Ali Kenanoğlu (Evrensel - 29 Eylül 2012)
Büyük Ozan Abdal geleneğinin gelmiş geçmiş en önemli temsilcisi Neşet Ertaş hakka yürüdü. Bedeni toprağa, canı devre (reenkarnasyon) yolcu edildi. Birçok kimse Neşet Ertaş’ın Aleviliğinden haberdar değildi, Ozanın naaşının nereden kaldırılacağı konuşulduğu ortamda bulunan Kültür Dernekleri Başkanı Engin Güdük’ün. “.....74 yıl Alevi olarak yaşadı, Alevi olarak yolcu edilmelidir” çıkışı olmasaydı belki de bu tartışma hiç olmayacak ve birçok kimse büyük üstadın Alevi olduğunu bilmeyecekti.
Konu haber olup tartışılmaya başlanınca birçok kişi şaşkınlığını gizlemedi hatta “Hayır, olmaz, Alevi değildi” diyenler oldu. Büyük üstada “Aleviliği yakıştırmadılar” oysa bilmedikleri çok şey vardı. Bu çok şeylerin başında da Neşet Ertaş üstad ve onun gibi nice büyük ozanların beslendiği bir kaynak vardı, onları sanata, edebiyata, saza, söze yönelten Aleviliğin ta kendisiydi. Neşet Ertaş da babası Muharrem Ertaş gibi Alevi’ydi. Aleviliğe mensup “Abdallar” diye tanımlanan bir topluluğa aitti.
Neşet Baba, Aleviliğini öne çıkartan ve bu davayı güden birisi değildi. Çünkü o zaten “garip”di ve sırtında zaten taşımakta zorlandığı fazla sayıda yük vardı. Neşet Baba’nın bir de Alevilik gibi hayli sıkıntılı ve sorun yaratan bir yükü taşıması mümkün değildi. Bu nedenle de Neşet Baba Aleviliğini pek gündeme getirmezdi, ancak Aleviliğini inkar eden birisi de değildi. Neşet Baba’nın bu tavrını anlamak için Aleviliğin yükünü bilmek gerekir.
“Neşet Ertaş Alevidir ve cemevinden yolcu edilmelidir” dediğimizde çok tuhaf tepkilerle karşılaştık. Bize “Neşet Ertaş Alevi değildir, ailesi karar verir, vasiyeti var mı, kendisi Alevilikten bahsetmezdi ki, Alevi kurumları yaşarken sahip çıktılar mı, cemevinden yolcu edilsin diyerek ayrımcılık yapıyorsunuz, Neşet Ertaş’ın cenazesi üzerinden siyaset yapıyorsunuz” gibi akla ziyan tepkiler geldi.
Eyy akla ziyanlar ben de sizlere soruyorum;
1- Neşet Ertaş Alevi’dir ve yaşamı boyunca camide ibadet etmemiştir. Şimdi onu camiden yolcu ederek sevap mı işlediniz, kendi imanınızı mı kurtardınız yoksa Neşet Baba’yı imana(!) mı getirdiniz?
2- Kişilerin özel vasiyetleri yoksa yaşamları onların nasıl yolcu edileceğine işaret eder, aileler genel olarak baskı ve kaygılarla doğru karar veremiyorlar. Kişi Sünni çocukları ise Hristiyan ya da Alevi olmuşsa o zaman o kişiyi ailenin inisiyatifine mi bırakmak gerekir? Hele de halka mal olmuş kişileri.
3- Neşet Baba’dan cemevi için vasiyet var mı diyenler, Sünni bir kişi öldüğünce camiye götürmek için vasiyetini soruyor musunuz?
4- Neşet Baba Aleviliği ile bilinmezdi diyenler, her Alevi’nin illa kimliğini her ortamda haykırması mı gerekir? Sürekli “Ben Alevi’yim” demesi mi gerekir? Sünniler böyle mi yapıyor?
5- Alevi kurumları - Aleviler, Neşet Baba’ya sahip çıkmıştır - çıkmamıştır. Kaldı ki bu doğru da değildir. Sizin sahip çıkmaktan anladığınıza bağlı bir durumdur. Bu ayrı bir tartışmadır. Ne yani Aleviler sahip çıkmıyor diye camiye mi götürmek gerekir? Sünniler için de bunu yapıyor musunuz?
6- Neşet Baba cemevinden yolcu edilmelidir dediğimizde bize ayrımcılık yaptığımızı söyleyenler, vicdanlı olun! Alevi birisini camiye götürenler değil de biz mi ayrımcı oluyoruz? Biz hangi Sünniyi camiden alıp cemevine getirdik?
7- Siyaset yaptığımızı söyleyenler, cenaze törenini izlediyseniz siyasetin kimin yaptığını görmüşsünüzdür; reklam panosuna dönüştürülmüş tabutla ve siyasi konuşmalarla uğurlanmayı...
8- Aleviler de Müslüman’dır, o nedenle de ibadethaneleri camidir, cemevi diye bir ibadethane yoktur diyenlerin ise en yakın rehabilitasyon merkezine uğrayıp tedavi olmalarını tavsiye ederim.