YILDIZ YAZICIOĞLU Washington [email protected]
İsrail, Gazze'ye deniz yoluyla insani yardım götürülmesi yönündeki girişimlere karşı tavrını sertleştirirken, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan İsrail'e 'dost' mesajı gönderdi. Tan, İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkilere Yahudi tarihi perspektifiyle yaklaşmak gerektiğini ve Yahudi göçmenleri ilk kucaklayan ülkenin Osmanlı İmparatorluğu olmasından kaynaklı tarihsel bağları anımsatarak, "Dostlar özür diler, düşmanlar dilemez" dedi.
Tan, ABD'deki Türk toplumu çatı kuruluşlarından birisi olan Turkic American Alliance'ın (Türki Amerikan Birliği-TAA) tarafından düzenlenen "Bölgesi ve Ötesinde Türkiye" başlıklı toplantıda konuştu ve soruları yanıtladı.
Tan, İsrail ile Türkiye arasındaki devam eden gerilim ve yeniden Gazze'ye yönelik yardım filosuyla ilgili soruya karşılık, öncelikle bunun sürekli sorulduğunu ifade etti. Yahudi toplumuyla Türkiye arasında yüzyıllar ötesine uzanan tarihsel bir ilişki bulunduğunu belirten Tan, bu nedenle İsrail'i ABD'den sonra hemen tanıdığını ve kendi coğrafyasında ise ilk tanıyan ülke Türkiye olmuşken, güçlü ekonomik ilişkiler yürütüldüğünü de vurguladı. "Ancak İsrail hata yaptı. Bu hata konusunda yapılabilecek herhangi bir açıklama yok ama özür dileme şartı var" diyen Tan, Türkiye'nin bu hatayı geride bırakmaya hazır olduğunu ancak İsrail'in özür dileme adımını atması gerektiğini söyledi. "Ama bunun zor olduğunu biliyorum" diyen Tan, "Ama unutmayın dostlar özür diler, düşmanlar dilemez" dedi.
Namık Tan, Türkiye'nin Kürtler ile ilişkisi konusundaki bir soru üzerine, kendi coğrafyası içerisinde Türkiye'nin her kesim ve ülke ile konuşma yeneteğine sahip tek ülke olduğunu söyledi. Tan, bunun Türkiye'nin mütefiği konumundaki ABD gibi ülkelere de yardım edici bir özellik olduğunu kaydetti.
"Eksen kaymadı" açıklaması
Büyükelçi Tan, konuşmasında Türkiye'nin yürüttüğü dış politika ile ilgili eleştiri başlıklarından birisi olan "eksen kayması" meselesine de üstü kapalı yanıt verdi. Türkiye'nin dış politikasında yön değişikliği olmadığını ancak küresel dünyanın değişmesine bağlı olarak Türkiye'nin yeni politikalarını şekillendirdiğini vurgulayan Tan, "Bugünün Türkiyesi, dünün parametreleriyle incelenemez. Bugün, küresel siyasetin bağlamı, beklentileri ve ihtiyaçları dünden farklılık gösteriyor. 'Güvenliğin' anlamı değişiyor. Şeffaflık ve meşruiyet kavramları, artık iç siyasete özgü değil" diye konuştu.
"Küresel düzen değişirken Türkiye de değişiyor" diyen Tan, Türkiye'nin siyasi istikrarı, ekonomik büyümesi, demokratikleşme süreci çerçevesinde, Türkiye'nin tarihi ve coğrafyası hakkında yeni bir perspektif ortaya koyduğunu da ifade etti. Böylece Türk dış politikasında 'normalleşme' imkanı olduğunu söyleyen Tan, "Türkiye artık pasif, verileni alan değil çıkarlarının, sorumluluklarının ve kapasitelerinin farkında olan yapıcı bir aktör. Türkiye'nin dış politikasında bir yön değişikliği yok" dedi.
ABD'deki "eksen kayması" eleştirisine, "Malesef, ABD'de Türkiye ile ilgili tartışmalar, çoğunlukla bizim politikalarımızı yönlendiren faktörleri gözden kaçırıyor" ifadesiyle yanıt veren Tan, dünyada son 20 yıldır yaşanan dönüşüm dolayısıyla karmaşık uluslararası problemler karşısında yeni diplomatik araçlara ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
"Doğu ile temas kopmamıştı"
Konuşmasında, Türkiye'nin bölgesi ve ötesine yönelik artan ilgisinden artık sıkça bahsedildiğini kaydeden Tan, "Aslına bakarsanız Türkiye, doğu veya yakın çevresiyle olan temasını hiçbir zaman koparmadı. Değişen ve 'Türkiye'nin yükselen rolü' izlenimini veren unsur, 'Türkiye'nin bölgesi ve ötesindeki gelişmeleri etkileme ihtiyacı ve yeteneği" diye konuştu.
"Türkiye'nin vizyonu: demokratik haklar"
Türkiye'nin bölgesine yönelik tutarlı bir vizyonu bulunduğunu savunan Tan, bu vizyonu, "Ortadoğu ve ötesinde demokratik haklar ve özgürlüklerin güçlendirilmesi ve halkların taleplerinin demokratik katılım yoluyla karşılanması" olarak tanımladı. Tan, bu nedenle Tunus ve Mısır'daki ilk olaylar dalgası birçok kişi için sürpriz niteliğinde iken da Türkiye'nin ilk dalga başladığında bu ülke liderlerine halklarının taleplerini yerine getirmeleri çağrısı yaptığını söyledi.
"Suriye'ye mesaj: Eşitlik ve özgürlük meşru hak"
Suriye hükümetine yönelik benzer mesajlar verildiğini kaydeden Tan, Türkiye'nin tavrını şöyle anlattı:
"Eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasiye duyulan ihtiyacı ve bunların herkes için vazgeçilemez, meşru haklar olduğunu vurguladık. Bu hakları ertelemek, geciktirmek ya da daha kötüsü, görmezden gelmek işleri çıkmaza götürür. Aile üyeleri ya da komşular, acı ama gerekli tavsiyeler verirler. Ortadoğu'da tarihin önemli bir sayfasının çevrildiğine tanıklık ederken, omuzlarımızda ağır bir sorumluluk duruyor ve ailenin bir üyesi olarak, bu sorumluluğu yerine getirmek için elimizden geleni yapacağız. Türkiye tiranlığın demokrasi ve özgürlükler karşısında üstün gelmesine asla izin vermeyecek."