir sürücü sırf bazı uyanıklar gayri nizami dönemesin diye bir anda şeritsiz kalıyor, öbür şeride kaçması gerekiyor. Yol açıkken bu hız nedeniyle büyük bir tehlike arz ediyor, trafik yoğunken ise ekstra bir yoğunluğa sebep oluyor. Nasıl olmasın, yolun ortasına çekilen bir duvardan bahsediyoruz!
Kaçak dönüşleri önlemek tabii ki gerekir ama böyle bir çözüm hangi aklın ürünü? Bu yöntem kurala uyan şoförü de cezalandırmaktan başka bir şey değil... Fotoğrafta da görüyorsunuz... Hadi motosiklet şeridin kalan kısmına sığıyor, arabalar o noktaya gelince öyle zorlanıyorlar ki...
Bu mantıksızlığa bir an önce son vermek şart. Yıkın o saçma sapan bariyeri! Oraya ya daimi polis koyun ya da cezaları artırarak caydırmaya bakın...