N.Ç. kararı, 'Utanç Davası'na içtihat olmasın

N.Ç. kararı, 'Utanç Davası'na içtihat olmasın

T24 - Milliyet gazetesi yazarı Meral Tamer, bugün 10'uncu duruşması görülecek "Utanç Davası"na ilişkin olarak çıkacak karara, N.Ç. davası kararının içtihat olmaması gerektiğini söyledi. Tamer, "sessiz kalmanın, suça ortak olma anlamına geldiğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Kadına ve çocuğa yönelik tecavüz ve cinsel istismarın önlenmesi ve suçluların hak ettikleri cezalara çarptırılması için başta siyasetçiler, sivil toplum kuruluşları, aydınlar, yazarlar olmak üzere toplumun etkili kesimlerini, Siirt’teki “Utanç Davası”na duyarlı olmaya çağırıyoruz" dedi.

Meral Tamer'in Milliyet'te "N.Ç. kararları, bugün Siirt’teki ‘Utanç Davası’na içtihat olmasın" başlığıyla yayımlanan (30 Kasım 2011) yazısı şöyle:

N.Ç. kararları, bugün Siirt’teki ‘Utanç Davası’na içtihat olmasın

Toplum vicdanında büyük yaralar açan N.Ç. davasıyla ilgili Yargıtay kararlarının, hukuka güveni sarstığı şu günlerde gözlerimizi Siirt’e çevirdik. Zira Siirt Gazi İlköğretim Okulu’ndaki 4 kız öğrencinin aralarında askerler, şeyhler, polisler, eğitimciler ve devlet memurlarının da bulunduğu 100’den fazla kişinin tecavüzüne uğradığı “Utanç Davası”nın bugün 10. duruşması var.

Hafızalarımızı tazeleyecek olursak...

Yaşları 10 ile 14 arasında değişen ilkokul öğrencisi 4 kız çocuğuna, Siirt’in önde gelenleri denebilecek -yukarıda toplumsal konumlarını ve mesleklerini belirttiğim- ahlaksızlar, defalarca tecavüz etmişlerdi. Sonunda bu 4 kız öğrenciden 2 kız kardeş, bütün cesaretlerini toplayarak 2010 nisanında rehber öğretmenlerine durumu bildirdiler ve 4 yıldır süregelen rezalet, böylelikle açığa çıktı.

N.Ç.’ye benzemesin...

Ne var ki aradan 1.5 yılı aşkın süre geçtiği halde, 100’ü aşkın zanlıdan 23’ü tutuklu olmak üzere sadece 36’sı yargılanıyor. Geri kalan 70 kadar ahlaksız adam da, ellerini-kollarını sallaya-sallaya, hiç birşey olmamış gibi hayatlarına devam ediyorlar. “Zanlılardan okul müdür yardımcısı Fahrettin Kuzu’nun, adresinin tespit edilememesi” ve benzeri sudan nedenlerle davanın 9 celsede de sonuçlandırılmamış olması endişe vericiydi. Neyse ki bu ayıp düzeltildi ve siyasi irade karar verince 19 aydır bulunamayan Kuzu, 4 gün önce şıp diye yakalandı.42 kadın STK’yı çatısı altında toplayan, 100 bini aşkın üyesi bulunan Haklı Kadın Platformu olarak bizler, N.Ç. davasıyla ilgili kararın benzer davalar için içtihat olmaması, kadına yönelik tecavüz ve çocuklara yönelik cinsel istismarın sıradanlaş-ma-ma-sı için, bu konuda duyarlı herkesi, hepinizi göreve çağırıyoruz.

Sessiz kalmayın

Basına yansımış çok sayıda çocuk tecavüzü davasından yalnızca biri olan Siirt Davası faillerinin, yeni Türk Ceza Kanunu’nun 103. ve 105. maddelerinde yazılı cezalara çarptırılması gerektiğini düşünüyoruz ve diyoruz ki:

“Çocuk üzerinde nüfuzunu kullananlar, eğitim-öğretim ilişkisinden yararlanan eğitmenler, alt ve üst soy akrabalık yakınlıkları, hile-aldatma, çocuğa tecavüz edenlerin çokluğu, birbirleriyle irtibatı ve aralarındaki ilişkiler ayrı ayrı detaylandırılıp, faillerin çocuğa karşı bireysel eylemlerinin her biri, cezayı arttırıcı nedenler olarak nazara alınmalıdır.”

Vatan Gazetesi yazarı Ruhat Mengi, olay geçen yıl kamuoyuna ilk yansıdığında yazdığı bir yazıda (28.04.2010) Başbakan Erdoğan’ın “Aradan bir yıl geçmiş; bunu niye gündeme getiriyorsunuz” diyerek medyaya yüklendiğini, dönemin Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ile Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Aliye Kavaf’ın da “Çocuklar koruma altında, olayı niye kaşıyorsunuz” yollu tutumlarını eleştiriyor.

Neyse ki bugün Fatma Şahin gibi konuya tam tersi bakabilen bir bakanımız var ve Başbakan Erdoğan da, işin patronu olarak Şahin’i görüyor. Yani artık konuşmak serbest. Hatta kışlalarda ve camilerde bile bu konuda eğitimler, nasihatler verilmeye başlandı.

Bu çerçevede Haklı Kadın Platformu olarak bizler de bu konuda sessiz kalmanın, suça ortak olma anlamına geldiğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Kadına ve çocuğa yönelik tecavüz ve cinsel istismarın önlenmesi ve suçluların hak ettikleri cezalara çarptırılması için başta siyasetçiler, sivil toplum kuruluşları, aydınlar, yazarlar olmak üzere toplumun etkili kesimlerini, Siirt’teki “Utanç Davası”na duyarlı olmaya çağırıyoruz.