'Nargile kafelerden defileci kızlara ayar veren dindar erkekler kendilerine ayna tutmadan baskı dili kuruyor'

'Nargile kafelerden defileci kızlara ayar veren dindar erkekler kendilerine ayna tutmadan baskı dili kuruyor'

AKP kurucuları arasında yer alan Yeni Şafak yazarı Ayşe Böhürler, muhafazakâr kesimde "tesettür modası" tartışmalarına ilişkin olarak, "Nargile kafelerden, Tarzı-ı Bahar defilesi yapan kızlara ayar vermeye kalkan dindar erkekler kendilerine ayna tutmak yerine kadınlar üzerinden bir baskı dili kurmaya çalışıyorlar" eleştirisi yöneltti.

"Muhafazakâr erkeklerin eşlerinden beklentilerinin de ibadet nizamıyla ve din dairesiyle sınırlı olmadığı ortada" diyen Böhürler, "Bizzat estetik beklenti ve dayatmasıyla eşlerini değişime zorlayan erkekler çok uzağımızda değil" ifadesini kullandı.

Böhürler'in Yeni Şafak'ta "Nargile kafelerden tesettür defilesi ayarı" başlığıyla yayımlanan (2 Mayıs 2015) yazısından bazı bölümler şöyle:

"Başörtülü oluş sebeplerimiz de başörtüsüne bakışımız da çok farklı olduğu için olsa gerek böyle defilelere yaklaşımım hep negatif oldu. Sadece ben değil birçok aydın kadın bu meseleyi İslam'ın felsefesiyle uzlaşmayan bir eylem olarak görüp uzak durdu. Bu konuda yazılarımız ortada. Bu konuya has fikrimi merak edenler Diyanet Dergisi Kasım 2014 sayısındaki “Dindarlaşıyoruz Derken Uzlaşmaz Çelişkilerimiz” başlıklı yazıma bakabilirler.  Amma velakin geçenlerde “Tarz-ı Bahar Tesettür Defilesi” vesilesiyle muhafazakar kesimden genç erkeklerin kınayıcı sosyal medya mesajlarını görünce, meseleye farklı bir bakış açısından bakmak istedim. Adına ne dersek diyelim “İslami olandan uzaklaşma/dünyevileşme” topyekûn yaşanan bir şey. Sadece kadınlara odaklanarak bu değişimi söz konusu edip hayıflanmak ise büyük haksızlık olur. Kimliklerimizin inşa sürecindeki çevresel koşullar kadın-erkek herkesi kuşatıyor. Ayrıca “İslam” düşüncesinin daha serbest ortamlarda ifade edilebilmesi, görüntüde muhafazakarlaşmanın artması, bu gidişe mani değil. Tam tersine algı ilizyonuna sebep oluyor.  Bu çerçevede İslami kesimin erkeklerinin kendilerini değişimin dışında tutup, sadece kadınların değişimini kınayan sözleri, tek taraflı ve tahakküm edici bir anlayışı sergiliyor. Geçmişte de bunun örnekleri çok yaşandı. Erkeklerin dünyevileşmesi her zaman normal görülür, bu durumla onları yüzleştirmek de her zaman büyük suç kabul edilirdi. Şimdi de durum farklı değil. Nargile kafelerden, Tarzı-ı Bahar defilesi yapan kızlara ayar vermeye kalkan dindar erkekler kendilerine ayna tutmak yerine kadınlar üzerinden bir baskı dili kurmaya çalışıyorlar. Lüks “İslami?” mekanların süslü tesettürlü kızları, çantaları, arabaları, giyim kuşamları, makyajlarıyla eleştirilirken buraların müdavimi erkekler bahis konusu dahi edilmiyor. Erkeklerle aynı iklim ve ortamın içinde yetişen kadınlar görünmeyi seven bir dini hayat tarzıyla meşgulken “muhafazakar” erkekler de tekke hayatı sürüp “Hu” çekmiyorlar!  Onların gösteriş enstrümanları elbette çok farklı. Ayrıca tesettür defilelerinin mucitleri ve teşvik edicileri yani toplumdaki muteber bir temayı piyasa koşullarında kâra dönüştürmek isteyenler daha çok erkek yatırımcılar değil mi? Bu alanda kaç girişimci kadın var bilmiyorum ama sayılarının az olduğunu düşünüyorum.  Meseleye başka bir yerden, arz-talep açısından da bakmak gerekiyor. Muhafazakar erkeklerin eşlerinden beklentilerinin de ibadet nizamıyla ve din dairesiyle sınırlı olmadığı ortada. Bizzat estetik beklenti ve dayatmasıyla eşlerini değişime zorlayan erkekler çok uzağımızda değil.  Nargile kafelerden tesettür ayarı, şaka dahi olsa tesettür defilelerini basma tehdidi, bir zihniyet aynası olarak önem taşıyor.  Diğer taraftan, eğitim ve kariyerleriyle, yabancı lisan vukûfiyetleriyle, instagram hesaplarındaki görünümleriyle bizden çok farklı olan yeni jenerasyon başörtülü genç hanımların bu olaylara tepkilerini de merak ediyorum.  Ancak sözüm yine de erkeklere!"