Çetin Altan, “Zaten kaçırıldıktan sonra bir soruşturma yapılmadı” sözleriyle Nâzım Hikmet’in kaçırılmasına devletin göz yumduğunu ima etti. Refik Erduran ise iddiaları reddederek, dönemin Emniyet Müdürü Aygün’ün, kendisine, kaçırılmanın Emniyet içinde büyük bir şok yarattığını belirtti Nâzım Hikmet’in yeniden Türk vatandaşlığına alınmasının gündeme gelmesiyle başlayan tartışmalar, Mehmet Altan’ın Star gazetesindeki köşesinde yazdığı “Nâzım’ı kim kaçırdı?” başlıklı yazıyla yeni bir boyut kazandı: Altan yazısında, yıllar önce bir öğle yemeğinde, dönemin Emniyet Genel Müdürü rahmetli Kemal Aygün’le babası Çetin Altan’ın yaptığı sohbeti aktarıyor. Yazıya göre, Çetin Altan’ın “Nâzım’ı siz kaçırdınız değil mi?” sorusunu, emniyet genel müdürü “Solcularla tavla oynadık” şeklinde yanıtlıyor. ‘Devlet göz yumdu’ Nâzım Hikmet 1951 yılında askere çağrıldığında 49 yaşındaydı. Kalp ve ciğerlerinden rahatsız olan, askere gittiği takdirde hayatı ciddi bir biçimde tehlike altına girecek olan şair, ülkesini terk etmek zorunda kalmıştı. Nâzım’ın askere alınması halinde bunun ömrünün sonu olacağını bilenlere ve bundan ürkenlere dikkat çeken Mehmet Altan’ın yazısı, devletin zamanında Nâzım Hikmet’in yurtdışına kaçırılmasına göz yumup yummadığı sorusunu gündeme getirdi. Altan: Kimse soruşturmadı Konuyla ilgili görüşüne başvurulan Milliyet gazetesi yazarı Çetin Altan, “Nâzım Hikmet ölçüsündeki bir insanın peşini bizim polisin bırakması mümkün değildi. O tür şiirler yazan bir insanı polisin takip etmemesi söz konusu olmazdı” diyor ve ekliyor: “Nâzım Hikmet kaçırıldıktan sonra kimin kaçırdığını öğrenme yolunda bir araştırma, soruşturma da yapılmamıştı.” Erduran: Emniyet için şoktuKaçırılma olayından ancak 36 yıl sonra Nokta dergisine bir açıklama yaparak şairin yurtdışına kaçmasına yardımcı olduğunu açıklayan Refik Erduran ise bu iddiaları tamamen reddediyor. Erduran, “Bu konuda en somut bilgiye sahip olması gereken kişi, Mehmet Altan’ın da yazısında adı geçen, dönemin Emniyet Genel Müdürü Kemal Aygün’dü. Aygün, eski eşim Leyla Umar’ın vasıtasıyla ahbaplık ettiğimiz biriydi. Kendisini bir gün eşi Sevinç Aygün Hanım’la birlikte Kıbrıs’taki yazlık evimizde ağırlamıştık. O zamanki eşim Tülay Erduran da yanımızdaydı. ‘Polis de zor durumda kaldı’ Dördümüz konuşurken Nâzım Hikmet’in kitabı ortada olduğu için şair gündeme geldi. Kemal Aygün uzun uzun kaçırılma meselesini anlattı ve ben de içimden gülümseyerek kendisini dinledim. Aygün, kaçırılma olayının Emniyet için nasıl büyük bir şok olduğunu, kendisinin de nasıl zor durumda kaldığını belirtti. Soruşturma sırasında bir tek Beykozlu bir balıkçının polise gelip beyaz bir deniz motorunun Karadeniz’e açıldığını gördüğünü söylediğini anlattı; ancak balıkçıyı epeyce hırpalamalarına rağmen daha fazla bilgi edinemediklerini belirtti.”