Neden odak oldu, neden kapatılmadı?

AKP’nin kapatılması istemiyle açılan davaya dair gerekçeli kararı tamamlayan Anayasa Mahkemesi, partinin türban, Kuran kursları ve imam hatiplerle ilgili politikalarının laikliğe aykırı olduğunu vurguladı İşte laiklik karşıtı odak olan 11 AKP'li Kapatma davasında, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, AKP aleyhindeki davanın tümüyle reddedilmesi gerektiği yönünde oy verdi. Başkan Vekili Osman Paksüt, üyeler Fulya Kantarcıoğlu, Mehmet Erten, Necmi Özler, Şevket Apalak, Ayla Perktaş ise kapatılması yönünde oy kullandı. Üyeler Sacit Adalı, Ahmet Akyalçın, Serdar Özgüldür, Serruh Kaleli ise kapatılmama yönünde oy kullandı  Anayasa Mahkemesi, AKP’nin kapatılması istemiyle ilgili açılan davada aldığı kararın gerekçesini açıkladı. Partinin laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiğine ancak bu eylemlerin kapatmayı gerektirmediğini hükmeden Anayasa Mahkemesi’nin laiklikle ilgili kırmızı çizgileri vurguladı. AKP’nin ağırlıklı olarak türban, imam hatipler ve Kuran kursları ile ilgili eylemleri nedeniyle odak haline geldiği belirtildi. Kararda, sorunların toplumda ayrışma ve gerginliklere yol açacak düzeyde siyasetin temel sorunu haline dönüştürüldüğü ifade edildi. Kararda, AKP’nin kapatılmaktan AB reformları, kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığı anayasayal hakka dönüştürmesi ve üniversitelerdeki türban yasağının kaldırılmasına yönelik anayasa değişikliğinin iptalinden sonra iktidar gücünü bu konuda eylem yapılması yönünde kullanmamasının kurtardığı vurgulandı. Herkesin iktidarı Kararda, laiklik karşıtı eylemlerin neden odak sayıldığı konusunda, şu ifadeler kullanıldı: “Üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağı, Kuran kurslarına yaş kısıtlaması, imam hatip liselerine uygulanan katsayı sınırlamasının kaldırılmasına yönelik toplumsal taleplerin bulunduğu, ancak davalı partinin bu doğrultudaki siyasal mücadelesini laiklik ilkesinin anayasanın somut kurallarında ortaya çıkan tercihe uygun biçimde yürüttüğü savunulamaz” Yol haritası “Davalı parti, kurulduktan sonra ilk seçimde tek başına iktidar olarak ülkeyi yönetme sorumluluğu üstlenmiştir. Bu sorumluluğun sadece kendi siyasal tabanına karşı değil, tüm ülkeyi kapsayan kamu yararı amacıyla tüm anayasal ilkelere uygun olarak yerine getirilmesi gerekir.” Gerekçeli kararda, üniversitelerdeki türban yasağını kaldırmaya yönelik anayasa değişikliğinin iptaline ilişkin kararda yer alan laiklikle ilgili bölümler tekrarlanırken, AKP ve benzeri partiler için şu yol haritası çıkartıldı: “Demokraside çoğunluğun azınlıkların hak ve özgürlüklerini korumayı kabullenmesi zorunludur. Özgürlükleri yok etmeyi amaçlamayan bir siyasi kapatılmaz. Laikliği reddeden düzenlerin demokratik olarak nitelendirilmesi olanaksızdır. Demokratik katılım yoksa, laiklikten de söz edilemez. Partiler dinsel özgürlük talepleri ile ilgili politika belirleyebilir ancak dinsel duyguları siyasal mücadele aracı haline getirerek toplumda dinsel talep ekseninde ayrışmalara yol açması laiklikle bağdaşmaz.” Kararda, AKP’nin bazı eylemlerinin partinin iktidar gücünün çağdaş batılı demokrasiler standartına kavuşturulması yönünde kullandığını gösterdiği vurgulandı. Kararda, türbanla ilgili iptal kararından sonra AKP’nin seçmen kitlesini şiddet hareketlerine teşvik etmemesinin de anayasal düzeni yıkmaya yönelik kullanmadığını gösterdiği ifade edildi. Gerekçeli kararın tam metniÇok oy almışsa kapatılmalı AKP’nin kapatılması yönünde oy kullanan 6 üye karşı oy yazılarında TBMM’de sınırlı sayıda temsilcisi bulunan parti ile çoğunluğa sahip bir partinin demokratik siyasi yaşam için yaratacağı tehlikenin aynı olamayacağını vurguladı. Partinin çoğunluğa sahip olması halinde düşüncelerini yaşama geçirmede engelle karşılaşmayacağının belirtildiği gerekçede, böyle bir durumda laikliğin aykırı faaliyetlerin odağı haline gelen partinin kapatılması için şiddete başvurup başvurmadığı şartının aranamayacağı vurgulandı. Haşim Kılıç: İlgi özgürlüğe Kapatma davasının reddedilmesi yönünde oy kullanan Başkan Haşim Kılıç, siyasi partilerin kapatılmamak için kendilerini “olduğu gibi” ortaya koyamadıklarını, Anayasa Mahkemesi’nin nasıl olması gerektiği ölçülerine uymaya çalıştıklarını vurguladı. Kılıç, “Yasal zeminde dinsel öğretilere kavuşan bireyler bu bilgileri hayata geçirme aşamasında sorunla karşılaşmışlardır. Bu sorunların sözcülüğünü yapan partiler ise kapatılma yaptırımı ile karşı karşı kalmışlardır. Partinin ilgi duyduğu din değil özgürlüktür” dedi. Kılıç: Deliller yetersizHangi eylemlerle laiklik karşıtlığının odağı sayıldı? Tüm üyelerin laikliğe aykırı bulduğu eylem sayısı 30’a ulaştı. - Türban yasağını kaldırmaya yönelik anayasa değişikliği ve türbanla ilgili açıklamalar. - Kuran kurslarına yönelik yaş sınırını indirme çabaları. - İmam hatiplerle ilgili katsayı sorununu kaldırma girişimleri. - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 12 ayrı açıklaması: - “Kişiler laik olmaz” - “Laiklik din olursa aynı anda Müslüman olunamaz” - “Tommiks-Teksas okumaya hiç kimse mani olmuyor ama kendi kitabını öğrenmesine niye mani oluyoruz” - “Tabii, bunun taymingi önemli” (türbanla ilgili referandum konusunda) - “Özel okullarda türbanla eğitimi serbest bırakalım.” - (Türban yasağının) “Kopenhag kriterleriyle açıklanması nasıl olur, merak ediyorum” - “Kızlarım başını örttükleri için Türkiye’de okuyamadı” - “Kızlarım ABD’de okuyor. Eninde sonunda hak yerini bulacaktır” sözleri. - “Eşim Başbakanlık Konutu’nda türban takabiliyor, karşıda (cumhurbaşkanlığı) takamıyor” - (Türbanla ilgili) “Söz söyleme hakkı din ulemasınındır” - (Danıştay’ın türban kararı için) “Bunlar bu gidişle evin içine de karışacaklar” - (Türbanla ilgili) “Velev ki siyasi simge” - “Müslüman kadınlar başörtülerini örtecek” - TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın sözleri: - “Devlet dini inançların yaşam hakkını kısıtlamaktadır” - “Meclisimizin dindar cumhurbaşkanı seçmesine itiraz ediliyor” - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in eylemleri. - AKP milletvekilleri İrfan Gündüz’ün “Anayasa Mahkemesi fetva veren bir kurum mudur?”, Abdullah Çalışkan’ın “Devrim ya kırmızıdır, ya yeşildir. Ben yeşilden yanayım”, AKP kurucularından Cüneyd Zapsu’nun “Türbanını çıkar demek, sokaktaki kadına donunu çıkart demekten farksızdır” sözleri. - AKP eski Milletvekili Resul Tosun, AKP milletvekilleri Selami Uzun ve Hasan Kara’nın türban ve Kuran kurslarıyla ilgili söz ve eylemleri. - Isparta Belediye Başkanı Hasan Balaman’ın, “türbanlı belediye başkanı da olması gerektiği” sözü ile Dinar Belediye Başkanı Mustafa Tarlacı’nın türbanla ilgili açıklamaları. AKP’yi kapatılmaktan AB ve kadınlar kurtardı Kararda, laikliğe aykırı faaliyetlerin odağı haline gelen AKP’nin kapatma yerine, Hazine yardımından yoksun bırakma yaptırımı ile cezalandırılmasının nedenleri ise şu eylemlerine bağlandı: - Halkın büyük bölümünün 22 Temmuz seçiminde, 2002’de iktidara gelen partinin eylemlerini meşru olarak nitelemesi. - AB’ye giriş çabasının, hukuksal ve siyasal reformlara hız verilerek sürdürülmesi. - İdam cezasının bütünüyle kaldırılması. - Uluslararası sözleşmelerin anayasa ve yasalardan üstün olduğunun tanınması. - Anayasanın 10. maddesine “Kadın ve erkek eşit haklara sahiptir, devlet bu eşitliği sağlamakla yükümlüdür” ifadesi eklenmesi, kadına yönelik pozitif ayrımcılık çabaları. - Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesinin sağlanması. - AİHM kararlarının yeniden yargılama nedeni sayılması. - Uluslararası hak ve özgürlük belgelerinin iç hukuka aktarılması. - Gayrımüslim azınlıkların statülerinde iyileştirme sağlayan yasaların kabulü.