Hazal Özvarış T24- İslami hareketin muhalif yüzlerinden Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği’nin (Özgür-Der) düzenlediği “Milli Görüş Hareketi: Millilik mi, İslamcılık mı?” başlıklı panelde merhum Başbakan Necmettin Erbakan’ın başını çektiği Milli Görüş, tüm yönleriyle tartışıldı. Konuşmacı Hasip Yokuş, “Erbakan’ın İslamcıları utandıran tutumları oldu” derken, Yılmaz Çakır “Erbakan’ın 28 Şubat sonrasında konuşmamasının izah edilir olmadığını” söyledi. Özgür-Der’in düzenlediği “Cumhuriyet Dönemi Politikaları ve İslamcılık” panellerin bu haftaki konusunu “Milli Görüş Hareketi: Millilik mi, İslamcılık mı?”sorusu oluşturdu. Fatih Emir Ali Kültür Merkezi’nin nikâh salonunda yapılan konferansta konuşmacılar Hasip Yokuş ve Yılmaz Çakır ve katılımcılar, Türkiye’deki siyasal İslam’ın en uzun soluklu hareketlerinden Milli Görüş’ü ve hareketin başını çeken merhum Başbakan Necmettin Erbakan’ı tüm yönleriyle tartıştı. ‘Milli Görüş, İslami bir hareket değildi’ Hasip Yokuş, Milli Görüş’ün Fener Rum Patrikhanesi’inin kapatıldığı, tekkelere baskıların yapıldığı bir dönemde ortaya çıktığını, Milli Nizam Partisi ve Milli Selamet Partisi ardından Refah Partisi’nin (RP) 1995’te yüzde 21,5 oyla birinci parti olduğunu hatırlattı. RP ve DYP koalisyonu sonucunda oluşan Refah Yol hükümetinin ekonomiye yoğunlaştığını ancak Kürt sorunu gibi meselelerle ilgilenmediklerini söyledi. Panelin soru cevap kısmında katılımcılardan gelen, “Milli Görüş milliyetçi Türk hareketi midir? Hareketin Kürt politikası Kürdistan’da nasıl işlemiştir?” sorusuna cevaben, “hareketi İslami bir hareket olarak görmediğini” belirten Yokuş, partinin Güneydoğu’da büyük bir oy topladığını ancak Milli Görüş’ün Türkçü olmasa da, kardeşlik siyasetinin yüzeysel kaldığını” savundu. “Milli Nizam, Milli Saadet, Milli Gazete aynı hassasiyetin ürünüydü. Bu hassasiyet, Kürt sorununun çözülmesini engelledi. Yanlış bir ümmet tasavvurunun oluşmasına sebep oldu” diyen Yokuş, Erbakan’ın pozisyonunun temsili yönünün de olduğunu söyledi ve “Erbakan’ın İslamcıları utandıran tutumları oldu. Çiller’in yolsuzluğunu diline doladı ama Meclis’te karşısına gelince aleyhte oy kullandı. Yarım asırdır sahnedeydi ama açık ajandasında bir şey bulunmadığından gizli ajandası olduğunu söylediler” dedi. 28 Şubat’ın ardından Refah Partisi üyelerinin kamuda gözükmediğini söyleyen Yokuş, “Silik duruşları bir işe yaramadı ve RP kapandı” dedi. ‘Efsane Başbakan geri döndü’ inancı siyasal şeyhlikle ilintiliydi’Yokuş’un ardından konuşan Yılmaz Çakır, dini zaafları dönemsel değerlendirmek gerektiğini belirtti. Milli Görüş’ün sahneye çıkmasıyla, İslamcılığın sağcılıktan ve muhafazakârlıktan çıktığını söyleyen Çakır, “Siyaset yaklaşımları devrimci değil evrimciydi; ‘ikna’ yöntemine inanıyorlardı. Erbakan, ordudaki Kemalist çekirdek kadroyu ikna umutla askerin maaşını arttırdı” dedi. Çakır konuşmasına kısaca şöyle devam etti: “Merve Kavakçı’ya ağır sözler söyleyen Ecevit’in ölümü ardından herkesi toplayıp evinde mevlid okutan Erbakan’ın bu tavrını anlamlandıramayız. ‘Devlet sever de döver de’ diyemeyiz. Son günlerine kadar Erbakan’ın 28 Şubat hakkında konuşmaması izah edilir şey değil. Orduya toz kondurmamak… Konumuz dışında ama İlker Başbuğ’la ilgili merhamet damarı gösteriyorlar. İlginç bir ruh hali. Bu ilerisi için bir sigorta arayışı mıdır? Olabilir ama o zaman da konuşmazsın, sessiz kalırsın. Milli Görüşü bu açıdan tasvip edemeyiz. Ama ‘26. Genelkurmay Başkanı’yım’ ne demek? Menderes kaçıncı başbakandı? Erbakan kaçıncıydı?” dedi. “Erbakan geri döndüğünde, ‘Efsane Başbakan geri döndü’ dediler. Asansörle çıkıyordu. İnsanlar buna inanıyordu. Siyasal şeyhlikle ilintili bir yaklaşımdı. Ama Milli Görüş’ün olumlu katkıları oldu. Erbakan yer yer pasifist olsa da yaptıkları ısrarcı olarak da okunmalı. Düzenin çirkin yüzünü gösterdiği için şükran duymalıyız. 28 Şubat’ta pasifist davrandı, diyoruz ama sol, 12 Eylül sabahı durmadı mı? Menderes asılmadı mı? Halk ne zaman teyakkuza geçti? Ayrıca bunun tercih olduğu bir kısım da var; Erbakan, ‘kimsenin burnunu kanatmamakla’ övünürdü” dedi. Özgür-Der nedir? Özgür-Der, kendisini “Türkiye'de ve tüm dünya genelinde yaşanan zulümlere, haksızlıklara ve adaletsizliklere İslami kimliği esas alan bir perspektifle tavır almayı ibadet bilen bir anlayışın temsilcisi” olarak tanımlıyor. Türkiye’deki İslami hareket içinde muhalif bir yeri olan Özgür-Der internet sitesine girdiğinizde başörtüsü yasaklarına karşı yapılan çağrıların yanında, AKP’nin “Mustafa Kemalsiz bir Dersim tartışması” yürüttüğüne dikkat çeken bir basın açıklamasına, KCK kapsamında tutuklanan milletvekili Hasip Kaplan için Yüksek Seçim Kurulu’na yapılan çağırıyı görüyorsunuz. Yine KCK’dan tutuklanan Prof. Büşra Ersanlı’nın tutuklanmasına ilişkin “medyanın bir bölümüne servis edilen bazı haberlerde Ersanlı’nın kamuoyunda suçlu gösterilmesine delil (!) olacak bazı iddialar, geçmişte aldığı ceza, eşinin kökeni, aile fertlerinin evlilikleri gibi konuların gündeme gelmesi haksızlıktır, insafsızlıktır” açıklamaları bulunuyor. "Haksöz: Kur'an'ın aydınlığına doğru..." isimli aylık bir dergi de çıkartan Özgür-Der, internet sitelerinde somut olarak atılması gereken adımları şöyle sıralıyor: • Eğitim alanında her türlü inanç yasağı son bulmalı; bu çerçevede başörtüsü yasağı adlı vahşi yasağa son verilmelidir. • Genç beyinlerin militarist bir tarzda yönlendirilmesinde araç olarak kullanılan ulusal marş, ant, tören ve benzeri ritüeller terk edilmelidir.• Eğitim binalarında, araçlarında ve müfredatında kişi putlaştırılmasına yönelik yaklaşımlar terk edilmeli; düşünen, sorgulayan, eleştiren mantık öne çıkartılmalıdır.• Sistemin ihtiyaçlarına hizmet eden güdümlü din kültürü ve laik ahlak anlayış şablonundan vazgeçilmelidir.• İsteyen vatandaşlara okullarda ana dillerinin öğretilmesi imkânı tanınmalıdır.• Okullarda askeri denetim ve vesayet aracı olarak işleyen ve kışla tipi eğitimin simgesi haline gelen Milli Güvenlik Dersleri acilen kaldırılmalıdır.