İthal taşımaların azalması nedeniyle uluslararası taşımacılık yapan yaklaşık 70 bin Türk plakalı TIR her ay yurda boş dönüyor. Ülkeye boş giriş yapan yabancı plakalı araç sayısı da 10 bini buldu. Dövizdeki yükseliş birçok sektörde maliyetleri artırırken fiyat artışları da her gün devreye giriyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) de bu hafta yapacağı yönetim kurulu toplantısında bu konuyu masaya yatıracak ve zammı gündemine alacak.
"Biz eski standart yöntemde devam etmek istiyoruz" diyen UND İcra Kurulu Başkanı Recai Şen, "Faturayı keselim TL cinsinden ne ise vade içinde onu ödeyelim. Her tarafın öyle yapması gerekiyor. Eğer bir taraf bu ödeme şeklini bozarsa biz de şuna geçebiliriz: Faturayı döviz keserim verdiğim vade sonunda döviz tahsil ederim. Buna geçebilirim TL’den vazgeçebilirim. Bunu da istemeyiz" diye konuştu.
Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç'ın haberine göre UND İcra Kurulu Başkanı Şen, ülkenin panik havası durumundan çıkması gerektiğini belirterek, sektörde ödeme sisteminin değişmesinden endişe duyulduğunu söyledi. Recai Şen'in açıklamaları şöyle:
-Kur zirve yaptı petrol fiyatları artıyor, 2018 birçok sektör açısından iyi geçmiyor sizde durum nedir?
Temmuza kadar her şey normal gibiydi. Sınır kapılarından vergisiz akaryakıt alabiliyorduk. Ama temmuzda kurun da etkisiyle bazı paydaşlarımızda beklemediğimiz tepkiler yarattı. Özellikle Kapukule, Hamzabeyli ve İpsala sınır kapılarından aldığımız akaryakıtlarda temmuz ve ağustostan itibaren beklemediğimiz artışlar oldu. 31.7.2018 itibarıyla kur 4.89 TL civarındayken litresi 3.59 olan akaryakıt fiyatı daramatik bir yükselişle 4.80’lere çıktı. Bu zamların altyapısı yok. Bir panik havası var. Maliyetleri hemen kendi satışımıza yansıtmamız lazım gibi bir düşünce oluştu ekonomide. Bu bizim partnerlerimizde de oldu. İstasyonlardaki fiyatlandırmada şeffalık görmüyoruz. Sınırdaki akaryakıt istasyonunda sistem şu: Bir edinim fiyat var. Edinim fiyat yasanın da emrettiği rafineriden çıkış fiyatı, artı akaryakıt istasyonuna kadar olan navlun ve üzerine yüzde 8’lik bir kâr payı. Bununla şekillenir. Bunun dışındaki herhagi birşeyi kabullenmeyiz.
Pendik Limanı Sınır Kapısı’nda satışı yapılan vergisiz akaryakıtın satış fiyatı geçen cuma günü itibarıyla 4.676 TL’dir. Batı kara sınır kapıları ilk 8 ay ortalaması satış fiyat farkı 0.24 TL’dir. Sadece Batı kara sınır kapılarından 2018’in ilk 8 ayında çıkış yapan 324 bin 819 adet aracın sadece akaryakıt satış fiyat farkı için ödediği ilave maliyet 100 milyon Türk Lirası. Bu ilave maliyet sadece taşımacıların katlandığı maliyet değil aksine ihracatımızı pahalılaştıran ve ihracatçılarımızı mağdur eden haksız bir uygulamadır.
Bu istasyonlar bütünüyle ihracatı desteklemek için kuruldular. Sınırdan aldığımız akaryakıtın içeriden aldığımız akaryakıttan ucuz olduğuna emin olmalıyız. Ama hesaplama yaptık, içerde bir istasyondan alsak, vergili alsak ihraç yüküyle yurdu terk ettikten sonra iade için başvursak ödediğimiz KDV ve ÖTV’leri alsak 5-6 kuruş bize daha ucuza mal oluyor.
-İstasyonlar yasanın dışına çıkıp kendi başına fiyat mı belirlemeye başladı?
Bunların şimdiye kadar ciddi bir denetimleri yok. Bunun denetlenmesi için Maliye ve Gümrük bakanlıklarına bayramdan önce yazı yazdık. Sürecin şeffaf olması gerektiğini söyledik. Onların haksız kazanç elde ettiklerine inanıyoruz. Fiyat ayarlamasının neye göre yapıldığını ve işin ruhuna uygun olup olmadığını görmemiz lazım.
-Panik havası dağıldı mı, açıklanan tüm veriler olumsuza işaret ediyor?
Bazı göstergeler yolunda gitmeyebilir. Bir yer düşerse diğerleri de düşer. Domino etkisi yaratır. Döviz kurları birden yukarı fırladığında bizim ana partnerimiz Ro-Ro şirketi hemen bir ödeme biçimi değişikliğine gitti. Dedi ki, ben eskiden size taşımalar için faturayı döviz cinsinden kesip kestiğim anda TL çeviriyordum ve bunu bir vadeye yayıp tahsil ediyordum. Ama dediler, bu kur riskleri çerçevesinde ben faturayı kestiğim tarihten tahsil ettiğim tarihe kadarki döviz kurunun ne olacağını bilemediğimden dolayı eğer kur yükselirse size ayrıca fatura ederim. Bu bir panik haliydi. Biz de dedik ki, bunu yapmayın. Kriz dönemlerinde birbirimize destek olmalıyız. Sonra Ro-Ro geri adım attı ve bir genelge yayımladı: Belirsiz bir süreye kadar bunu erteledik yine görüşeceğiz dediler.
-Ro-Ro şirketinin tekrar ödeme sistemini değiştirme riski var mı?
Var. 10 gün sonra ben buna geçiyorum demeyeceğinin bir garantisi yok. Arzu ediyorum ki ne yapacaklarsa bizimle istişare ederek yapsınlar. Ama ödeme sistemi değişirse taşıma sayıları da düşer. Ama sistem değişirse taşımacımız, ne kadar dönüş yüküm varsa ona göre çıkarım, der. Dokunmayalım sistem devam etsin.
-Sektörde bir zam baskısı yok mu, hatta yüzde 40’lara varan rakamlar telefuz ediliyor, ne diyorsunuz?
Taşımacılarımız kendi aralarında ayarlamalar yapabilir. Ama yüzde 40 bunlar domino etkisi yapar. Bunun olmasını tercih etmem. Panik havasını dağıtmamız lazım. Evet, kurlar yükseliyor maliyetlerimiz yükseliyor. Biz de bu hafta taşımacılarımızla yönetim toplantısı yapacağız bu konuyu da masaya yatıracağız. Ama şu anda bize yansıyan, dayanamıyoruz çok yüksek miktarda zam yapıyorum gibi şeyler gelmedi. Bize yansıyan şey ödeme sistemlerindeki değişiklik. Biz eski standart yöntemde devam etmek istiyoruz. Faturayı keselim TL cinsinden ne ise vade içinde onu ödeyelim. Her tarafın öyle yapması gerekiyor. Eğer bir taraf bu ödeme şeklini bozarsa biz de şuna geçebiliriz: Faturayı döviz keserim verdiğim vade sonunda döviz tahsil ederim. Buna geçebilirim TL’den vazgeçebilirim. Bunu da istemeyiz.
-Şartlar buna zorluyor mu şu anda?
Bakacağız. Bundan 20 gün öncesinin durumundan hem finansal hem psikolojik olarak daha iyiyiz diye düşünüyorum.
-UND’nin kaç üyesi var, finansal olarak ne durumdalar?
1000 üyemiz var. Toplam filo özmal ve kiralamalarla 55 bin civarında. Sektörde ayrılmalar tavsfiyeler olabilir.
-Sektörde kârlılık ne düzeyde?
Çok az. Bir seferde "600-700 Avro kalıyorsa tamam kârlıyız" diyoruz. Eskisi gibi artık bir seferde 3 bin Avro kaldı 4 bin Avro kaldı onlar gitti.
-Taşımaların yüzde kaçını yerli firmalar yapıyor?
Son 2 yılda yabancıların lehine bir artış var. Eskiden ihraç taşımalarının yüzde 70’ini yerliler yapıyordu, şimdi yüzde 10’un üzerinde yabancıların taşımalarında artış var. Mesela eskiden İran’a yüklerin yüzde 80’ini yerli şirketler taşıyordu, şimdi yüzde 40’ını İranlılar taşıyor.
-Ülkeye boş dönen TIR sayısı artıyor bunun nedeni ne?
İthal taşımaların azalmasıyla boş dönüşler arttı. Yılın ilk yedi ayında Türk taşımacılar; Avrupa’dan aylık 5 bin araç, Irak ve Suriye’den 50 bin araç, Azerbaycan ve Gürcistan’dan 10 bin araç, İran’dan 2 bin 500 araçken, Rusya’dan 2 bin araç ile aylık 70 bin araçla kendi ülkelerine boş dönüş yapıyor. Yabancı araçlar ise aylık 10 bin adet boş giriş yapıyor. Bu trendin böyle gitmeyeceğini düşünüyoruz. Belgelendirme sisteminde bazı değişiklikler önerdik. Yükü götürdüğünde başka bir ülkede yük bulup aldığımızda ceza ödüyoruz. Ulaştırma Bakanlığı’nın belge sorununu çözmesi lazım. Bu dönemde belge cezası alınmamalı.
-Kısa vadede sektörde ne tür riskler görüyorsunuz?
Ekonomik durumun düzelmesi lazım. Bu döviz oynaklığı bizim açımızdan büyük bir tehlike. Bunun düzeleceğine inanıyoruz. Bu işin ne kadar süreceğini riskleri kesitirerek bazı destek paketlerini hükümetimizin masaya getirmesi gerekiyor. Şimdi en fazla hangi taraf bağırıyorsa desteği o taraf alıyor, biz bağırmıyoruz. Bugün ihracat artıyorsa bu bizim sayemizde, biz taşıyoruz. Döviz istikrarını sağlayacak birtakım özel fonlamaların yavaş yavaş hazır hale getirmek gerekiyor. Ekonomide bugün olacak şeylerin etkisi belki 2 ay sonra da ortaya çıkabilir. Özellikle kasım ayında ödemelerde bir takım sıkıntılar olabileceği söyleniyor. Hazırlıklı olmak gerekiyor.