Başbakan Erdoğan'dan köşe yazarlarına 'Nevruz' öfkesi!

Başbakan Erdoğan'dan köşe yazarlarına 'Nevruz' öfkesi!

T24 - Başbakan Tayyip Erdoğan, Afganistan'da düşen helikopter kazasında şehit olan askerlerin cenaze töreni nedeniyle bugüne ertelenen grup toplantısında olaylı Nevruz kutlamalarına tepki gösterdi. Erdoğan, "Kenar köşelerine kadar yansıtan beyefendilere de sesleniyorum. Sizlerin alamadığınız haberleri niçin bizim alabileceğimizi düşünmüyorsunuz? Bizi ister istemez daha temkinli hareket etmeye sevk etmektedir. Beyefendiler tabiî ki köşelerinizde rahatsınız. Çünkü size dağdan davet geliyor, adadan davet geliyor. Bundan dolayı mı bu yazıları yazıyorsunuz? Münasebetleriniz gayet güzel maşallah" dedi.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

 
Dünkü kanunsuz gösteriler sonucu güvenlik güçlerine ateş açılması sonucu, Yüksekova’da 3 Cizre’de iki polisimiz yaralandı. Ne yazık ki Ahmet Toprak isimli polis kardeşimiz şehit oldu. 
 
Efendim neden işte Pazar günü talep edilen bu törenlere müsaade edilmedi, neden işte bu üç gün dört gün olsun müsaadesi verilmedi. Hatta hatta kenar köşelerine kadar yansıtan beyefendilere de sesleniyorum. Sizlerin alamadığınız haberleri niçin bizim alabileceğimizi düşünmüyorsunuz? Bizi ister istemez daha temkinli hareket etmeye sevk etmektedir.
 

'Kan gölüne çevireceğiz' dediler, duymuyor musunuz?'

 
İşte terörist liderlerinden bir tanesinin "kan gölüne çevireceğiz" diye yaptığı açıklamayı duymuyor musunuz? Kulağınız var sağır mısınız? Şurada Pazar günü yapılanları görmediniz mi? Huzurlu bir ülkeyi, huzursuz bir ülke haline çevirme gayreti içinde olanlarla beraber ne zamana kadar hareket edeceksiniz? Beyefendiler tabiî ki köşelerinizde rahatsınız. Çünkü size dağdan davet geliyor, adadan davet geliyor. Bundan dolayı mı bu yazıları yazıyorsunuz?
 
Münasebetleriniz gayet güzel maşallah. Kaynağınız burası demek ki. Kusura bakmasınlar bizler bir devlet olarak bir hükümet olarak halkımızın hukuku huzuru refahı için atılması gereken adımlar neyse bunları atmaya devam edeceğiz.
 
Bir tarafta polisimiz askerimiz şehit edilirken beyefendilerin hiç sesi çıkmayacak ama bölücü terör örgütünde bir sıkıntı olduğu zaman her tarafı ayağa kaldıracaklar.
 
16 Mart sabahı Afganistan’dan acı haberi alır almaz Genelkurmay Başkanımızı arayıp ayrıntıları kendisinden öğrendim. 17 Mart’ta Köln’deki Gençlik ve Spor Çalıştay’ı için Almanya’ya yapacağımız ziyareti de iptal ettim.
 
Afganistan’daki acı hadiselerin, Çanakkale Deniz Zaferi’nin hemen öncesinde vuku bulması manidardı. Bu vesileyle Çanakkale şehitlerimizi, tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle yad ediyorum.
 

'Miraslarına sahip çıkacağız'

 
Biz şehitlerin ölüler olmadığına onların diri olduğuna tüm kalbimizle inanıyoruz. Akif’in ifadesiyle “sıksan şüheda fışkıracak”. Bu topraklar aziz şehitlerimizin hatırasıyla huzur ve emniyet içerisindedir. Elbette şehitlerimizi ebediyen hatırlayacak, onların mirasına da aynı şekilde sahip çıkacağız.
 
Bir millet şehitlerine sahip çıktığı, şehitlerini hürmetle yad ettiği, şehitlerin mirasına sarıldığı sürece ayakta kalır. Her karışı şehit kanıyla sulanmış, her ailenin geçmişinde bir şehit olduğu bu ülkede şehitlerin emanetlerine sahip çıkmak hepimizin boynunun borcudur.
 

'Cenazelerin protestoya dönüşmesi çirkin'

 
Biz bu hissiyatımızı hemen her fırsatta ifade ettik. Şehitlerimizin istismar edilmemesi için herkesin vicdanlı davranması gerektiğini ifade ettik. Hele hele başında milliyetçi adı bulunan partinin, şehit cenazelerinin siyasi protestoya dönüştürülmesini, şehitlerimizin aziz hatırası adına son derece çirkin sorumsuz edep ve adap dışı bir davranış olduğunu defalarca söyledik.
 
Daha Afganistan’dan şehitlerimiz gelmeden, onların üzerinden rant devşirmeye çalışmak milli manevi hiçbir değerle bağdaşmadığı gibi bu sorumsuz açıklamaları yapanları bir kez daha küçültmüş.
 

'Onlar ülkemizin gururu'

 
Bir kere burada şunu açık açık ifade etmek durumundayım. Bizim sınırlarımız dışında görev yapan askerlerimiz, ülkemizin de milletimizin de gururudur. Bu askerler, bu birlikler görev yaptıkları ülkelerde, büyük bir ülkeyi, tarihi şanla şerefle temsil ediyorlar.
 
Afganistan’da ne işimiz var diyenler. Somali’de, Kosova’da Bosna’da Türk askerinin ne işi var diyenler. Ufukları hep söyledim ya, Sivas’ın ötesine, İstanbul’un ötesine gidemeyenlerdir.
 

'Bunlar butik devlet olmaktan öte geçemediler'

 
Ufku olan vizyonu olan, bu ülkenin tarihini az çok okuyan herkes, bizim yurt dışındaki askeri varlığımızdan gurur duyar. Büyük iddialarınız olursa büyük ülke olursunuz. Ama bunlar maalesef, butik devlet olmaktan öte geçemediler. Bizim yurt dışındaki askeri varlığımız, Türk askeri Afganistan’da Kosova’da Lübnan’da Bosna’da güvenin sembolüdür, kardeşlik sembolüdür.
 
Bizim birliklerimiz görev yaptıkları yerde, o ülkenin ve Türkiye’nin dışında hiçbir çıkarı gözetmez. Türk askerine, Türkiye devletine taşeronluk yakıştırması yapanlar, bu ülkeyi tanımayan zavallılardır.
 

'Türk askeri görev yapmayacak da kim yapacak?'

 
Afganistan’da 50 ülkenin 130 bin askeri bulunuyor. Yeni Zelanda’nın, Kore’nin, İrlanda’nın, Yunanistan’ın, İngiltere, İspanya Fransa’nın burada birlikleri var. Türkiye burada olmasın ne demek? Varlığını sorgulasın ne demek? Allah aşkına Afganistan’da Lübnan’da Bosna’da barış için güvenlik için Türk askeri görev yapmayacak da kim yapacak soruyorum sizlere?
 

'Bu ne gaflettir'

 
Ey Bahçeli, ey Kılıçdaroğlu tenezzül edip Çanakkale şehitliği’ne giderseniz orada Boşnakların, Kosovalıların şehitlerin isimlerini görürsünüz. Hiç kimse Boşnaklara, Makedonlara Çanakkale’de ne işiniz var diye sormadı. Bu ne gaflettir.  Onlar kardeşleri için buraya geldiler ve kardeşleriyle omuz omuza bu toprakları müdafaa ettiler.
 
Nakdi yardımlarımızda dünyaya ulaşacağız, dünyanın dört bir yanına yayılmış ata yadigarlarına sahip çıkacağız. İhracatı artırmak için gideceğiz. Dostluk adına kardeşlik adına ulaşabildiğimiz her yere ulaşacağız. Ufku dar, Ankara’dan başını dışarı çıkaramayan siyasi partilere rağmen, biz dünyayı kucaklamaya adaletle devam edeceğiz.
 
Buradan Afganistan’da, Kosova’da, Lübnan’da, Somali’de görev yapan Mehmetçiğimizi bir kez daha selamlıyorum. Arnavutluk’ta, Nahcivan’da, ABD’de, Norveç’te, Almanya’da askeri personelimizi buradan selamlıyorum. Allah yar ve yardımcıları olsun diyorum.
 

'Muhalefet Suriye rejimini savunuyor'

 
Tabi bu arada şu anda ana muhalefet partisi de Suriye’yle ilgili bir toplantı yapıyor. Suriye’deki zulmü, şu ana kadar 10 bine yaklaşan öldürülen kardeşlerimizi öldüren rejimi savunmak üzere toplantı yapıyor. Suriye’ye bu mantıkla çözüm vereceklermiş. Onun da değerlendirmesini ayrıca yaparız. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Bunları değerlendireceğiz.
 
Elbette dünyalar da bağışlansa, şehit veren bir ailenin evladı geri gelmeyecek. Kaybedilmiş bir uzuv yerine konmayacaktır. Ancak şehitlerin yakınları, milletçe hepimiz üzerinde kutsal bir emanettir. Aynı şekilde gaziler çok büyük emanetlerdir. Şehit ve gazilerimize sahip çıkmak bizim asli vazifemizdir.
 
Şu an itibariyle şehit, dul ve yetimleriyle, gazilerimize çeşitli kanunlar çerçevesinde yardımlar yapılıyor. Şehit dul ve yakınları ve gazilerimize çeşitli tazminatlar ödeniyor. Bu kişilere aynı zamanda aylık ödemelerde yapılıyor. Yılda bir kez çocuklara eğitim yardımı veriliyor. TOKİ tarafından faizsiz konut kredisi imkanı tanınıyor. Bu kişiler toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlanıyor. Askerlik muafiyetinden istifade ediyorlar. Bu kardeşlerimize çeşitli vergi muafiyetleri uygulanıyor. Şehit aileleri ve gazilerle doğrudan ilgilenecek bir daire başkanlığı kurduk. Şimdi biz şehitlerimizin dul ve yetimleriyle, gazilerimizi çeşitli kanun ve KHK’larla 20 maddeyi değiştiriyoruz.
 

'Gerçek Nevruz'u açıklayayım'

 
Ben size gerçek nevruzu açıklayayım. Gerçek nevruzda çocukların eline molotofkokteyli vermek suretiyle bu ülkenin polisine saldırtmak yok. Baharın müjdecisi olan nevruzun bahara vesile olmasını diliyorum.
 
Tabi terör örgütü ve onun uzantısı olan siyasi parti, nevruzu havasından koparmak için çirkin provokasyona imza attı. Ama bu oyunu bozacak tek siyasi parti Ak Parti’dir. Pazar günü başlayan, Pazartesi ve Salı günü devam eden olaylarda, sivil ve kamu araçlarına esnafa ciddi zararlar verildi. Allah aşkına nevruz böyle mi kutlanır. Ne günahı var o insanların. Halk otobüsünün belediye otobüsünün onun içindeki vatandaşın ne günahı var?
 
Ne yapmak istiyorsunuz? Emniyet güçlerimizin sağ duyulu sabırlı tavırlarına rağmen, göstericiler ve emniyet güçleri arasında yaralananlar oldu. Şunu hatırlatmak istiyorum. Nevruzu taşla sopayla molotofla kırarak dökerek kutlamak, nevruzun barış anlamına tamamen aykırıdır.
 

'Terör örgütü bahar bayramını zehirleyerek istismara kalkmıştır'

 
BDP bir kez daha en iyi yaptığı şeyi yapmış, kitleleri tahrik ederek şehirlerimizi savaş alanlarına çevirmenin provasını yapmıştır. BDP bir kez daha Kandil’den aldığı talimatla nevruzu gövde gösterisine çevirmek istemiş ama bunu sağlayamamıştır. Terör örgütü bahar bayramını zehirleyerek istismara kalkışmıştır. Terör örgütünün aylardır yaptığı çağrılar, nevruzu bir başkaldırıya dönüktür. BDP’de artık buna alet olmuş demeyeceğim, o da görevini ifa ediyor. Bu nevruzda da BDP barıştan huzurdan kardeşlikten yana değil. Çatışmadan kandan gözyaşından yana olduğunu açık ve net şekilde ortaya koymuştur.
 

'Şu anda Cudi dağlarında çatışma var'

 
Biz BDP’nin de Kandil’in de kan akması, halkla emniyet güçlerinin karşı karşıya gelmesi için çabaladıkların biliyoruz.
 
Şu anda Cudi dağlarında çatışma var. Durmak yok. Sonuna kadar bu böyle devam edecek. BDP maalesef rüştünü ispat edemediğini bu nevruzda bir kez daha gösterdiler.
 
Kürt meselesinin çözümünde inisiyatif almaktan kaçınan BDP kanı gözyaşını tercih eden yani sorunu derinleştirmekten medet uman bir tutum sergilemiştir.
 

'Sizin sorunlarınızın meselenizin çözüm adresi Ak Parti'dir'

 
Kürt kökenli kardeşlerime seslenmek istiyoruz. BDP kendi politikasını üretemeyen bir partidir. BDP sizin haklarınızı koruma rüştüne erememiştir. Terörün boyunduruğundan vesayetinden kendisini kurtaramamış bir partidir. Halkın iradesiyle seçilen milletvekillerinin halktan değil Kandil’den emir alarak hareket eden bir partidir. Sizin sorunlarınızın meselenizin çözüm adresi Ak Parti’dir. Biz 75 milyon için varız, biz vatan topraklarımız için varız. Benim Kürt kökenli kardeşim BDP’nin gerçek niyetini anlamalı.
 
Zengin fakir demeden asla bir ayrım yapmanda, anasınıfı, birinci sınıf, iki, üç dört ve beşinci sınıf öğrencilerimize bugün itibariyle 7 milyon yavrumuza haftada beş gün en az 20 mililitre uzun ömürlü süt dağıtacağız. Bu uygulamayla sağlıklı beslenmeye katkı sağlayacağız. Bu büyük proje gıda tarım ve hayvancılık bakanlığımız, sağlık bakanlığımız ve Milli Eğitim Bakanlığı’mız tarafından ortak yürütülecek.
 

4+4+4 düzenlemesi

 
Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış. Ana muhalefet ve yanındaki bazı destek kıtaları bir gayret içindeler.
 
Bunlar bizi salona sokmadılar dediler. Kayıtları var.
 
Partinin sorumlu bir insanı konumunda olanın, bant tankını komisyon başkanına fırlatacak kadar edepten adaptan uzak ve bu insan politika yapacak. Bu nasıl bir edeptir, anlayıştır? Buna yönelik medya ne yaptı? Ne söyledi? Komisyona komisyon başkanına, sen kalkıp o bant tankını atacaksın. Başkanımızın yüzüne gelebilirdi. Nerede hak, nerede hukuk? Demokrasi adına şuanda neredesiniz? Köşe yazılarınızı siz ne için ne adına kullanıyorsunuz, hepsi meydana çıktı. Anladıkları dil neyse, bu dille konuşacak ve bu yasayı biz bu Meclis’ten çıkaracağız.