Nepal’i cumartesi günü vuran 7,8 büyüklüğündeki depremin ardından resmi rakamlara göre ölü sayısı 4 bin 349’u buldu, 7 binden fazla kişi yaralandı. Başbakan Sushil Koirala, ölü sayısının 10 binlere ulaşabileceğini bildirdi. BM verilerine göre, depremden yaklaşık 8 milyon kişi etkilendi, yaklaşık 1 milyon 400 bin kişi ise gıda yardımına muhtaç.
Bazı bölgelere hâlâ bağlantı sağlanamadı. Yardım örgütleri ülkede yeterince hızlı hareket edemiyor. Birçok insan iletişim imkanları kısıtlı olduğu için yakınlarından haber alamıyor. Facebook ve Google gibi birçok online platform kayıp arayanların yardımına yetişti. Bu firmaların hizmete soktuğu uygulamalar sayesinde insanlar, arkadaş ve yakınlarına ulaşma imkanı buluyor. Yine online telefon firması Viber, hâlihazırda Nepal’e yapılan tüm telefon görüşmelerinin ücretsiz olduğunu duyurdu.
Depremin meydana geldiği cumartesi gününden bu yana sosyal paylaşım platformları kitlesel iletişimin merkezi haline geldi. İnsanlar birbirlerine yardım etmek için internet platformlarını kullanıyor, çünkü diğer iletişim kanalları çökmüş durumda.
Uluslararası arkadaşlık ağı bulunan Facebook kullanıcılarının sayfaları kayıp ilanları, bağış çağrıları, Nepal’deki yakınlarına ulaşmak isteyenlere yardımcı olabilecek telefon numaraları gibi paylaşımlarla dolup taşıyor.
Kanada’nın Toronto kentinde yaşayan Prabhakar, "Nepal için dua" (Pray for Nepal) yazısını Facebook sayfasındaki profil ve kapak fotoğrafı yapmış. Nepalli Prabhakar, sosyal paylaşım ağını, endişeli arkadaşlarına ailesinin güvende olduğunu bildirmek için kullanıyor. Prabhakar, pazar günü "Ailem Nepal’de güvende. Ama güvende olan diğer herkes gibi onlar da sürekli korku içerisinde" ibarelerini paylaştı.
Washington’da Dünya Bankası’nda çalışan genç Nepalli Ravi de Katmandu çevresinde insanların yemek, içme suyu ve kalacak yer bulabileceği mekanların listesini yayınladı.
Twitter’da da Nepal için yardımlar organize ediliyor. Örneğin bir gazeteci Twitter’da Nepal’de ulaşılabilecek acil telefon numalarını paylaştı.
Karşılıklı yardımların dışında Facebook ve Twitter acı paylaşımında da sınır tanımıyor. Sosyal paylaşım platformlarında konuya dair sayısız yorum ve görüş okumak da mümkün.
Sosyal paylaşım platformlarının arka planındakiler ise kullanıcıların işaretlerini çabucak okumuş görünüyor. Facebook, kriz bölgesindeki insanlarla iletişim kurmayı sağlayan "Güvenlik Durumu Kontrolü" (safety check) adlı uygulamayı kullanıma açtı. Kullanıcı bir tık ile kriz bölgesinde mi yoksa güvende mi bulunduğunu belirtebiliyor. Ayrıca kullanıcı, diğer kullanıcıların da güvende olup olmadığını ya da deprem bölgesindeki aradığı arkadaşlarını işaretleyebiliyor.
Bilişim devi Google da "Kişi Bulucu" (person finder) adlı uygulamasını aktifleştirdi. İnsanlar bu uygulamayı hem kayıpları aramak için hem de onlar hakkında bilgi paylaşmak için kullanabiliyor. Google platformunda kayıp arayan kullanıcılar, aradıkları kişinin fotoğrafını ve en son nerede gördüklerini paylaşabiliyor.
Google, Kişi Bulucu hizmetini ilk kez 2010 yılında Haiti depreminde kullandı. O dönemden bu yana da bilişim devi, doğal afetlerde bu uygulamayı hizmete açıyor. Google bu hizmeti, Japonya'daki Fukuşima nükleer felaketinin yanı sıra Van depreminde de kullanıma sunmuştu.
Google farklı veri bankalarını da taradığı için, kullanıcının kayıp yakınlarını bulmak için birçok farklı platformda tek tek arama yapması gerekmiyor.