Geçen yıl ABD'de kurulan bir şirket, gelecek 5 ila 10 yıl içinde sadece bir değil, iki türü geri getirebileceğinden emin.
Jurassic Park gibi fimlerde bunu yapmak kolay görünmüş olabilir, ama gerçek yaşamda hiç de kolay değil ve bunun yapılabileceği, hatta yapılıp yapılmaması gerektiği konusunda herkes ikna olmuş da değil.
Peki şirket ne planlıyor ve yok olmuş hayvanları geri getirmek gerçekten mümkün mü?
Colossal Biosciences, ABD'li genetik uzmanı George Church ve CEO Ben Lamm tarafından kuruldu ve tüylü mamutları 2027'ye dek geri getirebileceklerini umuyorlar.
Aynı zamanda, Melbourne Üniversitesi'nin yardımıyla 1930'larda nesli tükenen Tazmanya kaplanını geri getirmek üzere bir projeye başladıklarını duyurdular.
Bir yöntem, tersine mühendislik. Bilim insanları, benzer DNA'ya sahip yaşayan türlerden kök hücre alıyor ve daha sonra gen kurgulama teknolojisini kullanarak soyu tükenmiş türleri "geri getiriyor".
Tüylü mamuta en yakın yaşayan hayvan Asya filleri.
Tazmanya kaplanı DNA'sı için de Melbourne müzesinde alkol içinde tutulan bir yavru üzerinde çalışılıyor.
Bilim insanlarının önündeki en büyük engel, yeniden yaratmaya yetecek kadar sağlam bir DNA örneği bulmak.
Sorun, hayvanlar öldüğünde DNA'larının da parçalı hale gelmesi ya da daha küçük şeritlere bölünmesi. Bunları doğru sırada dizmek büyük bir zorluk.
Collosal'ın kurucularından Ben Lamm soyu tükenmiş hayvanları geri getirmenin, gerileyen ekosistemlerin yeniden kurulması ve insanoğlunun verdiği zararın tamir edilmesine yardımcı olacağını söylüyor.
"Hem tüylü mamutlar hem de Tazmanya kaplanları, çevrelerinde önemli bir rol oynadı. Her ikisinin de geri getirilmesi bu türlerin yok olmasıyla oluşan boşluğu doldurmak anlamında olumlu rol oynayabilir."
Lamm ayrıca, araştırmalarının diğer türlerin soyunun tükenmesini de önleyebileceğini savunuyor.
"Tazmanya canavarları 20 ila 30 yavru yapabiliyor. Ancak yavruların sadece birkaçı hayatta kalabiliyor. Tazmanya kaplanı projesinde üzerinde çalıştığımız dış kese Tazmanya canavarlarının korunmasında müthiş yardımcı olabilir."
Londra'daki Ulusal Tarih Müzesi'nden evrim biyoloğu Victoria Herridge gibi bu projenin karşıtları, yaşayan bir yavru mamut yaratma sürecinin diğer hayvanlara risk oluşturabileceği görüşünde. Özellikle de genleriyle oynanmış bir embriyonun taşıyıcı bir file konulması halinde.
"Bu embriyonun 22 ay boyunca anne karnında kalması gerek. Anneye risk oluşturur ve farklı bir türün yavrusunu taşımak...bu tamamen istilacı bir süreç.''
"Cidden etik dışı davranışlar olmadan mümkün değil. Taşıyıcı bir anne olarak bir fili kullanmak korkunç olur. Başka türlü olmaz çünkü yapay rahim kullanamazsınız."
Ancak Ben Lamm, Colossal'ın bu konuda adım attığını söylüyor ve "Dışarıda rahim oluşturma ekibimize ek olarak, taşıyıcılık üzerinde çalışan bir ekibimiz de var" diyor.
Bazıları yok olmuş hayvanları geri getirme fikrinin etik olmadığı görüşünde. Dünya üzerinde 4 bini aşkın yıldır dolaşmayan tüylü mamut gibi bir türü geri getirmenin potansiyel etkilerini kimse bilmiyor. Ayrıca bu teknoloji işe yararsa, bilim insanlarının nerede duracakları sorusu var.
Herridge ayrıca, bu şekilde geri getirilecek herhangi bir hayvanın, eskisiyle bire bir aynı olmayacağını bilmenin önemli olduğu görüşünde.
"Türleri geri getirmek diye bir şey yok. Tamamen yeni bir tür yaratılacak. Bir şey yok olmuşsa, yok olmuştur. Gitmiştir, kaybetmişsinizdir. Sadece silik bir kopyasını geri getirebilirsiniz."
Ancak Ben Lamm'a göre önemli olan insanlığın yanlışlarını düzeltmek. Lamm "Kaybolmuş türleri geri getirmek ve insanoğlunun verdiği zararı tamir etmeye başlamak için gereken kaynaklara sahibiz" diyor.