Nedim Şener: Dink cinayetinde hala delil karartılabilir, hâkimliğin tutuksuzluk kararı zayıf

Nedim Şener: Dink cinayetinde hala delil karartılabilir, hâkimliğin tutuksuzluk kararı zayıf

Agos Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin olarak "Kamu görevlilerinin ihmali olduğu" iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 9 şüpheli polisin tamamının serbest bırakılmasını değerlendiren gazeteci Nedim Şener, 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nin kararının zayıf gerekçelere dayandığını ve savcılığın itiraz etmesi durumunda tutuklama kararının çıkarılabileceğini belirtti. Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’in Dink cinayetinin planlandığı dönemde Trabzon İl Emniyet İstihbarat Şube Müdürü olduğunu hatırlatan Nedim Şener, “Hala delil karartabilirler” dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü  Ahmet İlhan Güler ve Daire Başkan Yardımcısı Coşkun Çakar’ın da aralarında bulunduğu 9 kişi hakkında gözaltı kararı vermişti. 9 kişiden 7’si daha önce tutuklanan dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlileri Muhittin Zenit, Ercan Demir ve Özkan Mumcu’yla birlikte tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilmişti.

 

Akyürek İstanbul’u sorumlu tuttu

 

Akyürek, ifadesinde, Ekim 2006 tarihinde 81 ilin istihbarat birimlerine İstihbarat Başkanı olarak imzasını taşıyan ’Ermeni vatandaşlarımıza yönelik tepkisel eylemler konusunda muteyakkız bulunulması, gelişmelerin takip edilmesi bu beyanda bilgi verilmesi’ hususunun yer aldığı bir yazı gönderdiğini, bu yazının şuan Silivri Cezaevi’nde yatmakta olan dönemin C şube müdürü Ali Fuat Yılmazer tarafından hazırlandığını söylemişti.

 

Akyürek: Sadece Yasin Hayal’i biliyordum, Celalettin Cerrah iftira attı

 

“Olaydan sonra benim konuya ilişkin bilgim olmadığına ilişkin dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah’ın ifadesi iftiradır"  diyen Akyürek, Yasin Hayal tarafından Hrant Dink’e İstanbul’da ses getirecek eylem yapılacağını belirten bir rapor hazırlandığını ve Engin Dinç imzasıyla İstihbarat Daire Başkanlığı’na gönderildiğini söylemişti. Yazıda silahlı eylemin anlaşılacağının çok açık olduğunu söyleyen Akyürek, “Anlaşılmayan bir durum varsa, İstanbul’un bu durumu Trabzon’a sormaması” demişti.

 

‘F4 raporu yok edildi’

 

Şüphelileri tüm suçlamalardan serbest bırakan hâkimlik kararında, şüphelilerin “resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma, kurulan örgüte üye olma”, “tasarlayarak öldürme” suçlarından tutuklandıkları takdirde mağdur olacakları belirtilmişti. Ancak savcılığın Erhan Tuncel’in 12 Eylül 2006’da Trabzon istihbaratıyla yaptığı görüşmede Yasin Hayal’in yeni bir tetikçi  bulduğunu söyleyerek Ogün Samast’ın adını verdiğini belirttiği F4 raporunun imha edildiği bilgisine ulaştığı bugün ortaya çıktı. Hürriyet’ten Toygun Atilla’nın haberinde, savcının dönemin Trabzon istihbaratının, Ogün Samast’ın tetikçi olduğundan 4 ay önceden haberdar olduğunu öğrendiği bilgisi yer aldı.

 

Nedim Şener: Yalan söylüyorlar, hala delil karartılabilir

 

9 şüphelinin serbest bırakılması ve soruşturmada gelinen son durumu T24’e değerlendiren Nedim Şener şunları söyledi:

Bu soruşturmanın gerçek mağdurunun Hrant Dink olduğunu unutmamak gerek. 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 17 Ocak 2012’de verdiği kararda cinayetin örgütlü suç olmadığına hükmetmişti. 14. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Rüstem Eryılmaz kararın içine sinmediğini söylemişti.

Nöbetçi hakimliğin kararı zayıf gerekçelere dayanıyor. Hâkimler, zaman zaman savcılık dosyasını okumadan böyle kararlar verebiliyor. Bunu da normal karşılıyorum. Nöbeçti hâkim konuya hakim olmayabilir. Savcılığın itiraz etmesi halinde serbest bırakılan şüphelilerin tutuklanabileceğini düşünüyorum.

Trabzon istihbaratının Erhan Tuncel’le 12 Eylül 2006’da yaptığı görüşmede Tuncel’in Ogün Samast’ın ismini verdiği bilgisi savcılıkta var. Tuncel, savcı Muammer Akkaş’a bu bilgiyi vermişti. Hatta, bu görüşmede Tuncel’e 150 lira para verilmiş. Trabzon istihbaratı F4 raporunu yok etti.

İfade veren polisler, kendileriyle ilgili bölümlerde çok yalan atıyor. Diğer polisleri suçlama söz konusu olduğundaysa doğruları söylüyor. Bu yüzden 2009’daki kitabıma “Dink Cinayeti ve İstihbarat Yalanları” adını vermiştim. Muhittin Zenit’in tutuklanması, soruşturmada yol kat edilmesini sağladı. Tutuklama, bu soruşturmada doğruya ulaşmak için etkili bir yol olabilir.

Zenit, cinayetten bir saat 45 dakika sonra Erhan Tuncel ile telefonda görüştü. Telefonda “Ne oğlum, direkt kafaya sıkmışlar, “Kaçmayacaktı ama bu kaçtı?” gibi sözler söyledi. Konuşmada cinayete ilişkin geçen bilgileri Ali Fuat Yılmazer’den aldığını söyledi. Dava aşamasında bunun üzerinde önemle durulacağını düşünüyorum. Acaba bu bilgileri cinayetten sonra mı aldı yoksa cinayeti kimin işleyeceği, nasıl işleneceği önceden biliniyor muydu?

Ramazan Akyürek, ifadesinde “Yasin Hayal’i biliyordum, Ogün Samast’ı bilmiyordum” diyor. Bunlar ekip halinde çalışıyor. Kamu görevlisi olarak neden araştırmadın?

Trabzon’da cinayetle ilgili olarak ‘görevi ihmalle’ suçlanan Jandarma Astsubay Okan Şimşek ve Jandarma Uzman Çavuş Veysal Şahin’in “Biz üstlerimize istihbarat verdik” demesi üzerine 6 asker daha soruşturmaya dahil edildi. Şimdi poliste de benzer bir süreç yaşanabilir.

Muhittin Zenit’in Trabzon’da polis memur olduğu o dönemde, Trabzon İl Emniyet İstihbarat Şube Müdürü olan Engin Dinç şimdi Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı... Hala delil karartabilirler.