Türkiye’nin, hava sahasını ihlal ettiği gerekçesiyle Rus uçağını düşürmesiyle Moskova-Ankara hattında başlayan gerilimin taraflarından biri de NATO. Çünkü İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez bir NATO ülkesi tarafından Rus uçağı düşürüldü. Olayın yeni bir NATO-Rusya krizini tetikleyeceğine ilişkin değerlendirmeler sürerken, NATO’dan taraflara ‘itidal çağrılarının’ yükselmesi dikkat çekti.
Amerika ve Almanya’nın başını çektiği Türkiye’nin NATO’daki müttefikleri, önceliğin Suriye’de IŞİD’le mücadeleye verilmesi konusunda seslerini yükseltiyorlar. Bu arada Ankara’da NATO’nun Türkiye’ye vereceği desteğin artacağı ve bunun da Rusya’ya karşı ‘daha aktif’ bir tutum anlamına geleceği yönünde değerlendirmeler de yapılıyor. Türk Dışişleri yetkilileri IŞİD’le mücadele çerçevesinde NATO’nun Türkiye’ye yönelik ek savunma önlemlerini devreye sokma yönünde ‘hızlıca’ ilerlediğini belirtirken, “NATO, Rusya karşısında Türkiye’yi anlıyor ve gerekeni yapmaya çalışıyor” diyor.
“Avrupalılar ikili oynuyor”
NATO’nun Türkiye’ye yönelik ek savunma önlemleri alması ne anlama geliyor? Türkiye-Rusya krizinde NATO’da belirgin bir tutum değişikliği görmek mümkün mü? 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Ortadoğu Masası Başkanı Serhat Erkmen DW’nin sorularını yanıtlarken, IŞİD’le mücadele kapsamında Avrupa’nın Esad’la yakınlaştığına dönük haberleri de dikkate getirdi. “Avrupalılar burada ikili oynuyorlar” diyen Erkmen’e göre, NATO müttefikleri bir yandan Rusya tehdidine karşı Türkiye-Suriye sınırına uçak gönderiyor, askeri tedbirleri harekete geçiriyor ancak bir yandan da Esad rejimini tamamen gözardı etmediğini söylüyor.
Burada asıl sorulması gereken sorunun Suriye’de çözüm için Viyana’da varılan mutabakatın –Esad kalacak mı yoksa gidecek mi- noktasında Avrupa için tam olarak ne ifade ettiği olduğunu belirten Erkmen, “IŞİD’le mücadele Avrupa’nın bir numaralı meselesi. Bu yüzden IŞİD’le mücadele eden güçlerle irtibat kesilmemeye çalışılıyor. Esad rejimi ya da PYD bu açılardan hep yoklanıyor” dedi. Erkmen, “NATO, Amerika’nın baskısı altında kalıyor” derken, Rusya’nın Doğu Akdeniz’e konuşlanmaya başlamasıyla Amerika’nın bile Türkiye-Suriye çevresinde uçak uçuramaz olduğuna dikkat çekti ve “İşte bu yüzden NATO, tedbir amaçlı yığınak yapıyor. Bu yığınak daha da sürer. NATO temkinli gider ama eğer Türk uçakları Rusya’nın istemediği bir şey yaparsa Moskova tarafından kesin vurulur. Şu açıkça görülüyor: NATO, Türkiye’ye vermesi kadar gereken desteği veriyor ancak Türkiye’yi cesaretlendirecek bir hamle yapmıyor.- Ey Türkiye benim hedefim IŞİD- diyor” diye konuştu.
“Stratejik değişiklik beklenmemeli”
İpek Üniversitesi ‘nden Siyaset Bilimci Prof. Gökhan Bacık, NATO’nun Türkiye-Rusya krizinde stratejik bir tavır değişikliğine gideceğini düşünmüyor. Bacık bunun nedenini de DW’ye “Batılılar için Suriye meselesi hayati bir sorun değil. Örneğin; Almanya için mülteci krizi en mühim sorundu. Obama ve Merkel, Putin gibi değil. Putin; kendi çıkarlarına ters düşen bir durum olduğunda direkt sahaya girmeyi tercih ediyor ama Obama ve Merkel öyle yapmıyor. Bu yüzden NATO’dan büyük bir stratejik değişiklik beklemek yanlış olur” diye anlattı.
NATO’nun Ukrayna krizinden ötürü Rusya’yla ilgili ‘psikolojik bir mağlubiyeti’ olduğunu, bu yüzden de Türkiye-Rusya krizinde daha aktif çalışma eğilimi sergilediğini söyleyen Bacık, “Türkiye-Rusya krizi NATO’nun birikmiş enerjisini dışa vurmasını sağlıyor. Türkiye’ye –arkandayız- mesajı veriyor ama somut çalışma içine girmiyor” dedi. Türkiye-Suriye sınırı ve çevresinde artan askeri varlığın da NATO’nun somut çalışmalar yaptığının belirtisi olmayacağını öne süren Bacık, “Rusya net olarak IŞİD’le mücadele ediyor gibi görünüyor ama NATO kuvvetlerinin bu kapsamda tam olarak ne yaptığı bilinmiyor. Türkiye-Rusya gerilimi bitecek, ilişkiler bir daha asla eskisi gibi olmayacak ama NATO ve Rusya da birbirine karşı hep şüpheli yaklaşımını sürdürecek” diye konuştu.
“NATO askeri riskte temkinlidir”
Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi Başkanı Sinan Ülgen de NATO’nun Türkiye-Rusya krizinde olayın daha askeri riskler taşıyacak bir noktaya gelmemesine uğraşacağını düşünüyor. Ülgen, DW’ye “NATO içinde savaş senaryolarının alıcısı yok” diye konuşurken, önümüzdeki süreçte Rusya’nın hareketlerinin Türkiye’nin hamlelerinden daha belirleyici olduğunu söyledi. Ukrayna krizi sonrasında NATO’nun Baltık ülkelerine destek gücü gönderdiğini hatırlatan Ülgen, Rusya’nın Türk hava sahasını ihlallerinin sürmesi durumunda Türkiye’nin talepleri doğrultusunda NATO’nun askeri güçlerini bir bir bölgeye yollamayı sürdüreceğini dile getirdi.
Ülgen’e göre Türkiye-Rusya krizi NATO müttefiklerinin IŞİD odaklı operasyonunu askıya aldı. Başta Amerika olmak üzere müttefiklerin önümüzdeki süreçte Suriye’deki krizin askeri yollardan değil de siyasi yollardan çözümüne odaklanacağını belirten Ülgen “Önümüzdeki günlerde NATO; Türkiye ve Rusya’ya –gerilimi düşürün- mesajını daha kuvvetle söyleyecektir ve konunun askeri risk kapsamından çıkmasına uğraşacaktır. Bu konularda da ne kadar temkinli olduğunu gösterecektir” dedi. Ülgen, Rusya’nın da önümüzdeki süreçte ‘PYD kartını’ kullanabileceğine ilişkin işaretler olduğu ve bunun da bir savaş senaryosuna dönüşmesi ihtimalini gündeme getirdiğine ilişkin değerlendirmeler için de “Burada belirleyici olan Amerika’nın tutumu olacaktır. Amerika, PYD’ye desteğini sürdürürken bir anda Rusya’yla karşı karşıya kalırsa IŞİD’le mücadele olumsuz etkilenir ki; bunun da önlemi alınmıştır. Bu süreçte en çok dikkat etmesi gereken de Türkiye’dir” yorumunu yaptı.