NBA'in yeni 'Süpermen'i

NBA'in yeni 'Süpermen'i
Son yıldır NBA'in en iyi pivotu kimdir diye sorarsanız herkesin verdiği cevap Shaquille O'Neal olurdu. O yüzden herkes Shaq'ten sonra en iyi pivot kimdir diye sorardı. Ama 2004 yılında NBA'ye bir uzun geldi ki “Acaba Shaq gibi olabilecek mi” diye soruyordu herkes. ARA GÖZBEK / Tempo24Sonuçta Shaq nam-ı diğer 'Superman'i NBA'in gelmiş geçmiş en dominant pivotlarında biri. Hatta kimilerine göre en dominantı. Bu tartışma sürerken 4 sene geçti ve şimdi herkes bir konuda hem fikir. O şu anda ligin en iyi pivotu. Kim mi? Tabi ki Orlando Magic'in 12 numaralı plakalı 'Süpermen'i Dwight Howard. Dev'in ufaklık yılları Dwight David Howard. Nüfus kağıdında böyle yazıyor. 8 Aralılık 1985'te Atlanta eyaletinin başkenti Georgia'da dünyaya gelen Dwight, güçlü atletik özelliklerini genetik olarak annesi Sheryl ve babası Dwight'tan almıştır. Babası GüneyBatı Atlanta Hristiyan Akademisi'nde basketbol direktörlüğü yapmaktadır. Annesi ise Morris Brown Üniversitesi'nde basketbol oynamıştır. Dindar bir aileden gelen Dwight ailesi gibi o da dindar bir Hristiyandır. Dwight basketbol konusunda 9 yaşındayken ciddi düşünmeye başlar ve bir gün NBA Draft'inde 1inci seçileceğinin hayalini kurmaya başlar. Dwight, yaşıtlarına göre olan devasal bedenine göre gard oynayacak kadar hızlı ve çabuktu. Lisede 4 numaralı pozisyonda yani power forvet oynayan Dwight 16.8 sayı, 13.4 ribaunt, 6.3 blok ortalamaları tutturdu. Başarılı bir sezon geçiren Dwight, Naismith Prep Yılın Oyuncusu ve Gatorade Yılın Oyuncusu seçildi. Ayın zamanda McDonald's Lise Şampiyonası'nın En Değerli Oyuncusu seçildi. NBA Hayali Gerçek Oldu 2004 NBA Draft'inde birinci sıradan Orlando Magic tarafından seçilen Dwight Howard bir zamanlar çocukken kurduğu hayalini gerçekleştirmiş oldu. Gelişmiş fiziği sayesinde pota altında ilerde çok etkili bir oyuncu olacağı belli olan Dwight Howard Orlando Magic'in kaderindeki ikinci piyango desek yeridir. 1992'de Shaquille O'Neal'ı birinci sıradan draft eden Magic, Shaq sayesinde 1995 NBA Final'ine ulaşmıştı. Ardından 1996'da Shaq'i yıldız avcısı Los Angeles Lakers'a kaptıran Macig bu sefer bu hatayı yapmak istemedi ve teklif edilen tüm takas tekliflerini incelemeden reddetti. Tabi Howard da bir 'Shaq' değildi ama böyle, bu tip bir pivot kıtlığı yaşandığı da bir gerçek. Herkes bekleyecekti ve görecekti. Orlando'da test uçuşları Dwight'ı 2004 takıma katan Orlando o yaz flaş takaslarla takımı değiştirdi. O yaz Shaq'ın Miami Heat'e takasının ardından en fazla ses getiren takasa imza attı. Orlando Magic süperstar Tracy McGradyi' Houston Rockets'a Steve Francis karşılığında gönderdi ki bu belki de Magic'in dönüm noktasıydı. Sonuçta bugün Orlando ne kadar iyi gitse de her Magic seyircisi Howard'la T-Mac'i yanyana seyretmek isterdi. Belki de Shaq-Kobe misali bir ikili olarak formül tutar şampiyonluğa oynarlardı. Tabi bunların hepsi birer varsayım. Takıma Steve Francis'in dışında Hidayet Türkoğlu da katıldı. Grant Hill zaten yerli yerindeydi. Bu takım 2004-2005 sezonunda tek kelimeyle başarısız oldu. Howard çaylak sezonunda da smaç vuruyordu ama sezon boyunca 12.0 sayı ve 10.0 ribaunt ortalamalarıyla oynadı. Akılda kalan tek an ise Kobe'nin Howard'un üzerinden vurduğu poster smacıydı. 2005-2006 sezonu Orlando için daha iyi olmalıydı. Orlando bu sezon da başarısızdı ama takımın taşları yavaş yavaş yerine oturuyordu. Topu paylaşamayan maç içinde 1e 5 oynayan Steve Francis takımdan apar topar postalandı. Hido ritmini bulmaya başlıyordu. Howard ise oyunun geliştiriyordu. Sezon bitti Howard 15.8 sayı ve 12.5 ribaunt ortalaması tutturdu. Japonya'da geçen 2006 yazı Dwight Howard 2006'da Japonya'da düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonası'na çağrıldı. ABD Milli takımıyla ilk kez Uluslar arası bir platformda kendini gösteren Howard çok keyifli bir yaz geçirdi. Ama şampiyonluğu kaçırmaları Howard'ın tadını kaçırmıştı. Ama o yaz turnuvadaki ABD Milli takımımdan hatırlanan tek şey Howard'ın hücum ribuantları alıp smaçla tamamlaması. Yaz bitmişti ama yeni sezona hazırdı. 2006-2007: Yükselme zamanı 2006-2007 sezonu Orlando Magic ve Dwight Howard için farklı olacaktı. Takıma 2-3 takviye ile tamamlayıcı parçaları yakalayan Orlando yükselişe geçeceği belliydi. Howard ortalamasını 17.6'ya yükseltti. Playoff''lara 8inci sıradan giren Orlando Magic ilk turdan elendi ama en azından potansiyelini keşfetmiş oldu. Ama bu takım zirveye oynayacaksa bir şeylerin değişmesi gerekiyordu. Daha doğrusu gelişmesi... 2007 Amerika Şampiyonu 2006'da Japonya'daki hayal kırıklığının ABD Milli Takımı ardından aynı kadroyla Amerika şampiyonasına katıldı. Ama bu sefer her şey farkıydı. Takıma ligin en büyük hücum silahı Kobe Bryant'ı kattılar. Dwight ve Kobe'nin etkili oyunlarıyla 10'da 10 yapan ABD altın madalyayı evine götürdü. Ama asıl hedef 2008 Pekin Olimpiyatlarıydı. 2007-2008: Orlando şehrinde bir Süpermen 2007-2008 sezonu Orlando ve Howard için rüya gibi geçti. Takımın başına Miami'de Shaq'le de çalışmış Stan Van Gnudy geldi. Van Gundy takımın başına gelir gelmez sistemde birkaç değişiklik yaptı. Öncelikle takım Howard'ın üzerinden oynamaya başladı. Oyun kurucu her ne kadar Jameer Nelson olsa da hücumu başlatan ve oynatan Hido oluyordu. Van Gundy'nin de istediği buydu. Bu oyun sistemi Orlando'yu hem playoff'lara soktu hem de Hido'ya NBA En Fazla Geliştirme gösteren Oyuncu (MIP: Most Improved Player Award) ödülünü getirdi. All-Star haftasonunda Dwight Howard smaç yarışmasında birinci oldu. Smaç şampiyonu olan Howard NBA tarihinde ilk pivot smaç şampiyonu olmuş oldu. Hatta bir smacında süpermen tişörtü giydi ve boynun süpermen pelerini bağladı ve öyle vurdu smacı. Seyirciler kahkahalarla eğlenirken bir taraftan da Howard'a hayranlık duydular. O, Shaq'ten sonra NBA'in artık yeni Süpermen'iydi. Playoff'larda ilk turda Howard'ın etkili oyunuyla Toronto Raptors'u rahat geçen Orlando ikinci turda Detroit Pistons engeline takıldı. Ama 2007-2008 sezonu Orlando ve Howard için gerçekten bir sıçrama yaptığı sezon olmuş oldu. Orlando'nun sihiri (magic) Howard'ın kendisi 2008-2009 sezon başladı ve Orlando artık sahada ne yaptığını bilen bir takım profili çizmeye başladı. Kolay kolay yenilmeyen, her takımın canına okuyan Magic'in en büyük kozu kuşkusuz Howard'dı. Howard pota altını domine ettikçe Magic sahada galip ayrılıyor. Şu ana kadar 21.7 sayı, 14.1 ribaunt ve 3.9 blok ortalamaları tutturan Howard insan üstü bir performans gösteriyor. Ribaunt ve Blok sıralamasında lig lideri olan Howard'ın bu özelliği mutlak ve mutlak olarak pota altının en hakim ismi olduğunu gösteriyor. Orlando şu anda Doğu'da zirveye oynamak istiyor. Dwight Howard. O, Magic'in tarihinde ikinci şansı. Orlando şehrinin Süpermen'i olan Howard, Orlando sihirinin bizzat kendisi. Onu pota altında kimse durduramıyor. O, Shaq gibi olabilecek mi bilinmez. Çünkü Shaq gibi olabilmesi için onun gibi takımını alıp üst üste şampiyonluğa taşıması gerek. Ama bilinen bir şey var sa Howard için artık sadece kazanmak var ve onun önünde duran biri olursa üzerinde smacı vurmak zorunda kalacak.