Nedim Şener: Dink için adalet arıyorsak Özkök'ün Genelkurmay Başkanlığı'ndan başlamalıyız

Nedim Şener: Dink için adalet arıyorsak Özkök'ün Genelkurmay Başkanlığı'ndan başlamalıyız

Posta yazarı Nedim Şener, 10 yıl önce genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesinin önünde katledilen gazeteci Hrant Dink ile ilgili olarak "Öldürüldüğü 19 ocak 2007’ye kadar Dink’in hayatı zehir edildi. FETÖ’cü istihbaratçılar da bu süreci izlemekle yetindi. o yüzden Dink için adalet arıyorsak Hilmi Özkök’ün Genelkurmay Başkanlığı döneminden itibaren araştırmaya başlamak gerekiyor" dedi.

Nedim Şener'in "Dink araştırmasına Genelkurmay’dan başlamalı" başlığıyla yayımlanan (20 Ocak 2017) yazısı şöyle:

“10 yıl geçmesine rağmen gazeteci Hrant Dink suikastı tam olarak neden aydınlatılamadı?”

Bu sorunun hem hukuki hem de siyasi yanıtı var. Cinayetin işleneceğini bilen, göz yuman ve cinayete yol veren Fethulahçı Terör Örgütü mensupları, 2014 yılına kadar bu cinayeti aydınlatmakla görevli poliste, istihbaratta, yargıda tek güç sahipleriydi. FETÖ’cü polisler cinayeti aydınlatmak yerine delil karartmaya, FETÖ’cü müfettişler ve yargı mensupları FETÖ’cü istihbaratçıları aklamaya çalıştılar. Buna bir de FETÖ’nün gazetecileri katıldı ve faili oldukları cinayet dosyasını 2014 yılına kadar kararttılar. Düşünün dosyanın ilk savcısı FETÖ’nün yargı imamı firari Fikret Seçen. Katili yargılayan ve “örgüt yok” kararı veren mahkeme başkanı FETÖ’den tutuklu Rüstem Eryılmaz ve arkadaşları. Duruşma savcısı bile FETÖ’den tutuklu. Trabzon’da Jandarmalarla ilgili davayı, cinayete göz yummak yerine basit “görevi ihmal”den açan savcı FETÖ’den tutuklu. Dönüm noktası 17/25 Aralık  Yeniden ele alınan Dink dosyasının 2014’e kadar savcısı 25 aralık operasyonunu yapan kaçak FETÖ’cü savcı Muammer akkaş’tı. 17/25 aralık sonrası görevden alınınca dosyanın önü açıldı. FETÖ’cü istihbaratçıların yargılanması son iki yılda yapılan soruşturmaların neticesidir. Yani FETÖ’cüler örgüt olarak faili oldukları Dink dosyasını sekiz yıl boyunca kararttılar. Bir de onları bu makamlarda tutan, sonraki süreçte kollayan FETÖ ile ilişkili İçişleri Bakanı var. Evet, Erdoğan 2 aralık 2008 tarihinde FETÖ’cü ali Fuat Yılmazer ve Ramazan akyürek’in sorumlu olduğuna dair raporu imzaladı ama tüm süreç iktidarın gözetiminde bu noktaya geldi. Jandarma İstihbarat’taki FETÖ bağlantısı bile 8 yıl sonra ortaya çıktı. ama bu olayın bir yönü. Bir de cinayet öncesi Hrant Dink’in öldürülmesine giden süreçte rol oynayanlar var. Sabiha Gökçen’in Ermeni kökenli olduğunu yazdığında, internet sitesinden, 21 Şubat 2004 günü Hrant Dink’i hedef gösteren Genelkurmay’ın bildirisi önemlidir. o gün Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanı idi. aynı gün MİT Müsteşarı Şenkal atasagun, Genelkurmay’dan arandı ve Hrant Dink’in uyarılması istendi. atasagun, İstanbul Bölge Başkanı’nı aradı, o da yardımcısı Özel Yılmaz’a bu göreve verdi. Yılmaz, vali yardımcısının odasında Dink’i “uyardı” ardından devreye “derin devlet artıkları” girdi. Öldürüldüğü 19 ocak 2007’ye kadar Dink’in hayatı zehir edildi. FETÖ’cü istihbaratçılar da bu süreci izlemekle yetindi. o yüzden Dink için adalet arıyorsak Hilmi Özkök’ün Genelkurmay Başkanlığı döneminden itibaren araştırmaya başlamak gerekiyor.