Nebahat Çehre: Yılmaz Güney kocam değil, hocamdı

Nebahat Çehre: Yılmaz Güney kocam değil, hocamdı

‘Kanlı Ocak’ta canlandırdığı anne karakteriyle Azerbaycan’da büyük ilgi gören Nebahat Çehre gelecek sezonda bir dizi projesiyle ekranda olacak.

Nazlı Mengi'nin Milliyet Cadde yayınlanan röportajında, Nebahat Çehre, verdiği röportajlarda ilk eşi Yılmaz Güney’den sıklıkla bahsetmesinin Fatoş Güney’i rahatsız ettiğine dair söylentilere ilişkin açıklamalarda bulundu.  Çehre, Fatoş Güney'in rahatsız olduğu iddilarıyla ilgili şöyle konuştu:

“Oyuncu olduğum için ön plandayım ve gazeteciler Yılmaz’ı bana sorarak tanımaya çalışıyor. ‘Kocam’ lafını bile hayatımda bir kere kullandım, ben ona ‘Hocam’ derim. Beni eğiten, hayata bakışımı, dünyamı değiştiren, oyunculuğu öğrendiğim kişiden bahsetmek en doğal hakkım, kim rahatsız olursa olsun.”

Nazlı Mengi'nin, Nebahat Çehre'yle yaptığı (09-Şubat-2015) bugün yayımlanan 'Tarzını bulmak güzelleştiriyor' başlıklı söyleşisi şöyle:

Tarzını bulmak güzelleştiriyor

Güzelliğiyle her daim konuşulan Nebahat Çehre: “Estetik oldum ama mimik çizgilerime dokundurtmadım. Oyunculuk için mimik önemli, çehrem değişmemeli” dedi.

Tanıdığım 7’den 70’e istisnasız herkesin hayran olduğu, biz kadınların “idol” olarak gördüğü Nebahat Çehre bu büyük sevgi için “Beni ödüllendiriyorlar, çok mutluyum” dedi. Sadece Türkiye’de değil Ortadoğu ülkelerinde, rol aldığı ‘Kanlı Ocak’ filmiyle Azerbaycan’da da sevgi seliyle karşılanıyor; o milyonların kalbine taht kuran ‘Valide Sultan’ımız... Çehre tüm içtenliğiyle sorularımı yanıtlarken gözlerimi bir an olsun ondan alamadım, hayatım boyunca gördüğüm en zarif, en güzel ve en tatlı kadın. Enerji saçan gözleri parıl parıl parlıyor,     usta oyuncuya hayran olmamak     im-kan-sız!

Rol aldığınız Azeri yapımı ‘Kanlı Ocak’ filmini sizden dinleyelim. Orada büyük ilgi gördünüz...

Azerbaycan’ın bağımsızlık hikayesini ve bir annenin çocuklarıyla duygusal ilişkisini çok sıcak bir şekilde anlatıyor. Biri KGB’li, diğeri ülkesi adına savaş veren iki kardeşin arasında kalan bir anne rolündeyim. Film için bana yaşlandırma makyajı yapıldı, dizilerde gördüğünüz anne rollerimden çok farklıyım. Bu filmde olmaktan mutluluk ve huzur duydum. Orada çok büyük bir sevgi seliyle karşılaştım, “Artık tüm Azeri şehitlerin annesisin” dediklerinde ağladım. Filme burada da gala yapmayı düşünüyorlar. ‘Kara Para Aşk’tan ayrılmanız çok konuşulmuştu. Neden bıraktınız?

Sette mutlu olmadım, beni bastırıp kenarda tuttuklarını hissettim. Bana yazılan roller kaldırıldı, benim oynadığım sahnelerde başka oyuncunun yüzü gösteriliyor benim     sadece sesim duyuluyordu, huzursuz oldum. Hep aynı tip roller teklif ediliyor size, farklı bir rol var mı aklınızda?

Anadolu kadınını, gecekondudaki kadını, her karakteri oynarım fakat öyle kalıplaştım ki yapımcılar “Bu rolde alternatifiniz yok” diyerek hep aynı tür rolleri teklif ediyor. Ya veda edip işi bırakmam, ya da böyle devam etmem lazım. Oynarken neden kendi sesinizi kullanmıyorsunuz?

Tarzı olan değişik bir sesim var ama Yeşilçam’da setten vakit bulup dublaja gidemiyordum, onun alışkanlığı kaldı. Aslında kendi sesimle oynasam oyunuma on kat daha katarım ama bu saatten sonra olmaz çünkü dublajımı yapan Gülen Karaman’ın sesi benimle çok özdeşleşti.

 

'Cem Yılmaz, ‘Benjamin Button’ diyor benim için'

 

Yıllar geçtikçe güzelliğiniz abartılı boyutlara ulaşıyor! Zaman nasıl bu kadar tersine işliyor size?

Cem Yılmaz, ‘Benjamin Button’ diyor benim için. Genetik galiba, kişilik oturması, mutluluk, tarzını bulmak da güzelleştiriyor insanı. Güzellik dediğimiz şey duruş, bakış, tarz ve zerafetle gelen bir bütün. Estetik oldum ama mimik çizgilerime dokundurtmam! Oyunculuğum için mimiklerim önemli, çehrem değişmemeli. Kadınların idolü Nebahat Çehre kendine nasıl bakıyor?

Sabah yüzümü içme suyuyla yıkayıp ıslak bırakırım, nemlendirici sürerim, kese yaparım, cilt bakımı hiç yaptırmadım. Yemek konusunda bazen uçarım; çikolatalar, tatlılar... Ama genelde sağlıklı beslenirim, salata, balık, et, sebze yerim ve sigara kullanmam. Herkesin hayran olduğu bir kadın neden yıllardır yalnız?

Gerçekten yalnızım. Birlikte olacağım adama hayranlık ve saygı duymam lazım. Yaşıma uygun, bekar, aynı yöne bakacağım biri olmalı. Sayısal çekmek gibi bir şey bu! Ama istediğim gibi birine rastlasam olabilir çünkü hâlâ hayata sıcak ve güzel bakıyorum. Kaç yaşında olursanız olun hayat size “Bu yaştasınız” demiyor!

‘Yılmaz Güney’den bahsetmek hakkım!’

Röportajlarda Yılmaz Güney’den bahsetmenizin Fatoş Güney’i rahatsız ettiği söyleniyor...

Yılmaz ilk eşim, ben de onun ilk eşiyim. Fatoş Güney’in benden sonra, niye bu kadar reaksiyon gösterdiğini anlamış değilim. Oyuncu olduğum için ön plandayım ve gazeteciler Yılmaz’ı bana sorarak tanımaya çalışıyor. Bir ara konuşmamaya karar verdim, sonra “Neden konuşmuyorum?” dedim. “Kocam” lafını bile hayatımda bir kere kullandım, ben ona “hocam” derim. Beni eğiten, hayata bakışımı, dünyamı değiştiren, oyunculuğu öğrendiğim kişiden bahsetmek benim en doğal hakkım. Fatoş Hanım’ın beni “Yılmaz Güney’e zarar vermiş sıradan kadınlar” sınıfına sokarak aşağı çekmesini, bu kadar inkar etmesini hâlâ çözemiyorum. Gelinliğimle, duvağımla onun ilk karısıyım. Fatoş Hanım’a saygı duyuyorum, çocuğunun annesi.

“Güney’in mezarına hala gitmedim”

 

Paris’e çok sık gitmeme ve kızı Elif’le de görüşmeme rağmen, Yılmaz’ın mezarına hiç gitmedim. Bir gün “Artık ziyaretine gideyim” diyeceğim ama şimdilik kabullenmedim.

 

‘İki pişmanlığım var’

 

Zeki Müren’in çok beğendiği bir ses olarak neden müzik kariyeri düşünmediniz?

Müzeyyen Senar ve Behiye Aksoy arası bir gırtlağım var. Yaptığım her işi çok ciddiye aldığım gibi, sahneyi de çok ciddiye aldım ve başarılı oldum. Sanat hayatımda iki pişmanlığım var; biri müziğe devam etmemek, diğeriyse Haldun Dormen’in ‘Hisseli Harikalar Kumpanyası’ teklifini kabul etmemek. Türkiye’de yapılan en güzel müzikaldi ve bana teklif edilen rolü Nevra Serezli başarıyla oynadı.