Nebahat Çehre: Sadece süs bebeği değilim, neden halktan bir kadını oynayamıyorum?

Nebahat Çehre: Sadece süs bebeği değilim, neden halktan bir kadını oynayamıyorum?

Nebahat Çehre, oyunculuğu iki yıl sonra bıracağının kendisine sorulması üzerine, "Oyunculuğun yaşı yok ama artık istediğim bir proje çıksın karşıma diyorum" dedi. Sinemaya bir küskünlüğü olduğunu belirten Çehre, "Sinemada bir kalıplaşma vardı. Her karakteri oynama arzumun karşısında beni kalıplaştırmaları nedenlerden biriydi" diye konuştu. Bu duruma tepki gösteren Çehre, "Artık kalıplaşmış bir Nebahat Çehre olmasın izleyiciler için. Neden halktan bir kadını oynayamıyorum? Ben sadece süs bebeği değilim ki, oyuncuyum" dedi.

Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu'nun "Bu kadını ben yarattım" başlığıyla (21 Ocak 2018) yayımlanan yazısında sorularını yanıtlayan Nebahat Çehre'nin açıklaması şöyle:

"Ben sadece süs bebeği değilim ki!"

◊ 20 yıl çalışmadınız. Dizi sektörü tarafından geç keşfedildiğinizi düşünüyor musunuz?

- Bu benim isteğimdi. Sinemaya karşı bir küslüğüm vardı. O yüzden bırakmıştım.

◊ Neye küsmüştünüz?

- Düzenine. Sinemada bir kalıplaşma vardı. Her karakteri oynama arzumun karşısında beni kalıplaştırmaları nedenlerden biriydi. Bir tutuculuk vardı. Herkes aynı ekiple çalışıyordu.

◊ Şimdi de bu tutuculuk var mı sizce?

- Bugün sinemada daha fazla. Belki mutlu oldukları için aynı ekiple devam etmek istiyorlar. Dikkat edersen film çeken yönetmenler, aynı oyuncu kadrosuyla çalışıyor. Zeki Ökten’in “Gülüm” filminden sonra bana bir daha teklif gelmedi. Demek ki doğru yerdeymişim. Zaten Yeşilçam’dan para kazanamadık. Tamamen sevgi üzerine kurulmuş bir işti. Ben sahneden para kazandım. Sinemadan birkaç kişi para kazanabildi.

◊ Ama şimdiki oyuncular çok para kazanıyor...

- Diziler de sinema da Hollywood düzeyinde. Bu çok büyük bir şans. Ama hakkını veriyorlar. Güzel şeyler çekiliyor.

◊ “Oyunculuğu 2 sene sonra bırakacağım” demişsiniz...

- Oyunculuğun yaşı yok ama artık istediğim bir proje çıksın karşıma diyorum. Artık kalıplaşmış bir Nebahat Çehre olmasın izleyiciler için. “Burada oynaması gereken oyuncu Nebahat Çehre” gözüyle bakılsın. Neden halktan bir kadını oynayamıyorum? Ben sadece süs bebeği değilim ki, oyuncuyum.

"Sektörün bana ihtyacı var"

◊ Ama seyirci size öyle alıştı son yıllarda. Yeşilçam’ın birçok deneyimli ismine artık teklif bile gitmiyor. Siz şanslısınız...

- Şanslı mıyım acaba, yoksa bana ihtiyaçları mı var? Türkiye’de böyle bir anneyi ben yarattım. Bu bir gerçek. Kötü bir karakter oynasam bile zarafet içinde bir anne karakteri var ortada. Ben o kadının hakkını verdiğim için karakter öyle oldu. Benden önce dizilere bakın lütfen. Böyle bir anne yok. “Aşk-ı Memnu”daki karakteri 9 yaşındaki çocuk da seviyor. Demek ki çıtayı buraya yükselttiğim için beni arıyorlar. Kimsenin taklidini yapmadım. Yaşamımda gördüğüm, gözlemlerim sonucunda üzerine kattığım bir karakter. Bence sektörün bana ihtiyacı var.

◊ “Aşk-ı Memnu”, “Muhteşem Yüzyıl” ve “Kara Para Aşk” ekiplerinden kimlerle görüşüyorsunuz?

- Beren Saat, Nur Fettahoğlu, Selma Ergeç... Hepsine “Nebuş” dedirtiyorum. O mesafeyi kaldırsınlar diye.

"Hiçbir zaman yok olma korkum olmadı"

 ◊ Sağlık probleminiz var mı?

- Arada stresten kaynaklı tansiyonum çıkıyor ama başka bir şeyim yok.

◊ Dizi temposuna ayak uydurmak zor olmuyor mu?

- Severek yaptığım için dikleşiyorum galiba. Settekiler de şaşırıyor. Hiç beni yormamaya çalışıyorlar. Önce benim sahnem çekiliyor. Her türlü rahatlığı sağlıyorlar. Arkadaşlarım “Galiba çalışmak sana yarıyor” diyor. Dedikodular çıkmış benimle ilgili “Artık yaşlandı” diye. Sokakta çekilen bir fotoğrafımın üzerine yapılmış galiba bu yorum. Sokakta gazetecilerin fotoğrafımı çekmesine her zaman sıcak bakıyorum. Onlar olmasa biz olmayız, biz olmasak onlar olmaz. Birbirimize entegreyiz. Birbirimizin sırtından kazanıyoruz. İşini yapan bu çocukları azarlamanın, selam vermemenin ne demek olduğunu ben hâlâ çözemedim. Bana soru sordukları zaman cevap veriyorum. Bunlar insanı aşağı çekmez, yukarıya taşır.

◊ Çok fitsiniz. Bunun için ne yapıyorsunuz?

- Dikkat ediyorum. Tatillerde zaman zaman 1-2 kilo alabiliyorum. O durumlarda kilomu 56’da tutmak için diyet yapmak istiyorum. Benim meyveye zaafım var, çok meyve yerim. Anneme çekmişim. Maalesef akşam yasaklanmış olan meyveyi biz akşam yemeğinden sonra tüketiyoruz. Ben de akşam televizyon seyrederken yiyorum.

◊ Sektörden ayrı kaldığınız 3 yıl içinde ne yaptınız?

- Seyahat ettim, dostlarımla vakit geçirdim, kafamı dinledim. Gelen senaryoları okudum. İş sohbetleri yaptım. 3 sene boyunca “Acaba doğru iş gelmeyecek mi?” diye bir endişem olmadı. Olmasa da olmayabilirdi. Bir şeyin arkasından üzülmem. Bu sektör öyle bir yer ki, bir anda tepenizden aşağı iner, yok olup gidersiniz.

Bunun örnekleri dünya sinemasında da var. Bende hiçbir zaman yok olma korkusu olmadı. Hayatımda bunu ön plana koymuyorum. Sağlığım, dostlarım, mutluluğum, özgürlüğüm benim için çok önemli. Artık nereye geleceğim? Bir gün bitecek sonuçta. Pırıl pırıl bir gençlik yetişiyor.

" Canan Karatay'la buluşmak istiyorum"

◊ Canan Karatay’la sizin caps’leriniz çok yapılıyor. Ne diyorsunuz?

- Canan Hanım’a çok saygı duyuyorum ve bir gün onunla buluşmak istiyorum. Hayatını eğitime vermiş, önemli bir insan. Neden benimle kıyaslıyorlar? Ne kadar ayıp bir şey. Caps’leri görünce çok utandım. İnanamıyorum böyle bir şeye. Canan Karatay’a teşekkür ediyorum, çünkü bir televizyon programında benimle ilgili çok olumlu bir konuşma yaptı. Keşke ben onun yerinde olsaydım. Tek başına güzellik bir şey değil.

◊ Siz daha çok aklınıza mı, güzelliğinize mi güvenirsiniz?

- Galiba akıllıyım da aynı zamanda... Ama kendimi çok baskı altında tutuyorum.

◊ Neden biraz rahat bırakmıyorsunuz kendinizi?

- Mesela annem çok rahat bir kadındır. Arkadaşlarıma sorar “Nebahat’in hayatında biri var mı? Mutlu mu?” diye. Onları da konuşmuyorum annemle. Çok modern bir kadın aslında annem. Arkadaşlarım onunla sohbet etmeye bayılıyor.